Translate.vc / Portuguese → Turkish / Andromeda
Andromeda translate Turkish
594 parallel translation
Vieram da galáxia de Andromeda.
Üreticiler. Andromeda galaksisinden geldiler.
- Chamam-lhe Andromeda.
- Oraya Andromeda diyorsunuz.
- Andromeda?
- Andromeda mı?
Para quê isto? A Enterprise só chegaria a Andromeda daqui a milhares de anos!
Enterprise Andromeda'ya binlerce yıldan önce ulaşamaz.
E agora temos o meio de iniciar a viagem de volta a Andromeda.
Şimdi Andromeda'ya dönüş için elimizde imkan var.
Angus Podgorny, dono de uma loja de roupa de homem de Dunbar recebeu uma encomenda de 48 milhões de kilts do planeta Skyron, na galáxia de Andrómeda.
Dunbar'da bir erk ek giyim atölyesi sahibi, Bay Angus Podgorny Andromeda galaksisi Skyron gezegeninden 48 milyon İskoç eteği siparişi aldı.
Não sabes que a galáxia de Andrómeda fica a 2.200.000 anos-luz?
Andromeda galaksisinin 2.200.000 ışık yılı uzakta olduğunu bilmiyor musun?
- O homem de Andrómeda.
- Andromeda'lı adam.
Se tivesse ido à Polícia contar que tinha sido abordado por seres extraterrestres da galáxia de Andrómeda, teríamos enviado um homem para investigar.
Polise gidip Andromeda galaksisinden dünya dışı yaratıkların irtibat kurduğunu söylese soruşturmak için birini gönderirdik.
Então, e os 48 milhões de kilts e a galáxia de Andrómeda?
Peki ya 48 milyon kilt ve Andromeda galaksisi ne olacak?
Estas criaturas em forma de manjar-branco, vêm de Skyron, na galáxia de Andrómeda.
Pelte şekilli yaratıklar Andromeda galaksisindeki Skyron gezegeninden geliyor.
Sim, sabe, somos do planeta Skyron na galáxia de Andrómeda e lá são todos deste tamanho.
Biz Andromeda galaksisindeki Skyron gezegenindeniz. Orada o boyda olurlar.
Os sensores químicos da equipa não detectaram nada fora do normal, então, suspeitamos de um agente biológico, agora denominado "Andrómeda".
Takımın kimyasal dedektörleri sıra dışı bir şey saptamamıştı. Biz de biyolojik bir etkende şüpheleniyoruz. Kod adı "Andromeda"
Seja o que for o "Andrómeda", matou aqueles dois soldados tão rapidamente, que nem tiveram tempo de saltar do veículo.
Bu Andromeda her neyse iki askeri çabucak öldürdü. Hatta jiplerinden çıkacak vakit bile bulamadılar.
Seja que for o "Andrómeda", ainda não matou os pássaros.
Andromeda her neyse, henüz kuşları öldürmemiş.
O Dr. Stone preferiria mais tempo para examinar o "Andrómeda".
Doktor Stone Andromeda'yı incelemek için daha fazla zaman istiyor.
Acho que é correcto concluir... que o "Andrómeda" estava inicialmente dentro da cápsula, caso contrário, as pessoas que a recuperaram, nunca teriam voltado vivas para a cidade.
Sanıyorum şu Andromeda kapsülün içinde yer alıyordu. Aksi taktirde uyduyu bulanlar kasabaya dönene kadar hayatta kalamazlardı.
Aquele material pode ser o "Andrómeda"?
Bu madde Andromeda olabilir mi?
Dr. Chou, você e eu vamos testar a substância preta no "Andrómeda", pelas condições que ela gosta ou detesta.
Dr. Chou, ikimiz de Andromeda içindeki siyah maddeyi test edeceğiz. bakalım hangi koşulları seviyor yada sevmiyor.
Bem, sabemos que o "Andrómeda" coagula o sangue, mas como é que entra no corpo... pelos pulmões ou pela pele?
Andromeda'nın kanı pıhtılaştırdığını biliyoruz. Ama vücuda nasıl giriyor? Akciğerlerden mi?
Este é o "Andrómeda".
Bu Andromeda.
O "Andrómeda" tem aproximadamente 1 mícron, o tamanho de uma única célula.
Andromeda yaklaşık olarak bir mikronluk tek bir hücre boyutunda.
O "Andrómeda" é inspirado pela sua vítima. Penetra na corrente sanguínea onde começa a coagulação.
Andromeda kurbanın solunum yolundan girerek kana karışıp, pıhtılaşmayı başlatıyor.
O "Andrómeda" mata o homem, mata todos os mamíferos pelo que sabemos, e, depois, morre dentro do organismo.
Andromeda insanları ve bildiğimiz kadarıyla bütün memelileri öldürüyor ve onlarla birlikte ölüyor.
Especialmente, em função do que Tsi descobriu quando estava a ver, o material preto ao lado do "Andrómeda".
Özellikle Andromeda'nın yanında keşfedilen siyah madde düşünüldüğünde.
