Translate.vc / Portuguese → Turkish / Amos
Amos translate Turkish
582 parallel translation
V amos esquecer esta amargura. "
Bu tatsizIigi unutaIim. "
Vamos, meus amos, dêem lances.
Haydi efendiler, arttırın.
- "Mr. Amos Jones e criado."
- " "Bay Amos Jones ve uşağı." "
O meu nome näo é Beekman, é Amos Finch.
Benim adım Beekman değil, Amos Finch.
Ben e Amos.
Ben, Amos,
As pessoas que trouxemos tiveram que prometer aos seus amos e patrões que recusariam qualquer tipo de respeito ao Imperador e a Imperatriz.
Ne düşünüyorlar acaba? İmparator ve İmparatoriçe locaya girdiklerinde Avusturya millî marşını çalmayabilirler. Ama bu...
Diga ao Nacho que foi Amos Agry quem o enviou.
Nacho'ya seni Amos Agry'nin gönderdi dediğinden emin ol.
Amos, eu não lhe dei a garrafa. Foi ele.
Amos, şişeyi ona ben vermedim, o verdi.
Tenha calma, Amos. Terá a sua parte.
Endişelenme, Senin payını ayıracağım.
Eu trato disso, Amos.
Onun icabına ben bakarım, Amos.
- Havia só $ 300, Amos.
Sadece 300'tü, Amos.
Não chame mentiroso ao seu irmão. É todo o dinheiro que ele tinha. Todos recebemos o mesmo.
Kardeşine yalancı dememelisin, Amos, adamın bütün parası bu, herkese eşit dağıtıIdı.
Amos, se tentar pôr Simon contra mim,... vais ter mais do que, "vai-me ouvir".
Amos, Simon ve beni birbirimize düşürmeye başlarsan, bir dedikodudan çok daha fazlasını alacaksın.
Waldo, retorne ao hotel... e fique com o Amos até que ele se acalme.
Waldo, sen en iyisi otele gidip biraz sakinleşene kadar Amos ile birlikte kal.
Amos!
Amos.
Vamos, Amos, porquê?
Pekala, Amos, neden?
Porque seria um grande erro, Amos?
Neden büyük bir hata yapayım, Amos?
- Pergunto-te a ti, Amos.
- Sana soruyorum, Amos.
Amos, vá ao saloon e diga ao Hamp e Ivy... que venham aqui o mais depressa que possam.
Amos, Salona git Hamp ve Ivy'ye olabildiğince hızlı bir şekilde buraya gelmelerini söyle.
Amos, desde que começou esta história... corre como um frango que cortaram a cabeça.
Amos, bu olduğundan beri kafası kopmuş bir tavuk gibi kaçışıyorsun etrafta.
Olá, Amos.
Merhaba, Amos.
Devolve os $ 50, Amos.
50'liği çık, Amos.
Amos, vinha a dizer algo, quando entrou.
Amos, içeri girerken birşey söylüyordun.
- O que há, Amos?
Pekala, Amos, Ne var?
Teria sido mais esperto em não se meter nisto com o Lew, Amos.
Lew ile iş çeviren sen olduğun için senin daha iyi bilmen gerekiyor, Amos.
Acredito, Amos.
Sana inanıyorum, Amos.
Obrigado, Amos.
Teşekkür ederim, Amos.
Não fique aí, Amos.
Orda öylece durma, Amos.
É a sua garota, Amos?
Bu kızın mı?
Amos, toma parte disto?
Amos, bu işe katılacak mısın?
Uma pergunta, Amos.
Tek bir soru, Amos.
Ou ele sai ou entramos, Amos.
O dışarı çıksın, Amos, yoksa biz içeri gireriz.
No fim da noite, terá aprendido a não condenar a diversão dos seus amos.
Sabahleyin dostumuz patronunun sporunu ayıplamamayı öğrenir.
Queremos chamar o Dr. Amos Telles chefe da área de zoologia da Universidade de Chicago.
Dr. Amos Keller'i çağırmak istiyorum Chicago Üniversitesi'nde zooloji bölüm başkanı.
"Os Hutus cortam as pernas aos gigantes Tutsis, seus antigos amos, " para que se tornem homens iguais aos outros.
Hutular Tutsilerin eski liderlerini yola getirmek için Tutsilerin ayaklarını kesti.
- O Brannin era um soldado, Amos.
- Brannin bir askerdi Amos.
Boa noite, Amos.
İyi akşamlar Amos.
Amos, eu gostaria de realçar que, na altura da fuga, 131 soldados estavam à distância de um dia e meio daqui, a escavar valas ou a apodrecer ao sol, à espera de serem enterrados.
Şunu belirtmeliyim ki Amos, kaçtιklarι sιrada... emrim altιndaki askerlerin 131'i yarιm günlük yürüyüş mesafesindeydi. Ya mezar kazιyorlardι, ya da güneşin altιnda kokuşmuş halde gömülmeyi bekliyorlardι.
O que é que lhe dizia respeito, Amos?
Seni ilgilendiren neydi Amos?
Votou por uma promoção de Amos Charles Dundee.
Amos Charles Dundee'nin yükselmesi için oy kullandιn.
- Pode ser fuzilado por isto, Amos.
- Bu yüzden idam edilebilirsin Amos.
Isso não vai ser fácil, Amos.
Bunun için çok uğraşman gerekecek Amos.
Parecem-lhe todos iguais, Amos?
Hepsini birbirine mi benzetiyorsun Amos?
Acredito nele, Amos.
Ona inanιyorum Amos.
Quero que tenha esse prazer dentro de uma semana, Amos.
Bir hafta beklesen o zevki bizzat yaşayabilirsin.
Creio que estão à nossa espera no rio.
Tahminimce nehir kιyιsιnda bizi bekliyorlar Amos.
Se fosse assim tão simples, Amos.
Keşke o kadar basit olsaydι Amos.
- Sabia, Amos.
- Biliyordum Amos.
Ainda seremos mais numerosos que vocês.
Yine de sayιca sizden fazla olacağιz Amos.
É assim que nos paga, Amos?
Bize bunun için para veriyorsun Amos.
- Amos.
- Amos.