English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Amar

Amar translate Turkish

7,099 parallel translation
Eu vou amar-te ainda e fazer soar o armistício.
Sizi yine de sevmek ve ateşkes imzalamak istiyorum.
Às vezes acho mais fácil desprezar alguém do que amar.
Bazen birilerinden nefret etmeyi onları sevmekten daha kolay buluyorum.
"Até Deus acha difícil amar e ser sensato ao mesmo tempo." Lindo.
"Tanrı için bile hep sevip hem de bilgili olmak zordur."
Se tiver a oportunidade de amar, Sr. Vermeer, aproveite-a.
Eğer aşkta bir şansınız varsa Bay Vermeer kullanın onu.
Irei amar-te sempre.
Seni her zaman seveceğim.
O Big Jim Rennie não sabe o que é amar outra pessoa para além dele.
Koca Jim Rennie kendinden başkasını sevmenin nasıl bir şey olduğunu bilmez.
Não, mas é uma preocupação maravilhosa. Porque podes amar alguém assim tanto.
Ama merak etme, iyi anlamda çünkü çok seveceğin biri oluyor.
Não fiz nada a não ser amar aquela mulher até ao dia em que a mataste.
Sen onun canını alana kadar yaptığım tek şey onu sevmekti.
Para. Deves ter medo que amar-te a vá destruir.
Seni sevmenin onu yok edeceğinden korkuyor olmalısın.
Obrigada, Berlim, Vou amar-vos sempre!
Teşekkürler Berlin, sizi daima seveceğim!
E nos seus momentos finais, o Ethan ensinou-nos algo mais sobre o que significa ser humano... com a nossa habilidade de amar e de nos sacrificarmos transcendendo a nossa forma física.
Son anlara doğru, Ethan insan olmanın ne olduğuna dair bir şey öğretmişti bize. Aramızdaki bağın, sevme ve fedakârlık yeteneğimizin fiziksel yapımızı nasıl aşabileceğini göstermişti.
Porque vais estar na prisão com outros presos, que vão amar a merda do teu rabo.
Çünkü öbür suçlularla birlikte hapse gireceksin. Götünü çok sevenlerle birlikte.
Chega de te salvar, de acreditar em ti, de te amar!
Hayır, kıçını kurtarmaktan ve sana inanmaktan bıktım! Seni sevmekten de!
Ela ama-te mais do que qualquer outra pessoa poderia amar.
Seni başka herkesten daha çok seviyor.
Amar-te-ei para sempre.
Sonsuza dek seveceğim.
Continuamos a sofrer, a amar, continuamos com desejos, esperança e medo das coisas.
Hâlâ inciniyorsun, hâlâ seviyorsun. Hâlâ dileyip, ümit ediyorsun ve korkuyorsun.
Maggie, prometo-te que um dia vais amar os teus novos poderes.
Maggie, söz veriyorum. Bir gün yeni güçlerini seveceksin.
Sou a tua mãe, e vou amar-te sempre.
Ve ben senin annenim, seni hep seveceğim.
Tu nunca a vais perdoar... nunca a vais amar, não interessa o que ela faça.
O ne yaparsa yapsın, onu asla affetmeyecek ve asla sevmeyeceksiniz.
- Obrigada... Por me mostrares o que é ser um humano, por me mostrares como amar.
Bir insan olmanın ne anlama geldiğini ve nasıl sevileceğini gösterdiğin için teşekkürler.
"O meu maior medo é que, quando nós aprendermos a amar, " eles aprendam a odiar. "
En büyük korkum, zamanla onları sevmeyi öğrendiğimizde onlar bizden nefret etmiş olacak.
Veio para amar?
- Sevmeyi öğrenip de mi geldin peki?
Se podes amar algo, logo podes ser amado.
Eğer bir şeyi sevebilirsen, sevilebilirsin de.
Eu costumava amar-te... Eu era tão uma grande fã...
Sizi çok seven büyük hayranlarınızdan biriydim zamanında.
A Grande Repressão tornou o acto de amar impossível!
Bu Büyük Hüsran aşkı imkansız kıldı.
Nem todos vão amar.
Herkes bayılmayacak.
O que é que te faz pensar que sou capaz de amar?
Aşk için uygun olduğumu düşündüren şey ne?
Porque Ele ensina-nos a amar a Deus, assim como ao nosso vizinho.
Tanrı'yı sevmemizi emrettiği gibi, komşumuzu da sevmeyi emreder.
Mas posso amar-te.
Ama seni sevebilirim.
Posso amar-te, e proteger-te, como ela podia.
Onun gibi ben de seni sevebilirim ve seni koruyabilirim.
Quero que tenhas algo para amar.
Benim tek istediğim, sevdiğin bir şeye sahip olman.
Então, temos de nos deixar de amar?
Birbirimizi sevmeyi mi keselim yani?
Costumávamos amar esta coisa.
Böyle şeyleri çok severdik.
Quero amar a minha mulher do mesmo modo que amávamos quando eu entrei naquela casa.
Karımı o eve girdiğimiz günkü gibi sevmek istiyorum.
Uma companheira que eu possa amar.
Sevebileceğim bir eş,
Perguntaste-te a ti própria se eu era capaz de amar.
Sevebilir miyim diye merak ediyordun.
É por causa do Robin dos Bosques ainda te amar?
Robin Hood hala seni seviyor diye mi?
Biliões de pessoas a amar outras tantas.
Milyarlarca insan milyarlarca insanı seviyor.
Custa amar alguém que não nos ama.
Seni sevmeyen birini sevmek zordur, değil mi?
Se te amar realmente, dá-te tempo para resolver tudo, não?
Eğer seni severse yani gerçekten severse bunları halletmen için sana zaman verecektir, değil mi?
Temos que amar a nossa família.
Ailelerimizi sevmek zorundayız.
Confia em mim, um pai nunca deixa de amar um filho.
Hiçbir baba çocuğunu sevmekten vazgeçmez.
Eu vou amar-te para sempre, Mack.
Seni her zaman seveceğim Mack.
Isto é só por eu o amar?
Onu sevdiğim için mi böyle yapıyorsun?
Não. Stefan, como eu poderia amar o Damon?
Stefan, Damon'u nasıl sevebilirim ki?
Ensinaram-nos a amar através do toque.
Dokunarak sevmeyi öğrettiler bize.
Existe alguém que podes amar, não importa a hora ou lugar.
Zaman, mekân tanımadan sevebileceğin biri var.
Tal como tu estás destinada a amar outro.
Tıpkı senin kaderinin başka bir adamı sevmek için yazıldığı gibi.
Ela comprou o livro "Comer, Rezar, Amar"
- Çok iyi.
Ela espera, se te amar.
O bekleyecektir.
É impossível amar dormente.
Uyuşukken sevemez insan.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]