English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Apu

Apu translate Turkish

317 parallel translation
Bom, de qualquer maneira tenho de voltar, para dar de comer ao Apu.
Herneyse, geriye dönüp Apu'yu beslemem lazım.
Como é que estás, Apu?
Nasıl gidiyor, Apu?
- Apu, que está aqui a fazer?
- Apu, burada ne arıyorsun?
Olá Apu.
Apu, hey.
Vão ser 10.000 €, Apu.
$ 10,000 dolarım oldu, Apu.
Vá lá, Apu, querido, descontrai-te.
Hadi, Apu, tatlım, ısıt beni.
Podes pegar neste emprego e ficar com ele.
Apu, işini al ve yeni birini bul.
eu sou Apu Nahasapeemapetilon.
Ben Apu Nahasapeemapetilon.
Dia duro, Apu...
Kötü günler, Apu.
Uma raspadinha, Apu.
Kazı ve kazan, Apu.
- Apu, não estás na igreja.
- Apu, sen de kilisede değilsin.
Apu, dá-nos um Super Batido.
Apu, bize Super-Squishy ver.
Juntava-me com o chefe Wiggum, o director Skinner e o Apu, todas as tardes no bar do Moe para cantar e o público delirava.
Her öğlen Moe'da, Şef Wiggum Müdür Skinner, Apu ve ben bir araya gelir ve şarkı söylerdik. Kalabalık çılgına dönerdi.
- Apu Nahasapeemapetilon.
- Apu Nahasapeemapetilon.
A partir de hoje és Apu de Beaumarché.
Bundan sonra senin ismin Apu de Beaumarché.
Eu tenho uma pergunta para o Apu de Beaumarché.
Apu de Beaumarché`ye bir sorum olacak.
Marge, eu converso com o Apu, e chamo-o à razão.
Bak, Marge, gidip Apu ile konuşacağım, makul olacağından eminim.
Apu. Quero que retires a queixa contra a minha mulher.
Karımın suç bildirisini geri çekmeni istiyorum.
Apu, Mrs. Simpson esqueceu-se que levava a garrafa de delicioso uísque.
Simpson o şişeyi aldığını unuttuğunu iddia ediyor nefis burbon şişesini.
Apu, este saco de gelo traz uma cabeça dentro.
Hey, Apu, bu buz torbasının içinde kafa var.
Todos os sistemas para partida APU.
Tüm sistemler şu anda otomatik kontrolde.
APU para suspensão.
Otomatik kontrol kalkmak üzere.
É uma análise de material que mostra marcas de arranhadelas profundas dentro da válvula.
APU vanasının içinde derin, oluk gibi izler gösteren bir malzeme analiz raporu.
Isto é, sem dúvida, uma válvula de UPA.
Bu bir APU vanası.
Todos os vaivéns voam com essa mesma válvula de UPA.
Her mekikte aynı APU vanası vardır.
Apu, tens que me ajudar, preciso de um presente para a minha mulher.
Apu, bana yardım etmen gerekiyor. Karım için Sevgililer Günü hediyesi lazım.
Não te preocupes, Apu.
Telaşlanma, Apu.
Apu, algum dia deixará de vender carne estragada?
Apu, bozuk et satmayı bırakacak mısın?
Apu Nahasapeemapetilon, desgraçaste o Kwik-E-Mart.
Apu Nahasapeemapetilon, Kwik-E-Mart şirketini rezil ettiniz.
Lamento, não tenho outra escolha.
Üzgünüm, Apu. Başka bir seçeneğimiz yok.
Não, Apu, não vale a pena!
Hayır, Apu! Buna değmez!
Por exemplo, hoje estou a usar... Apu, como é que isto se chama?
Mesele ben bile bu gece şey kullanıyoru- -
- Apu, costumamoa guardar as latas no armário.
- Apu, biz konservelerimizi genelde dolaba koyarız.
- Apu, tem sido tão útil.
- Apu, bana çok yardımcı oldun.
Apu amigo bom.
Apu iyi bir arkadaş.
Não precisas de pedir desculpa.
Özür dilemene gerek yok, Apu.
Lamento muito.
Üzgünüm, Apu.
Apu, se te faz sentir melhor... aprendi que a vida é uma derrota a seguir à outra... ao ponto de desejares que o Flanders esteja morto.
Apu, kendini iyi hissetmeni sağlayacaksa öğrendim ki hayat bir yenilgiden diğerine koşturup durmaktır ta ki Flanders`in ölmüş olmasını dileyene kadar.
É o Apu Nahasapeemapetilon, não é?
Hey, hey, sen Apu Nahasapeemapetilon`sun, değil mi? Yani sen bur- -
Apu! O beijo marcado do chumbo quente.
Yakan merminin dağlayan öpücüğü.
É um homem de sorte, Apu.
Çok şanslı bir adamsın, Apu.
Apu, salvou-me a vida.
Apu, hayatımı kurtardın.
Vamos todos abraçar o Apu.
Hey, hepimiz Apu`ya sarılalım.
Marge! Estes homens parecem-se com o Apu!
Hey, Marge, bu adam Apu'ya benziyor.
O Apu acabou de telefonar.
Apu aradı demin.
Não, enganaste-te, Apu
Yanılıyorsun'Pu.
O primeiro é do realizador Indiano Apu Nahasapeemapetilon.
İlk filmimiz Hintli yönetmen Apu Nahasapeemapetilon'un.
Bem, está praticamente vazia. Aqui tens, Apu. Ah!
artık boşaldı al bakalım, Apu bunu bana olan kalamar borcundan düşmemi ister misin?
Quem é que ele pensa que é? Não se vai safar desta! Às vezes ele vai longe de mais.
artık daha fazla ileri gidemeyecek çok ileri gitti bir deniz burritosu, Apu
- Fantástico!
Apu, şu söylediğin şeyi adını tekrar söylesene.
Está bem, Apu!
Tamam, Apu!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]