English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Almas

Almas translate Turkish

10,126 parallel translation
Não o deixe tirar-me isso.
Bunu benden almasına müsaade etme.
Não importa quantas almas transforme em gelado, a correcção estará lá.
Kaç zavallı ruhu buzdan şeylerin içerisine koyduğunun, önemi yok.
O Director não queria que ele levasse, mas ele levou.
Ama müdür bunu almasını istemedi ve o da aldı.
Risca hoje algumas almas zombie da tua lista, como um bom menino.
- İyi bir çocuk gibi birkaç zombi kes bugün tamam mı?
Salvar almas.
Ruhları kurtarıyor.
Se ele escolher o julgamento e perder, iremos pedir a pena máxima para as acusações de espionagem.
Yargılanmayı seçer ve mahkum edilirse casusluk suçundan en ağır cezayı alması için elimizden geleni yaparız.
Porque razão não ficaria ele com o prémio todo?
Neden tüm ödülü kendine almasın ki?
Pedi à Carol para ir à loja buscar um novo colar para mim.
Carol'dan evcil hayvan dükkanına gidip yeni bir tasma almasını istedim.
A criança come almas.
Ruhları yiyen çocuk.
Sim, ao encher a barriga com almas.
Evet ruhları emerek.
Sabes, isso até faz algum sentido, as pessoas tem diferentes reacção quando perdem as almas.
Aslında mantıklı, ruhunu kaybeden insanlar farklı tepki verebiliyor.
Olha, ao ritmo de crescimento da Amara, a sugar almas e ficar mais forte, talvez não seja tão dificil encontrá-la.
Amara'nın büyüme hızına bak, ruhları emip güçleniyor. Bulunması çok zor olmamalı.
Ao encher a barriga com almas.
Ruhları emerek.
As projecções sobre almas... Elas não são boas.
Ruh korumaları pek iyi değil.
Sim, bem, almas de demónios... Elas fazem bem ao corpo.
Evet şeytan ruhu bedene iyi gelir.
Vire para o gráfico ao fundo da página 27, e verá uma diminuição de cerca de 40 % na recolha de almas no Nordoeste Pacifico nos últimos três anos.
27. sayfadaki grafiğe bakarsanız son üç senede Kuzeybatı Pasifik'te ruh toplamanın % 40 düştüğünü görürsünüz.
Estás a tirar as suas almas.
Ruhlarını alıyorsun.
nbsp Eu consumi as suas almas.
Ruhlarını özümsüyorum.
És uma cabra e é melhor teres cuidado!
Ayağını denk alması gereken zavallı bir orospusun!
Pode garantir que ele recebe-os?
Bunları almasını sağlayabilir misin?
E nos seus momentos de necessidade, ela iria ajudar no trabalho de parto, pressionando os seus flancos suados com as mãos calejadas e atingindo profundamente as entranhas para libertar a vida cheia de sangue lá dentro e tirar aquelas almas frescas e sem culpa para ofegar e lutar com a calma tingida pela geada de um amanhecer em Montana.
Ve yardıma ihtiyaçları olan bu zamanda ineklerin doğumuna yardım edecek nasırlı ellerini terli karınlarına bastırarak ve içindekilere derin derin uzanarak ki böylelikle içerideki kandan var olmuş canı serbest bırakacak ve o genç ve masum ruhları Montana'nın şafağının orman renkli sessizliği altında inleyip terlemek için dışarı... çıkartacak.
- Tem medo que fique mais estranho?
Daha garip bir hal almasından mı korkuyorsun?
Vou aconselhar o Caleb a aceitar o acordo.
Caleb'a pazarlığı almasını söyledim.
Eu disse ao Caleb para aceitar o acordo.
Caleb'a Sinclair'i aramasını ve anlaşmayı almasını söyledim.
Difíceis de arranjar, e complicadas de manter.
Alması da elinde tutması da zor.
- Diz-me que não tens o teu cu nu no banco do meu carro novo.
Kesinlikle hayır. Nefes alması gerek. Yeni arabamın koltuğuna çıplak kıçınla oturduğunu söyleme sakın.
Pensei que tu, dentre todas as pessoas, a primeira chefe de cirurgia deste Hospital, lutava para que uma mulher ganhasse igual a um homem.
Bu hastanenin ve bütün bu personelin ilk kadın cerrahi şefi olarak bir kadının da erkeklerle aynı maaşı alması için savaşacağını sanırdım. Konu Meredith Grey.
