Translate.vc / Portuguese → Turkish / Allie
Allie translate Turkish
568 parallel translation
Foi o Tarzan que me ensinou. Estava a contar à Allie... ... sobre os elefantes bébés que tenho na selva.
Allie'ye ormandaki yavru filleri anlatıyordum.
Disse à Allie que gostaria de a levar comigo.
Allie'ye keşke birlikte gitsek dedim.
Um amigo do seu irmão Allie.
Kardeşin Allie'nin bir dostuyum
O Allie pediu-me para passar por aqui e visitar o senhor e a mãe dele.
Şey, Allie uğrayıp, seni ve annesini görmemi istedi.
Amigo do Allie, são problemas.
O Allie'nin bir dostu. hır çıkarmak istiyor.
O Allie não estaria onde está se tivesse o bom senso de ficar longe de tipos destes.
Şey, Allie bugün olduğu yerde olmazdı, eğer yakınlarından uzak duracak kadar aklı olsaydı.
O Allie contou-me tudo sobre ti.
Allie bana mektubunda senin hakkında her şeyi anlattı.
- Como está o Allie?
Allie nasıl?
Eu disse-lhe que o Allie sabe cuidar dele, mas ela não me ouve.
Ona Allie'nin kendisine bakacağını söyledim, fakat dinlemiyordu ki.
Não odiavas estar lá, tanto quanto o Allie odeia, pois não?
Allie'nin yaptıklarından orda nefret etmedin, değil mi?
Não era como o Allie.
Allie böyle değildi.
O Allie falou-te disso?
Allie sana anlatmıştır.
O quarto do Allie não está a ser usado.
Allie'nin odası kullanılmıyor.
Sinto-me muito sozinha, com o Ralph tanto tempo fora e com o Allie tão longe.
Ralph dışarıdayken ve de Allie yokken burası oldukça kasvetli bir hal alıyor.
O Allie contou-me.
Bana Allie söyledi.
- Allie!
- Allie!
- Adeus, Allie.
- Güle güle Allie.
Vou ter saudades tuas, Allie.
Seni özleyeceğim Allie.
Meus amigos me chamam Allie, e esta é minha historia, ou parte dela.
Ama dostlarım bana kısaca Allie der... "... ve bu da benim hikâyem, veya hikâyemin bir bölümü. "
Aloysious.
Allie. Aloysious.
Há muito tempo, o meu primo Allie arranjou uma cadela no canil, meio "airedale", meio "spaniel", muito gira, mas foi espancada.
Uzun zaman önce kuzenim Allie bir barınaktan bir köpek almıştı, yarı "Airdale" yarı "spaniel". Çok şirindi, ama dövülmüştü.
O que é que tu sabes?
Hey, Allie?
- Já consegues ver a cidade, Allie?
- Kasabayı görebildin mi Allie?
Ver o quê, Allie?
Ama neyi Allie?
Talvez um chá gelado, Allie?
Belki buzlu çay iyi gelir, Allie?
O Allie sabe o que faz.
Allie ne yaptığını biliyor.
- Eu estou tão feliz por terem voltado.
- Allie, dönmenize çok sevindim. - Spellgood mu?
Allie!
Allie!
Não parece grande coisa agora, mas nós temos grandes planos.
Şimdilik birşeye benzemiyor ama... bizim çok büyük planlarımız var. Allie'yi bilirsin.
Allie.
Allie.
Allie, estás a matar-nos!
Allie, bizi öldürüyorsun!
Olá, corredor.
Merhaba, Allie.
Não, Allie.
Hayır, Allie.
- Ele matou o Allie e mais três.
- Allie ve 3 adamı öldürdüler.
Posso pôr a Allie na sua cama?
Allie'yi senin yatağına yatırabilir miyim?
Bem. Os dois. Lembras-te da Allie?
Wyatt, Allie'yi hatırlarsın.
- Allie, querida.
- Allie, nasılsın?
Quem me dera que aprendesses um jogo de cartas de jeito!
Allie, keşke doğru dürüst bir kâğıt oyunu öğrenmiş olsaydın.
Não te preocupes, Allie.
Allie kızım, üzülme.
Desculpa, Allie.
Üzgünüm Allie.
- Sinto muito, Allie. Eu disse-lhe, Virg.
Sana söyledim Virg.
Virgil e Allie Earp foram viver para a California, onde Virgil, apesar dum só braço, tornou-se xerife.
Virgil ve Allie Earp California'ya taşındı. Burada Virgil tek koluna rağmen kasaba şerifi oldu.
Adeus, Allie.
Hoşçakal Allie.
- A Allie diz que querem falar contigo a sós.
- Allie seninle yalnız görüşeceklerini söyledi.
Allie, cala-te.
Sus Allie.
Allie, não o deixes mexer muito.
Allie, fazla kıpırdamasın.
Allie, liberta esta cadeira para ela.
Allie, iskemleyi boşalt.
O Virgil e a Allie, o James e a Bessie ficaram na Califórnia onde viveram os seus dias a trabalhar como prospectores, empregados de bar e polícias.
Virgil ve Allie, James ve Bessie Kaliforniya'da kalıp hayatlarının sonuna dek maden arayıcısı, bar işletmecisi ve polis olarak çalıştılar.
A Allie foi a mais forte, vivendo até 17 de Novembro, 1943 vinte e um dias antes do seu 100º aniversário.
En dayanıklıları Allie'ydi, 17 kasım 1943'e dek yaşadı. Öldüğünde 100. doğum gününe 21 gün kalmıştı.
Era o favorito do Allie.
O Allie'nin en sevdiği koltuk.
O Allie?
Allie'mi?