Translate.vc / Portuguese → Turkish / Alma
Alma translate Turkish
18,955 parallel translation
"E embora a minha alma parta da Terra," "eu conto os dias até ao meu renascimento".
"Her ne kadar ruhum dünyayı terk etse de yeniden doğuşumuza gün sayacağım..."
A tua alma gémea.
Ruh ikizine.
Sim, essa é a parte nesta conversa onde tu serias suposta de dizer : "Não, Ray, tu és a minha alma gémea".
Evet, konuşmada şu an "Hayır Ray, benim ruh ikizim sensin" demen gerekiyor.
Vão tentar passar-me de novo pelo processo de indução.
Aralarına alma sürecine maruz bırakacaklar yine.
Sua pobre alma. Essa funciona mesmo?
Ah canım kıyamam, işe yaradığı oluyor mu bunun?
É uma longa história, mas a alma da minha mãe está dentro da Amy.
Uzun hikaye ama sanırım annemin ruhu şuan Amy'nin içinde.
Alguém que me esteve a ajudar a fazer uma busca de alma.
Bana ruh-aramada yardım eden birisi.
Bastardos sem alma.
Ruhsuz lavuklar.
O padre tem alma.
Pederin ruhu varmış cidden.
Pelo que anseias nessa tua... Nessa tua alma podre?
O çürümüş ruhun neyin hasretini çekiyor?
Não deve ser muito difícil rastrear uma só alma errante.
Tek bir başıboş ruhun izini bulmak çok zor olmasa gerek.
Não te subestimes.
Kendini hafife alma.
Ela tem alma. E, de alguma forma, é igual à minha.
Bunun bir ruhu var ve bir şekilde benim ruhum gibi gözüküyor.
Podes não ter alma, mas, partilhamos um elo telepático.
Ruhun olmayabilir ama aramızda telepatik bir bağ var.
- Tem muita alma.
- Biliyorsun duygulu biri.
Desculpem, mas Tranguul é um sanguessuga na alma da Katherine.
Üzgünüm ama Tranguul Katherine'in ruhuna nüfuz etmiş.
O espírito Tranguul dobrará a sua intensidade por cada alma que apanhar.
Tranguul'un ruhu topladığı her ruh ile iki katı yoğunluğa ulaşacak.
Se nos deixares aqui, vendes a alma.
Bizi burada bırakırsan ruhunu satmış olursun.
Dennis, se é você, compreendo perfeitamente porque sentiu necessidade de assumir o controlo e proteger os outros.
Dennis, eğer karşımdaki sensen neden kontrolü ele alma ihtiyacı hissettiğini ve neden diğerlerini korumak istediğini gayet iyi anlıyorum.
A agente tem anos de experiências em depoimentos de menores.
Ajan Seger çocuklardan ıfade alma konusunda deneyımlıdır.
Sente-la na alma?
Ruhunun içinde var mı?
A música é uma maneira de exprimir e recebermos sentimentos, de modo seguro, divertido e, por vezes, esclarecedor.
Müzik bizim için güvenli, eğlenceli bazen de aydınlatıcı bir yoldan duyguları ifade etme ve alma yöntemi.
Olhar para este bolo triste e murcho faz-me doer a alma.
Bu üzgün, sönük keke bakmak ruhumu acıtıyor.
Ele é gentil, tem uma boa alma.
Nazik ve iyi biri.
Se fores abaixo, não tenho hipótese de recuperar o Zack.
Sana bir şey olursa, Zack'i geri alma şansım kalmaz.
Estou a trocar o futuro da vida humana na Terra pela a alma do meu filho?
Kesinlikle. İnsanlığın geleceğini oğlumun hayatı ile mi takas ediyorum.
Pergunte a si mesmo. Quanto vale para si remover a maldição dele sobre a sua alma e a da sua família?
Kendine şunu sor bu laneti ailenin ve kendi üzerinden kaldırmanın bedeli ne kadar?
O nosso casamento, o vosso título dado pelo Imperador... Ou a vossa alma Viking?
Evliliğimiz mi, imparatorun verdiği makam mı yoksa Viking ruhu mu?
Somente seus pés vão estar cansados, sua alteza, Mas, ao final da jornada, A sua alma será preenchida com alegria e felicidade.
Sadece ayaklarınız yorulacak Ekselansları ama yolculuğun sonunda ruhunuz neşe ve mutlulukla dolacak.
Bem, fazer uma peregrinação é como tomar um banho para a alma.
İşte kutsal yolculuğa çıkmak da ruh için banyo etmek gibidir.
Ela retira a sujeira da alma.
Ruhundaki kirleri alır.
É possível termos 40 milhões adicionais?
Ek olarak bir 40 milyon daha alma şansımız var mı?
Atenção a todos! Preparem-se para alto-mar.
Dikkat, personel demir alma mevkilerine.
Chega de comprimidos.
Daha ilaç alma.
Vou garantir que ele tenha um enterro apropriado assim a alma dele não fica presa.
Ruhunun huzuru için düzgün şekilde gömülmesini sağlayacağım.
Rejeitar o seu amor, deixar-lhes um vazio na alma?
Onların sevgilerini reddetmek. Ruhunda bir boşluk açmak.
Há espaço para tanta coisa dentro de uma alma humana, Senhor Padre.
İnsanların ruhunun içinde çok daha fazlası için bir yer var peder.
Andou por aqueles colinas malditas. Mas... a sua alma não presta.
Kirli tepelerden pis ruhunu değil onları yolladın.
Está na altura da Carolina do Norte se erguer e juntar-se aos seus irmãos.
Şimdi ayağa kalkıp kardeşlerinin yanında yer alma sırası Kuzey Carolina'da!
Não achas que encontrei a minha alma gémea, mãe?
Ruh eşimi bulmuşum değil mi anne?
O homem justo come para satisfazer a sua alma!
Erdemliler ruhlarını tatmin etmek için yemek yer!
É uma criatura que nunca viram... meio ave, meio homem, metade pertence à floresta, metade à minha própria alma.
Bu hiç görmediğiniz bir canlı. Yarı horoz yarı insan. Yarısı ormandan yarısı kendi ruhumdan.
A sujidade não está debaixo das suas unhas, senhor. Está na sua alma.
Kir tırnaklarınız içinde değil, ruhunuzda.
Se perdermos o controlo, não haverá esperanças em recuperá-lo.
Eğer kontrolü kaybedersek geri alma umudumuz kalmaz.
Nunca abandonei uma alma atormentada.
Azap içindeki bir ruhu asla bırakıp gitmedim.
- Peço-te que libertes esta pobre alma e te remetas à escuridão. - Aleluia.
- Bu zavallı ruhu rahat bırakıp karanlığa geri çekilmeni istiyorum.
Salvas a minha alma e ficas de consciência tranquila.
Ruhumu kurtarıp, buradan vicdan rahatlığıyla çekip gideceksin.
- Não, não, o seu marido era uma alma gémea, e eu prometo continuar o seu bom trabalho, e pessoalmente achar...
- Bilemedim ki. - Hayır, hayır. Kocan bana çok benziyordu.
A alma e a memória dele permanecem.
Ruhu ve hatıraları yaşamaya devam edecek.
Esta é a tua oportunidade para salvares a alma.
Frederick!
Trata-se de uma alma humana!
- Burada bir insanın ruhu söz konusu!