Translate.vc / Portuguese → Turkish / Animal
Animal translate Turkish
8,969 parallel translation
No reino animal, assim que o macho da espécie dá origem à sua descendente, a sua utilidade termina.
Hayvanlar aleminde yavrunun doğumu gerçekleştiği zaman babaya ihtiyaç kalmaz.
Harper? Qual é o teu animal selvagem preferido?
En sevdiğin vahşi hayvan?
- como a um animal! - Não!
- hayvanmışım gibi davrandılar!
Até na morte, um animal sujo o comeu.
Ölümünde bile pis bir hayvan... -... tarafından yenmiş.
Vou matar-te... Como o animal que és.
Seni öldüreceğim tıpkı bir hayvan gibi.
O parvalhão, ex-Homem de Letras, que quis fazer de mim um animal de circo?
Benden koleksiyon yapmak isteyen... -... şu pislik eski Harflerin Adamları üyesi.
Suspeito é possivelmente um animal grande.
Şüpheli muhtemelen büyük bir hayvan.
Central para todas as unidades, atenção para um animal bipede suspeito.
Merkezden tüm birimlere şüpheli iki ayaklı bir hayvan arıyoruz.
Unidade 8 para central, algo apareceu na Taft, animal anda sobre as quatro patas...
Birim 8'den merkeze. Taft'ta ilerliyorum. Hayvan tekrar dört ayak üstünde ve...
Ele tinha toda estas teorias sobre o comportamento animal.
Hayvan davranışlarıyla alakalı bir sürü teorisi vardı.
Um atravessou a rua... um siamês, o que significa que é o animal doméstico de alguém.
Biri yoldan karşıya geçti. Siyam kedisi yani birinin ev hayvanı. Ben de takip ettim.
Devíamos chamar os Serviços de Controlo Animal.
- Hayvan Kontrolü'nü aramalıyız.
Muito bem, vamos ligar aos Serviços de Controlo Animal, mas, és tu que vais falar.
Pekâlâ, Hayvan Kurtarma Merkezi'ni arayalım. Ama sen konuşacaksın.
Obrigado por ligar para os Serviços de Controlo Animal.
Hayvan Kurtarma Merkezi'ni aradığınız için teşekkürler.
Muito bem. Nesta última hora, temos estado a falar sobre comportamento animal.
Bir saattir hayvan davranışlarıyla ilgili konuşuyoruz.
Sabes, ainda me quero matar todas as vezes que penso em ter que explicar àqueles funcionários dos Serviços de Controlo Animal, porque é que lhes ligamos em pânico, por causa de um monte de árvores vazias.
Her seferinde o memurlara neden boş ağaçlar için panik biçimde onları aradığımızı açıklamaya kalktığımı düşünsem kendimi kesmek istiyorum.
Que algo de muito estranho se está a passar no reino animal.
Hayvanlar aleminde çok tuhaf şeylerin olduğu.
Eu estava a escrever a minha tese sobre interacção entre sistemas tróficos e a ecologia do "plâncton", e fiquei fascinada com o trabalho do Robert sobre a evolução animal.
Ben, beslenimsel etkileşim ve plankton ekolojisi üzerine tezimi yazıyordum ve Robert'ın hayvan evrimi ile ilgili çalışmalarından çok etkilendim.
Suspeito que fosse... a razão pela qual o comportamento animal estava a mudar.
Sanırım hayvan davranışlarının neden değiştiğini.
Certamente, não a vinda de nenhum apocalipse animal.
Yaklaşmakta olan hayvan kıyametini, kesinlikle.
um especialista em comportamento animal, uma jornalista, um guia de safaris, uma agente dos Serviços Secretos Franceses, e um patologista veterinário.
Hayvan davranışları uzmanı. Gazeteci. Safari rehberi.
É tudo aquilo que é necessário para um apocalipse animal.
Hayvan kıyameti için uygun bir yer.
Talvez não tenha sido um animal que fez isto.
Belki de bunu yapan hayvan değildi.
Os olhos estão tão mortos como o animal.
Bir göz ancak bu kadar ölü bakabilir.
Estou a falar com os Serviços de Controlo Animal, neste momento.
- Hayvan Kontrol Merkezi ile görüşüyorum.
A floresta é solitária Para um animal como ele
Orman onun gibi biri için çok yalnız.
É muito difícil ser Um animal gay
Gey bir hayvan olmak çok zor.
Pensei que era o filho do vizinho ou algum animal.
Komşunun çocuğu yada Bir hayvan gördüğünü sanmıştım.
E não estou aqui para ser o seu animal de estimação.
Burada kucağınızda oturacak cici köpek olmaya gelmedim.
É puro instinto animal.
Hayvan içgüdüsü.
Como muitas vezes acontece no reino animal.
Hayvanlar aleminde hep olduğu gibi.
um especialista em comportamento animal, uma jornalista, um guia de safaris, uma agente secreta estrangeira, e um patologista veterinário.
Hayvan davranışları uzmanı. Gazeteci. Safari rehberi.
E ela me atacou como um animal.
Sonra ona yaklaştım ve bir hayvan gibi saldırdı bana.
Que tipo de animal morto você está cozinhando aí dentro?
Acaba hangi hayvanın kanını içiyordun.
Martin, leva este animal para a sala ao lado e chacina-o.
Martin, bu hayvanı yan odaya götürüp kes.
Não precisas de estar amarrado como um animal.
Bir hayvan gibi bağlanmana ihtiyacın yok.
Sei que meto-me com o Derek, mas é tipo instinto animal com feromonas...
Derek'le flört ettiğimi biliyorum, ama bu yaptığın burun deliğine kan sürmek gibi.
Aquele animal ainda está lá fora e os polícias não querem saber.
O hayvan hala dışarıda geziyor ve polisler umursamıyor bile.
- Aquele animal ainda anda a solta!
O hayvan hala dışarıda!
Só que são ainda piores porque um animal não saboreia a dor que causa.
Hatta hayvandan da beterler, çünkü bir hayvan sebep olduğu acıdan zevk almaz.
Um animal não obtém prazer sádico por torturar os outros.
Bir hayvan birine zarar vermekten vahşice bir zevk almaz.
É um nome que dás a um animal de estimação que odeias.
Evcil hayvan adı gibi bir şey. - Nefret ettiğin bir evcil hayvan.
Nome, sítio, animal, coisa... Digam-no.
İsim, yer, mekan, hayvanlar, eşyalar, siz yeter ki söyleyin!
A teoria actual é de ataque animal.
Hayvan saldırısı olduğunu düşünüyorlar.
Nem um animal que conheça.
Hayvana da benzemiyor.
Senhor. Senhor, tem de deixar o animal em quarentena, se vai para a cidade.
Bayım, eğer kasabaya gitmek istiyorsanız bu hayvanı karantinaya almanız gerekecek.
Nenhum animal selvagem entra no parque antes de tratarmos das análises ao sangue.
Hiçbir yabani hayvan biz kanlarından emin olana kadar parka giremez.
Ele não é um animal selvagem.
Yabani hayvan değil ama bu, sadece köpek.
O meu primeiro animal de estimação - foi o Bubbles.
- İlk evcil hayvanımım adı Baloncuk.
É natural, animal.
Bu çok normal. Çok doğal.
- Olá, Serviços de Controlo Animal.
Merhaba.