English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Arama

Arama translate Turkish

11,172 parallel translation
A pesquisar na Internet por "TAV 8" remete para um avião militar antigo.
İnternette çıkan "Tav 8" arama sonuçları antika bir askeri uçağı işaret ediyor.
Não mandes mensagens.
Arama, mesaj atma.
O que eu disse sobre contactar as autoridades?
Size yetkilileri arama konusunda ne söylemiştim?
Chegou sem mandado, pilhou a casa do Wally e não o levou para interrogatório.
Wally'nin evine arama izni olmadan geldi ve ortalığı dağıttı, sonra da onu sorgulamadı. Peki neden?
Têm um mandado?
- Arama izniniz var mı?
Tem mais força que um mandado.
Bu bir arama izninden çok daha etkili.
- Tragam um mandado.
- arama izni almalısınız.
Se o expuserem, ganham um trunfo contra a Dynastic, portanto, deram-nos o saco de golfe sem mandado.
Sizi ele vermeleri Dynastic Energy'nin önüne geçmelerini sağlıyor. Bu yüzden golf çantasını arama izni olmadan bize verdiler.
Liguei porque o Dia de Acção de Graças está a chegar, e queria oferecer-te bilhetes para o Aquário.
- Arama sebebim Şükran Günü yaklaştığından sana akvaryum bileti teklif etmek istemiştim.
Primeiro temos a causa provável. Depois vem o mandado.
Önce makul şüphe bulunur daha sonra arama emri çıkar.
Alguém pesquisou alguma coisa e depois limpou o histórico.
Bununla birşeyleri aradım ve arama geçmişini temizledim.
- Não. Verifica só o histórico.
Sadece arama geçmişi.
- Porque não sabe o que foi pesquisado?
Neden, nerelere girdiğini bildiği halde kendi bilgisayarında bana arama yaptırıyor?
Porque fui eu que pesquisei. Para a Liz.
Çünkü Liz için bir arama yaptım.
As autoridades concentram a busca nos condados de Kanawha e Roane.
Yetkililer arama için Kanawha ve Roane bölgelerinde yoğunlaştılar.
Embora as minhas funções possuam uma escala maior, definitivamente mais higiénicas.
Arama saham biraz daha büyük ölçekte olsada... Ben kesinlikle daha temiz iş yapıyorum.
Quando decidem caçar, o bando inteiro sai numa longa procura pela presa.
Avlanmaya karar verdikleri zaman bütün ekip uzunca bir av arama yolculuğuna koyulur.
Em vez disso, um grande grupo de busca adentro território virgem, à procura por sinais de vida.
Onun yerine, canlı bir şeye ait belirtiler bulması için bakir bölgelere geniş bir arama ekibi gönderilir.
Quarenta e cinco minutos sem chamadas da Stephanie.
45 dakika ve Stephanie'den hiç arama gelmedi.
Pedi ao procurador e ao juiz para assinar este mandado de certeza que farei isto.
Savcı ve yargıçtan bu arama emrini imzalamalarını istediğime göre yapıyorum.
Tiro-te da lista de números preferidos?
Sınırsız arama hakkım olan numaralardan çıkarayım mı seni?
Foi registado em duas torres de comunicações móveis esta manhã.
Bu sabah iki baz istasyonundan arama yapmış.
Executámos um mandado de busca à sua propriedade, esta tarde, usando um radar de penetração no solo.
Bu öğleden sonra araziniz için arama izni çıkardık ve yer radarı kullandık.
Neste momento, a polícia está a conduzir uma busca aérea da área entre Manitowoc e Green Bay.
Polis Manitowoc ile Green Bay arasındaki bölgede havadan arama çalışmalarına devam ediyor.
Depois do terceiro sítio foi quando... IRMÃO DE TERESA... deixou de atender o telefone e de fazer chamadas.
Üçüncü eve de gittikten sonra bir daha ne telefonunu açmış ne de arama yapmış.
Estou à procura da Teresa Halbach e encontramos um RAV4.
Teresa Halbach'i arama ekibindenim. Şimdi biz bir tane RAV4 bulduk.
Anteriormente, já tinham chegado carros de apoio... UNIDADE DE PROCESSAMENTO DE CRIMES... assim como a unidade canina de busca e resgate de Great Lakes.
Öncesinde adli tıp araçları ve köpekli arama kurtarma ekipleri olay mahalline giriş yaptılar.
É uma treta que possa ir revistar a nossa casa sem estar lá ninguém.
Kimse yokken evimize girip arama yapabilmeleri olacak iş değil.
Os Avery não podem entrar na propriedade enquanto a polícia conduz uma busca de oito dias.
Emniyet güçlerinin yürüttüğü sekiz günlük arama boyunca Avery ailesinin kendi arazilerine girmelerine izin verilmedi.
Quem encontrou o veículo fazia parte do nosso grupo de busca.
Aracı asıl bulan kişiler arama ekibinin parçasıydı.
- Foi um membro do nosso grupo.
- Arama ekibinin parçasıydı.
Precisávamos de equipamentos na propriedade, para conduzir as buscas, e eles facultaram esse equipamento e foi o único papel que assumiram nesta investigação.
Arazide arama gerçekleştirirken malzemeye ihtiyaç duyulduğunda bize gerekli ekipmanı sağlamaktan başka hiçbir rol üstlenmemişlerdir.
XERIFE ADJUNTO DPTO. DO XERIFE A certa altura, encontrámos uma chave, que parecia ser de um veículo Toyota.
