Translate.vc / Portuguese → Turkish / Aos
Aos translate Turkish
75,041 parallel translation
Se os convencermos a contar aos pais que se apaixonaram, - talvez consigamos sair daqui.
Belki birbirlerine aşık olduklarını babalarına söylemeye ikna edersek buradan çıkabiliriz.
Isso inclui contar aos vossos pais o que sentem um pelo outro.
- Ve buna babalarınıza birbirinizi sevdiğinizi söylemek de dahil.
Conseguimos que a Millie e o Tommy contassem aos pais - que estão apaixonados.
Millie ve Tommy'nin babalarına birbirlerini sevdiklerini söylemelerini sağladık.
O Kadabra já nos enganou aos dois.
- Kadabra ikimizi birden atlattı zaten.
Aos três.
Üç deyince.
Assisti-vos aos dois a lutar.
Yani kapışmanızı izledim.
As testemunhas dizem que, quem ateou fogo aos escritórios é simplesmente o Lucious Coolidge, - conhecido como Heat Monger.
Görgü tanıklarının söylediğine göre ofisleri ateşe veren kişi Heat Monger adıyla da bilinen Lucious Coolidge'den başkası değil.
Dia por dia. Aos poucos. Ano por ano.
Gün be gün, azar azar, yıllarca.
A detective é completamente imune aos meus encantos.
Dedektif cazibeme karşı tam bağışıklığa sahip.
Digo, terei que apelar aos meus contactos foreneses para saber se algum sabe algo.
Eski bağlantılarıma ulaşıp herhangi bir şey bilen gören var mı bakarım.
Recordam como enviei uma mensagem aos meus "peeps" para outras vitimas de envenenamento?
Zehirlenen diğer kurban için arkadaşlarıma danışırım dediğimi hatırlıyor musun?
Sintomas similares aos da nossa vitima de envenenamento. E vejam só...
Bizim kurbanımızla aynı belirtileri göstermiş.
Ordenei aos hospital da área para relatar alguma coisa que se assemelhasse a envenenamento.
Civardaki hastanelere zehirlenme belirtisine benzeyen her vakayı bildirmelerini istedim.
O Pai manipulou-nos aos dois.
Babamız ikimizi de yönlendirdi.
Ele pode dar banho aos olhos?
Bana göz sağlığı temin edebilir mi?
Suponho que demora mais tempo para ir aos sítios agora sem as nossas asas.
Sanırım bir yere gelmek kanatlarımız olmadan daha uzun sürüyor.
Ele mantém-na imune aos nossos poderes.
Güçlerimizin etki etmeyeceği.
Não é como se tivessemos num negócio tipo " vive até aos 90 anos, morrer durante o sono.
Biz 90 yaşında uykunda öl tarzı bir işte değiliz.
Quanto aos Winchesters...
Winchesterlara gelince...
Não contei aos meus filhos que estou a trabalhar contigo.
Çocuklarıma sizinle çalıştığımı daha söylemedim.
Tu vais ligar aos teus superiores em Londres.
Londra'daki üstlerin ile görüşeceksin.
E no entanto, lá estava você até aos cotovelos em entranhas de trnasmorfos.
Yine de buradasın ve dirseğin şekil değiştiren kanı ile kaplı.
Quanto aos Winchester, como qualquer caçador rebelde eles serão investigados.
Winchesterlara gelince diğer asi avcılar gibi sorgulanacaklar.
Olhe, por aqui, os pais dizem aos seus filhos para não irem para o bosque ou o Black Bill apanha-os.
Burada aileler ormana gitmeyin Kara Bill sizi yakalar derdi.
E devias de pelo menos responder aos telefonemas do Dean.
Muhtemelen Dean'in aramasına geri dönmelisin.
Certo, Drexel, por mais que goste de brincar aos médicos contigo, dia após dia, preciso de sair daqui agora.
Tamam Drexel, seninle doktorculuk oynamayı sevsem de günler geçtikçe bu yerden ayrılmak istiyorum.
