Translate.vc / Portuguese → Turkish / Athena
Athena translate Turkish
376 parallel translation
E a senhora ali no canto é a baronesa Attorna. Sim.
Ve köşedeki hanımefendi de Barones Athena.
E envergonhe Atenas e Diana.
Athena ve Diana'yı güzelliğinle utandır.
Não foi a deusa da beleza que nos ensinou a armar-nos contra o inimigo, mas Atena, a deusa da sabedoria e a padroeira dos cavalos de guerra.
Bize, düsmana karsi silahlanmayi ögreten güzellik tanriçasi degil Athena'ydi, akil tanriçasi ve savas atlarinin efendisi.
Atena não aprecia essa tua adoração solitária.
Athena bundan hiç hosnut degil. Bu tek hayranligindan.
Não procures a paz noutro lugar, querido irmão, até antes teres apaziguado Atena.
Barisi baska yerde arama, sevgili kardesim. Önce Athena'yla uzlas.
Atena tem muito poder, parece-me.
Görünüse göre, Athena çok gayretli.
Não deixes que o ódio de Atena se alimente do meu filho indefeso, mas na nossa tristeza.
Athena'nin öfkeli ayaklarini savunmasiz oglumun üzerine birakma buradaki kederimize birak.
Alguns por Atena e a Grécia e outros por Tróia e Afrodite.
Bazilari Athena ve Yunanistan için, bazilariysa Truva ve Aphrodite için.
- Haverá novas tempestades, mas a culpa é de Atena, não de Helena.
- Gökyüzünde yeni firtinalar esecek ama suç Athena'nin olacak, Helen'in degil.
Uma oferta da deusa Atena.
Tanriça Athena'dan bir hediye.
A gratidão para com Atena pela sua vitória será imensa e acolherão o cavalo de braços abertos.
Zaferi için Athena'ya cok minnettar olacaklar. Ve onun muhtesem atina kucak acacaklar.
Atena.
Athena.
Atena recompensar-te com toda a glória.
Athena seni san ve serefle mükafatlandiracak.
O Athena é liberal, mas minúsculo.
Athena büyük bir gemi, ama içi dar.
Zeus, Atena, Afrodite, Artemisa.
Zeus, Athena, Afrodit, Artemis.
Tão parecida com Afrodite e Atena.
Afrodit ve Athena'ya nasıl da benziyor.
Atena, tinhas razão.
Athena, sen de haklıydın.
E temendo que o filho se tornasse mais forte que ele e governasse os céus, Tomou-lhe a criança e a engoliu inteira e Athena saltou sobre sua cabeça.
Çocuğun kendisinden daha üstün olacağından ve gökler alemini yöneteceğinden korkan Zeus Metis'in vücudundan çocuğu almış, onu bütün olarak yutmuş ve Zeus'un kafasından Athena fırlamış.
Pois, não é divertido, Athena?
Evet, çok eğlenceli değil mi Athena?
Não consta no meu cadastro, Athena, mas quando eu era miúdo em Caprica, fiz mais ligações directas em hovermobiles do que há portas nesta nave.
Bu benim dosyamda yok Athena ama Caprica'da bir çocukken, hovermobillerle aramda bu geminin kapılarından daha sıcak bir bağ vardı.
- Boxey e Athena?
- Boxey ve Athena mı?
Quero ver a Athena e o Boxey.
Athena'yı ve Boxey'i görmek istiyorum.
Vamos, Athena!
Haydi git Athena!
Crês mesmo que a Athena e o Boxey... ainda estão vivos?
Athena ve Boxey'nin hâlâ hayatta olduğuna.. ... gerçekten inanıyor musun?
O Muffy não nos deixará ficar mal, Athena.
Muffy bizi yarı yolda bırakmaz Athena.
Athena, obrigada.
- Athena, teşekkür ederim.
- Se não fosse a Atena...
- Eğer Athena'nın yardımı olmasaydı...
Athena...
Athena...
Atena, o Starbuck tem um sentido bem definido do que o espera.
Athena, Starbuck onu neyin beklediğini çok iyi tahmin eder.
- Vem atrás de mim.
-'Kuyruğuma yapıştı Athena.
- Atena, que estás a fazer?
- Athena, ne yaptığını zannediyorsun?
Bem, ainda tem a Athena, a Mirium, a Noday, e...
Oh, şey. Hala Athena'ya sahip ve Miriam ve Noday ve... Duracakmısın?
Não é altura de exercícios, Athena.
Şu anda bir acemiye ihtiyacım yok.
Athena, espera, espera.
Athena, bekle, bekle.
- desculpe, Athena.
- Üzgünüm Athena.
Quem sabe se eles não têm, Athena. Soa como se tivessem que tomar uma decisão difícil.
Hiç zamanları olmayabilir Athena.
Já disse que tenho muito em que pensar e decisões para tomar.
Athena düşünmem gereken çok şey var ne yapacağıma karar vermeliyim.
Atenas, deusa da guerra, da sabedoria, e da música.
"Athena. Savaş, bilgelik ve müzik tanrıçası."
Depósito, fala Atenas. Responda. Chame a base aérea de Creta.
Depo, burası Athena, cevap ver.
Dê para Cassiopéia meu amor, e para Atena...
Cassiopeia'ya sevgilerimi ilet ve Athena'ya, ben...
Atena?
Athena mı?
Mil templos, santuários ou estátuas, quer sejam dedicados a mim, a ti, Hera, minha mulher ou a Tétis, a bonita deusa do mar ou a ti, Atena, sempre sensata e cuidadosa ou a Afrodite, deusa do amor...
Binlerce tapınak ve mabet de, ister bana adansın ister sana, sevgili eşim Hera ister güzel deniz tanrıçası Thetis'e. Veya sana Athena, bilgelik ve şefkat dolu olan. Ya da aşk tanrıçası Afrodit'e.
Disse-me que tinha um assunto da maior urgência a tratar consigo e que estaria à sua espera no Hotel Athena.
Size danışmak istediği çok önemli bir mevzu olduğunu söyledi. Athena Oteli'ne gidip onu görmenizi istedi.
Lote número dois : um busto de Atena, deusa grega da sabedoria, indústria e da guerra.
İkinci parti, eski bilgelik, sanayi ve savaş tanrıçası Athena'nın büstü.
Peço desculpa, Athena.
Affedersin Athena.
Athena.
Athena!
- Onde estão o Apollo e a Serina?
- Athena, Apollo ve Serina nerede?
Athena!
Athena, saymayı bırak.
- A Athena?
- Athena?
Não desde que saímos do nosso sistema, Athena.
Kendi gezegenlerimizin menzilinden ayrıldığımızdan beri değil.
Creta, fala Atenas. Responda.
Crete, burası Athena, cevap ver.