English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Ato

Ato translate Turkish

1,208 parallel translation
Apenas um de cada 100 que nasceram aqui sobreviveram para realizar este ato final e ao final, todos morrerão.
Burada doğanların sadece yüzde biri bu finali yapmak için yaşayabilmektedir. Hayat verirken tümü ölürler.
Cómo com esta furia, luta a beleza cujo ato não é mais forte, que de uma flor? "
"Öfke güzellik ile nasıl boy ölçüşebilir?" "Kimin gücü bir çiçek yapmaya yetebilir?"
Na 3ª vez, será despedido no ato.
Üçüncü hata, anında kovulursun.
E o ato é feito.
Ve görev tamamlandı.
- Como é que o ato?
- Nasıl bağlayacağım?
Este "ato de compaixão"
Bu "merhamet hareketi"
Um simples ato de compaixão pode colocá-lo em contato com sua própria humanidade.
Küçük bir merhamet göstermen, kendi insanlığına doğru seni daha fazla yaklaştırır.
Foi ato de um covarde.
Bu korkakça bir davranış.
Isso parece um uma atitute complicada e desnecessária para o ato de procriação.
Üremek için, gereksiz ve karmaşık bir öncül hareket.
O grande ato de fricção frenética.
Büyük sevişme.
Quando recebi a boa notícia, eu soube no ato : esse Michael é um cavalheiro. Está vindo aqui pra pedir a mão da minha filha.
Bana iyi haberler var dediğinde, Michael'ın bir beyefendi olduğunu kızımı benden isteyeceğini anladım.
Enquanto vocês estão ajeitando aí, vamos trazer nosso primeiro ato :
Siz orada iken ilk showumuzu gösterelim :
Um ato de vingança, alguém que eu conheça.
İntikam eylemi olabilir. Tanıdığım biri olabilir.
Seu ato é o ponto criativo de todo o processo.
"Onun emeli, sanatsal bir şekilde işlemin tamamına eşlik eder"
Se não faltassem palavras na hora do ato...
Sözlerin davranışlara dökülmesi şart...
Quem comete um ato mau está deixando de ser o que é.
Biri şeytani bir fiil işlerse, benliğinden uzaklaşır.
Não se comete um ato mau sem a ausência do bem.
İyilik varsa, şeytani fiil işleyemez.
Já viu um ato mau?
Şeytani fiil gördünüz mü hiç?
A morte do seu filho foi um ato mau?
Oğlunuzun ölümü öyle miydi?
Já viu um ato mau?
Hiç şeytani fiil gördünüz mü?
A senhora já viu um ato mau?
Hiç şeytani fiil gördünüz mü?
Tem que continuar com o ato!
Oyuna devam etmelisin
Acha que esse ato pateta vai me afastar de Matala?
Bu acemi oyununun beni Matala'dan uzaklaştıracağını mı düşünüyorsun?
Não, não, não é um ato
Hayır, hayır, hayır, bu bir oyun değil.
Sabem que isso é um ato de guerra?
Bunun savaş sebebi olduğunu bilmiyor musunuz?
Tudo... e fazer um bom ato de contrição.
Her şeyi... ve affedilmek istiyorum.
Para ela, podia ser muitas coisas, mas para mim era um ato espiritual.
Onun için birçok anlama gelebiliyordu ama benim için derin bir manevi eylemdi.
O distribuidor era a escolha óbvia para um ato de sabotagem.
Ara soğutucuyu sabote etmek fazla bariz bir tercihti.
Há alturas em que a morte não parece a vontade de Deus mas um ato feio e corrupto do homem.
Bazı zamanlar vardır ki ; ölüm Tanrı'nın rızasıyla değil insanoğluna yakışmayan iğrenç bir davranışla gelir.
ATO accionado.
ATO'ya basın.
Diz : "Se cometer um ato realmente benevolente, o contrato fica anulado."
Temel olarak, şöyle diyor... Eğer gerçekten hayırsever bir iş yaparsan bu kontratı hükümsüz kılar.
Com o seu último ato de crueldade, o Joker manchou-nos a todos com compromisso e engano.
Son gaddarlığıyla birlikte Joker hepimizi hile ve aldatmacayla karaladı.
Intitula-se de "Ato".
İsmi de "Ato". Yeterince yakın değil mi?
NJ, os seus sócios estão reunidos com a Ato e pedem que vá lá.
Ortaklarınız, Ato şirketiyle toplantıdalar. Sizin de katılmanızı istiyorlar.
Com a Ato?
Ato'mu?
Ato é a imitadora da Ota.
Hayır, Ato Ota'nın taklidi.
Nós já contratámos a Ato, era o que te queria dizer ontem.
Dinle, Ato'yla anlaşma imzaladık. Dün, bunu sana söylemek için çok uğraştım.
Ato é uma mulher?
Peki, Ato bir kadın mı?
Foi pura perda de tempo, as cópias da Ato não prestavam.
Hepsi zaman kaybıydı. Ato'nun kopya ürünleri berbattı.
O Patrão Huang não perde tempo, a Ato agora é amante dele, imagina só.
Patron Huang, beceriksiz biri değil. Ato, artık onun metresi.
Raiva que continua a aumentar até eles cometerem um ato de violência.
Kızgınlık, onlar şiddete başvurana kadar devam eder.
"Andras, o espírito da raiva, usa a revolta como um portal para enraivecer as suas vítimas até elas cometerem um grave ato de violência."
"Andras, öfkenin ruhu. Öfkeyi, kurbanları aşırı şiddet kullanana kadar onları kızdırmakta bir portal olarak kullanır."
Tinha que ter certeza de que estava cometendo um ato ilegal, não acha?
Getirdiğime göre eminim, değil mi?
O seu ato de mártir será algo que não aconteceu. História que nunca aconteceu.
Şehitliğin tarihten silinip gidecek.
Não creio que ele teria algo a ver com um ato tão odioso.
Bu tür haince bir davranışa iştirak edebileceğine inanamıyorum.
Esse foi seu ato?
Bu senin işin miydi?
O nosso proximo ato não precisa de introdução, sendo o zumbido da matematica do ano passado.
Sıradaki gösterimizin bir tanıtıma ihtiyacı yok. Çünkü geçen seneki Matematik Festivali`ndeki yankıları hala sürmekte.
Eu sei que não temos um contrato ou algo do tipo mas meu ato de coragem Estava meio que dependendo de você como meu guarda costa.
Resmi bir anlaşmamız, falan, olmadığını biliyorum ama cesurca davranışım senin, benim bir nevi korumam gibi olmandan dolayıydı.
Mas quando Schillinger se inteire, verá seu gesto exatamente por isso é. Um ato de amabilidade, reconciliação.
Ama Schillinger bunu öğrendiğinde, jestinin gerçek anlamını öğrenecek... şefkat, uzlaşma.
Eu ainda preferiria matá-los no ato
Ben yine de onları, orada öldürmeyi tercih ederdim.
A Ato?
Ato'mu?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]