Então, se este material preto era a cápsula fabricada contendo o "Andrómeda", então, o que estás a descrever é uma espécie de bomba biológica.
Eğer bu siyah kabuk Andromeda'yı içeren ve üretilmiş bir şeyse, o zaman anlattığınız bunun biyolojik bir silah olduğu. - Hey!
Acho que precisamos de nos focar mais na estrutura, do que naquilo de que "Andrómeda" é feito.
Bence yapısı üzerine odaklanmalıyız, Bakalım Andromeda neden yapılmış.
O "Andrómeda" não tem DNA.
Andromeda'nın DNA'sı yok.
Nunca houve nada como o "Andrómeda", em lugar nenhum da Terra. Esta é a "Terra Incógnita".
Daha önce dünyada Andromeda gibi bir şey var olmadı.
É uma infecção biológica chamada "Andrómeda".
Bu, Andromeda denilen biyolojik bir salgın.
- O "Andrómeda".
- Andromeda'dan bahsediyorsun.
O que fizemos, ou o que quer que pense dos nossos motivos, o problema que encaramos agora é o "Andrómeda".
Bizim yaptıklarımız, düşüncelerin değil şu anki problemimiz Andromeda.
Acabei de saber de um facto fora da zona de quarentena, que parece ser o "Andrómeda".
Karantina bölgesi dışında bir olayı yeni haber aldım. Görünüşe göre Andromeda sebep olmuş.
O "Andrómeda" é deste mundo ou é alienígena?
Andromeda dünyaya mı ait yoksa uzaydan mı geliyor?
Não podemos dizer, de uma forma ou de outra, mas, é extremamente improvável que o "Andrómeda" seja a criação... de qualquer tipo de poder da Terra.
İkisini de söyleyemeyiz, Söyleyebileceğimiz, Andromeda'nın kesinlikle dünyada yapılamayacağı.
Wildfire efectivamente descartou que o "Andrómeda" tenha origem... em qualquer inimigo conhecido.
Salgın ekibi, Andromeda'nın kesinlikle bilinmeyen bir düşman tarafından yapıldığında karar kıldı.
De onde quer que o "Andrómeda" venha, morre em Piedmont, entendido?
Andromeda her nereden geliyorsa gelsin Piedmont'ta ölecek, anlaşıldı mı?
Estes são os resultados do nosso programa matriz de cultura do "Andrómeda".
Bunlar Andromeda üzerinde gelişen matrix programımızın sonuçları.
Então, o "Andrómeda" cresce mais numa atmosfera 100 %... de dióxido de carbono, iluminada por luz ultravioleta.
Demek Andromeda en iyi atmosferde büyüyor. Ultraviyole ışık altında % 100 karbon dioksit etkisiyle.
O "Andrómeda" come a radiação.
- Andromeda radyasyonu yiyiyor.
Computador, Dr. Stone a examinar a décima série de exposição do "Andrómeda" a potenciais agentes inibidores.
Bilgisayar, Doktor Stone Andromeda'yı engelleyebilecek potansiyel maddelerden onuncu seriyi inceliyor.
A começar a exposição do "Andrómeda"... a múltiplas variedades de bactéria.
Andromeda, bakterilerin yok edilmesi için virüslere maruz bırakılıyor.
A movimentação do "Andrómeda" na população aviária, dá-lhe uma forma de transporte incrivelmente eficiente.
Andromeda'nun kuş nüfusuna bulaşması onan inanılmaz verimli bir taşıma sağlıyor.
O Delegado Willis deve ter sido exposto... quando passava por Piedmont, no domingo à noite.
Şerif Willis'te Pazar gecesi Piedmont'tan geçerken Andromeda'ya maruz kalmış olmalı.
Se a coagulação é inibida, então o "Andrómeda" passa... para o cérebro, provocando uma hemorragia, - e comportamento violento.
pıhtılaşma durduktan sonra Andromeda beyne yöneliyor ve bir kanama başlatıyor ki bu da
Então, o "Andrómeda"... se auto-mantém, como uma bactéria... ou é parte de uma unidade maior, como um...
Yani Andromeda bakteriler gibi kendi kendini mi besliyor, yoksa daha büyük bir grubun parçası mı?
Está a dizer que "Andrómeda" é um sinal criado por uma espécie inteligente, e, então, enviada pelo Universo?
Andromeda'nın zeki yaratıklar tarafından oluşturulan bir sinyal olduğunu mu söylüyorsun?
Bem, e se o "Andrómeda" for como uma célula-estaminal humana.
Peki ya Andromeda İnsanlarda olduğu gibi bir kök hücreyse?
Por enquanto, vamos presumir que este é o "Andrómeda".
Şimdilik bunun Andromeda olduğunu varsayalım.
O ritmo de mutação do "Andrómeda" está a aumentar.
Andromeda'nın mutasyon hızı artıyor.
Notem a enorme concentração de "Andrómeda".
ve unutmayın büyük miktar Andromeda'ya maruz kaldılar.