Ainda vivo e aos pontapés.
Hala hayatta ve iyi. Güçlü.
Pedimos aos Atwoods, que alugaram a casa, a lista de convidados.
Mekanı kiralayan Atwood'lardan davetli listesini vermelerini istedik.
- Encontrei o vibrador da mãe aos 12. - Não, não encontraste nada.
12 yaşındayken annemin vibratörünü bulmuştum.
Aos domingos, a igreja está mais vazia do que antes do Danny ser morto.
Artık Pazar ayinleri Danny'den öncesinden bile boş.
Faremos o mesmo aos seus funcionários.
Ekibin diğer üyelerinden de isteyeceğiz.
Vi-o sair em direção aos jardins.
Bahçeye doğru giderken gördüm en son.
Faço sempre isso aos sábados.
Artık cumartesi rutinim oldu bu.
Estava a passar por perto, e pensei, é melhor entregar em mão, do que deixar aos caprichos dos correios.
- Almayayım çok vaktim yok. Geçiyordum da mektuplaşmaktansa gelip yüz yüze konuşalım istedim.
Aos socos, aos pontapés, fiquei deitado no chão.
Tekme tokat girişti ve beni yere yapıştırdı.
Cartões de flores idênticos aos das flores que estavam em casa da Trish.
Trish'in evine bırakılan çiçektekiyle bire bir aynı karttan.
Não estamos a conseguir ligar o ataque da Trish aos das outras duas mulheres, e talvez o Jim seja a ligação.
Saldırılar arasında bir bağlantı bulmakta zorlanıyorduk, belki de o bağlantı Jim'dir.
Mas encorajando-nos uns aos outros. "
Daima birbirimizi cesaretlendirmeliyiz.
Eu espero que, mesmo sem mim aqui, vocês continuem a encorajarem-se uns aos outros.
Umuyorum ki ben burada değilken de cesaretlendirmeye devam edersiniz.
Uhtred, aos olhos de Deus, ela é casada.
Uhtred Tanrı'nın nazarında o evli.
Aos olhos Deus, ela é casada.
Tanrı'nın nazarında kız evli.
Não podemos arriscar que nos matem aos dois.
- İkimizin de öldürülmesini göze alamayız.
Fazer com que os miúdos cheguem a salvo à escola, chamar "meu" aos motoristas e o apito!
Çocuklar güvenle okula gider, sürücülere "birader" dersin ve bir de düdük çalarsın!
O filme reporta aos acontecimentos de 1942, no Verão, foi... o Verão mais quente no Ártico desde que existem registos.
Film 1942 yazının olaylarıyla bağlantılı. Kayıt altına alındığından beri Arktik'deki en sıcak yazdı.
Entretanto, precisamos de um mandado para aceder aos registos bancários e apreender os telefones dele.
Bu sırada, banka hesaplarına ulaşma izni almamız ve telefonuna el koymamız gerek.
O Sr. Hansen não conseguiu aceder aos telemóveis dele.
Bay Hansen telefonlarına erişemedi.
Desde o início desta história deprimente até à última cena, não me lembro de uma única fala, uma única palavra, que não me arrepie até aos ossos.
Bu bedbaht öykünün başından sonundaki melankolik sahneye dek kanımı dondurmayan tek bir replik, tek bir sözcük dahi düşünemiyorum.
E como reage aos rumores de que esta produção não passa de uma trama maléfica.
Oyunun aslen şeytani bir plan olduğu söylentilerine - ne diyeceksiniz? - Şeytani plan mı?
E quando a tiver, irei desfazer-te a ti e aos teus irmãos membro a membro.
Ele geçirdiğimde de seni ve kardeşlerini lime lime edeceğim.
Tratamos os médicos por "doutores" e chamamos "cadáveres" aos corpos.
Doktorlara "dok", cesetlere "leş" deriz.
Mas como o Dr. Montgomery prometera, nada de mal aconteceria aos órfãos Baudelaire na Sala dos Répteis.
Ancak Dr. Montgomery'nin söz verdiği gibi,