Arama sırasında bir Toyota'ya ait olduğu anlaşılan bir anahtar bulduk.
Estava no chão, quando a encontrámos, perto da estante que o Tenente Lenk e o Sargento Colborn tinham revistado.
Bulduğumuzda Teğmen Lenk ve Çavuş Colborn'ün arama yaptıkları dolabın yanında, yerde duruyordu.
E eu não sei se é verdade ou não, mas ouvi dizer que o Condado de Manitowoc não podia estar envolvido nas buscas, mas eles estavam lá nas buscas.
Bir de gerçek mi değil mi bilmiyorum ama Manitowoc Emniyetinin arama yapmak için girmeye izni yokmuş ama yine de girip arama yapmışlar diye duydum.
Os locais onde estão a fazer buscas já tinham sido revistados? INVESTIGADORES PRINCIPAIS
- Bugün arama yaptığınız binalar daha önce aradığınız binalar mı?
Já fizemos muitas buscas em todos os edifícios da propriedade.
O arazideki her bir binada detaylı arama yaptık.
Mas com a informação específica que recebemos esta semana, sabendo o que procurar e onde procurar, conseguimos um mandado de busca.
Bu hafta içinde öğrendiğimiz detaylar sayesinde ne arayacağımızı ve nerede arayacağımızı çok iyi bildiğimizden bugün yeni bir arama emri çıkarttırdık.
Eu nunca, nunca vi uma busca como a deste caso.
Bu davadakine benzer bir arama şekli hiç görmedim.
COMANDO DE EMERGÊNCIA Não é possível obter um mandado e ter a propriedade disponível pelo tempo que se quiser.
Bir arama emri çıkarttırıp o yeri canınızın istediği kadar süreyle arayamazsınız.
Foi o Lenk que encontrou a chave no quarto, na sétima ronda de buscas, quando estaria bem visível.
Yedinci arama sırasında yatak odasının orta yerinde durduğu iddia edilen anahtarı bulan kişi Lenk.
E no dia 5, e daí para a frente, quando a busca se focou nos Avery, a polícia mostrou-lhe pontos a ter em consideração, com outros voluntários, sendo o senhor a liderar o grupo nas buscas dessa área?
Hatta ayın 5'inde ve sonrasında, aramalar Averylerin arazisine daraltılmışken polis sizin ve aramalara katılan diğer birkaç kişinin kontrol noktalarından geçmesine izin verdi. Onları arama için o bölgeye götürüyordunuz, değil mi?
Sendo o coordenador desta busca de cidadãos, nessa sexta-feira, o dia depois da Teresa ter sido dada como desaparecida, que esforços estavam a ser feitos para encontrar a Teresa?
Vatandaşlarca yapılan arama çalışmalarının koordinatörü olarak o cuma günü Teresa için kayıp ihbarı yapıldığının ertesi günü Teresa'yı bulmak için ne gibi çalışmalar yapıyordunuz?
Deixe-me perguntar-lhe, Sr. Hillegas, porque era a pessoa central, porque estava a dirigir algumas das buscas na área da propriedade dos Avery?
Size bir şey sorayım, Bay Hillegas. Neden aramalarınızı Avery arazisinde yoğunlaştırdınız, ya da neden arama ekibinin bir bölümünü direkt oraya yönlendirdiniz?
O grupo de buscas está lá e ele quer perguntar-lhes se permitiriam que o grupo fosse à propriedade e revistasse o ferro-velho.
Arama ekibi orada. Kendilerinden arama ekibini araziye sokup hurdalığı aramak için izin almak istiyor. Tamam.
Mas entende que alguém que ouça a conversa possa pensar que pediu para verificarem uma matrícula para a qual estava a olhar na traseira de um Toyota de 1999.
Siz de takdir edersiniz ki, bu görüşmeyi dinleyen biri sizin arama sırasında 1999 model bir Toyota'nın arkasında durup plakasına baktığınız hissine kapılabilir.
Esta foi a primeira vez que fez buscas na garagem, sem ser quando apenas estava à procura da menina Halbach?
Sanırım Teresa Halbach'i aramak için baktıktan sonra garajda gerçekten bir arama yaptığınız ilk tarih oluyor.
Foi nesta busca que encontraram os fragmentos de balas? INVESTIGADOR PRINCIPAL DIVISÃO DE INVESTIGAÇÃO CRIMINAL
Bu arama, mermi parçalarının bulunduğu arama, değil mi?
Foram emitidos novos mandados de busca, certo?
- İlave arama izinleri çıkarıldı, değil mi?
OK, resumidamente, a 1 e 2 de março quando os mandados foram emitidos, em quatro meses de investigação, não tinham encontrado qualquer vestígio do ADN da Teresa Halbach, em lado nenhum, nem na casa nem na garagem do Sr. Avery.
Pekâlâ, yani kısacası Mart'ın 1 ve 2'sinde o arama izinleri çıkarıldığında soruşturma başlayalı 4 ay olmuş ve o tarihe kadar Bay Avery'nin ne evinde ne de garajında Teresa Halbach'e ait tek bir DNA bulunamamıştı.
Precisávamos de itens na propriedade para conduzir as buscas. Eles emprestaram esse equipamento e foi o único papel que tiveram na investigação.
Arazide arama gerçekleştirirken malzemeye ihtiyaç duyulduğunda bize gerekli ekipmanı sağlamaktan başka hiçbir rol üstlenmemişlerdir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]