Só para que saibam vão enviar um barco para buscar-vos daqui a 1 hora.
Iconic'de buna güveniyor. İkinizi alması için bir saat içinde bir bot gönderecekler.
Vossa Majestade, é costume a rainha de França viajar na primeira carruagem.
Majesteleri... Fransa Kraliçesinin ilk arabada yer alması adettir.
Emprestaste-lhe o teu carro?
Arabanı ödünç almasına izin mi verdin?
Peça-lhe para fazer respirações longas e demoradas.
Uzun ve yavaş nefes almasını sağlayın.
Para muitos deles já é tarde, mas estas almas corajosas dedicaram os últimos meses a garantir que outros não vão sofrer o mesmo que eles.
Birçoğu için artık çok geç olsa da, bu kahraman yürekler son aylarını başkaları aynı acıyı çekmesin diye yapılan çalışmalara adadılar.
A única maneira de eles ficarem... é trocarem de lugar com almas vivas.
Burada kalabilmelerinin tek yolu, canlılarla yer değiştirmek.
"Tem de aprender uma lição."
İyi bir ders alması gerekiyor. "
Tudo isto podia ter sido evitado se tu lhe tivesses entregue o Miguel inicialmente.
İlk başta Miguel'i almasına izin verseydin bunların hiçbiri yaşanmamış olurdu.
Elimina algumas almas zombie da tua lista, como um bom menino.
Küçük listeniz dışında birkaç zombi ruhu kontrol edin, iyi bir çocuk gibi.
Alguém teve de deixar a arma ao Gagnier antes de ele chegar.
Birinin saldırı gününde silahı Gagnier'in alması için oraya bırakması gerekirdi.
Isto envia um sinal, para um satélite, que envia a informação para as autoridades de salvamento.
Kurtarma ekibinin bilgi alması için uyduya sinyal gönderir.
Se isto for cancro, ele nunca vai conseguir o rim.
Kanserse böbreği alması mümkün değil.
Queria que ficasses com ele, mesmo não sendo um Lamborghini.
Bir Lamborghini olmasa bile almasını istemişsin.
Então é hora de ela aprendeu uma lição muito valiosa.
O zaman değerli bir ders almasının vakti gelmiş.
E as drogas foram transportadas noutra carinha, por isso... ele não tinha tido a oportunidade.
Haplar da farklı bir kamyonda taşındı, yani onun almasına imkan yok.
Tinha de ser fisicamente colocado no meu HD, mas isso ia demorar horas, e o meu computador não ficou fora de minha vista por...
Hard diskime fiziksel olarak yerleştirilmiş olmalı ama bunun saatler alması gerekirdi. Ve bilgisayarımın iki saat boyunca gözümün önünde olmamas...
Sabem, fomos levados a acreditar que as únicas almas mortais a entrar no quarto do Syd foram a empregada e o próprio Syd.
Size söylediğimize göre Syd'in odasına giren ölümlü ruhlar sadece Syd ve hizmetçiydi.
Mouch, Jimmy, deixem a mangueira pronta caso atinja a cabine.
Mouch, Jimmy... Taksinin alev almasına karşı başka bir hattı hazırda tutun.
Precisamos de alguém infiltrado para conseguir impressões digitais e informações.
İçeriden bilgi ve parmak izi alması için biri lazım bize. - En uygun kişi de sensin Danny.
Espero que não queira a carrinha para já.
- Umarım kamyonetini geri almakta acelesi yoktur. Bir süre hava alması gerekecek.
Alguém vai ter de a tirar.
Birinin o apandisi alması lazım.
Neste caso, incluem-se as potenciais condenações que o Sr. Dassey enfrenta, incluindo prisão perpétua, assim como a natureza e a força das provas apresentadas que incluem, não apenas provas físicas, mas também declarações incriminatórias feitas pelo Sr. Dassey.
Bunların arasında Bay Dassey'nin alması muhtemel ceza buna müebbet de dâhil, ayrıca aleyhinde güçlü deliller olması ki yalnızca fiziki deliller değil Bay Dassey'in suçunu ortaya döken kendi ifadeleri de var.
E eis porque o tribunal precisa de tomar medidas adicionais.
Tam da bu yüzden, mahkemenin iyileştirici önlemler alması gerekmektedir.
Estamos no sitio mais profundo do Inferno... o limbo... nbsp onde envio almas indisciplinadas para tempos de espera.
Asi ruhları zamanı geçirmesi için yolladığım yerde.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]