Translate.vc / Portuguese → Turkish / Aventura
Aventura translate Turkish
3,035 parallel translation
- Aventura, sim.
- Macera, evet. - Ve bir tane bulacağız.
Nas tuas missões de aventura, tu vais experimentar a emoção da adrenalina do combate numa verdadeira zona de guerra,... mas sem arriscar perderes a vida.
Macera görevinizde, gerçek savaş alanındaki mücadelenin adrenalin patlamasını,..... hayatınızı kaybetme riski olmadan yaşayacaksınız.
A Missão Aventura dos nossos financiadores será... escoltar as armar a terra e levá-las até ao Campo Base da Resistência,... protegidos por guarda costas, todo o tempo.
Finansörlerimizin macera görevi silahlar kıyıya ulaşana dek eskortluk etmek ve onların, her daim korunmakta olan direniş üssüne ulaşımını sağlamak olacak.
Isto vai fazer-te bem. Uma pequena aventura.
Tamam, bu küçük macera sana iyi gelecek.
Talvez eu precise de mais aventura na minha vida.
Belki de hayatıma biraz heyecan katmalıyım.
Parece que você e o detective Blades tiveram uma boa aventura.
Siz ve Dedektif Blades sıkı bir macera yaşamışsınız anlaşıln.
Agora, é hora da minha próxima aventura.
Artık, sonraki maceramın vakti geldi.
Significa "A vida é uma boa aventura."
"Hayat, güzel bir maceradır."
O meu pai teve uma aventura com a mãe dele. Ele acha que é meu irmão.
Babamın annesiyle ilişkisi vardı, kendisini abim sanıyor.
Esse homem... com o qual estás a ter uma aventura.
O adam.. Onunla bir ilişkin var.
- Bom, mas estava a pensar, idiota, que após o negócio estar feito, o qual definitivamente irá estar, talvez pudéssemos viajar. O que é que dizes? Vamos ter uma aventura.
- Tamam aptalsın ama belki sözleşme imzalandıktan sonra ki imzalanacağından adım gibi eminim buralardan biraz uzaklaşabiliriz diye düşünüyorum.
Vamos tirar um ano, engordar, divertir-nos e ter uma aventura.
Haydi bir yıllığına kaybolalım, kilo alalım, eğlenelim maceraya atılalım.
Esse idiota vai fazer disso uma aventura.
Şu mankafa işi maceraya dökecek.
Aventura de uma vida, uma ova.
Kıçımın hayat macerası.
Aventura de uma vida.
Hayatımın macerası.
Babu está ansioso por aprender a arte da aventura.
Babu macera sanatını öğrenmek için çok heyecanlanıyor
Babi está ansioso por ensinar a arte da aventura.
Babi de macera sanatını öğretmek için çok heyecanlanıyor.
E foi assim como os Buddies foram ao Egipto, uma terra de assombrosa aventura e tesouros reluzentes, e o mais importante é que é a terra onde nasceu, Babi o Grande.
Böylece Kafadarlar Mısır'a gittiler. İnanılmaz maceraların ve parlak hazinelerin diyarına. Ama en önemlisi benim, Büyük Babi'nin diyarına.
Conhecendo o Mudbud, talvez ele tenha ido procurar a sua própria aventura.
Mudbud'ı tanırım. Muhtemelen kendi macerasına dalmıştır.
Avô, obrigado por me trazeres a esta aventura.
Büyükbaba, beni bu maceraya getirdiğin için teşekkür ederim.
Boas notícias senhores, vou financiar a aventura.
İyi haber, Girişimi ben finanse edeceğim.
Ainda quer ter a aventura de sua vida, meu jovem?
Halâ ömür boyu sürecek bir maceraya çıkmak istiyor musun genç adam?
Senhor, o médico, Trelawney e eu somos parceiros nesta aventura.
Bayım, doktor ve ben bu girişiminde beyefendinin ortağıyız.
Qual é exactamente esta aventura?
Ne tür bir girişim?
Meu filho anda numa aventura com o escudeiro Trelawney.
Oğlum Beyefendi Trelawney ile seferde.
Doutor Livesey também anda na aventura com o Trelawney.
Dr Livesey aynı zamanda Beyefendi Trelawney ile seferde.
Trouxe perigo e destruição a esta aventura!
Tüm bu girişime tehlike ve ölüm getirdin.
Minha propriedade, porque investi o risco na aventura.
Hepsi benim çünkü, bunları girişim ve riskle kazandım.
Mas se desejar alguma aventura, sentir uma vontade interior, procure por Long John.
Ama eğer bir yolculuk istersen, içerideki gerçek ruhu hissetmek istersen, Long John'u aramaya gel.
Eles procuraram afincadamente entre nos como sendo calculado para nos levar a uma aventura perigosa.
İkimiz daima en iyi arkadaşız ve bu da bizi eğlencelere götürecek bir vaziyet hâlini alacaktı.
E quando estiveres bem o suficiente, será uma aventura!
Kalkacak kadar iyi olduğundaysa, çok eğleneceğiz.
Vai ser a aventura de uma vida.
Bu ömrün boyunca anlatacağın bir macera olabilir.
Como alemão, sou obrigado a ajudar-te na tua aventura para salvar a tua amada Broomhilda.
Sana sevgili Broomhilda'yı kurtarma vazifende yardımcı olmak bir Alman olarak benim görevimdir.
- Quem se lembrou desta aventura?
- Domates. - Tamam. - Pazara gelmek kimin fikriydi?
Foi uma rapariga com quem tive uma aventura quando a minha família costumava vir cá nos verões.
Yaz tatillerinde buraya geldiğimizde işi pişirdiğim bir hatun.
Por favor, leva-me para uma aventura contigo!
Beni de yeni maceralarına götür. Lütfen.
Alguém está disposto a uma pequena aventura?
Biraz macera yaşamak isteyen var mı?
- E que espaço há para a sensualidade... aventura?
- Peki ya şehvet ve macera?
É bom vê-los tão entusiasmados com a nossa aventura.
İkinizin de serüvenimiz için heyecanlı olduğunu görmek güzel.
Não faças cocô nisso. - Sério, encarem isto como uma aventura.
- Cidden, bunu bir macera gibi görün.
- É só... parte da aventura, Abby.
- Bu da maceranın bir parçası işte, Abby... - İdare et işte.
Ou podes vir comigo e viver uma aventura.
Ya da benimle gelebilir ve bir macera yaşayabilirsin.
A divagar sobre estar prestes a embarcar nesta fantástica aventura em que vou mostrar a segunda guerra mundial duma perspectiva completamente diferente.
Maceranın ne kadar şaşırtıcı olacağı ile... ve İkinci Dünya Savaşı'na nasıl farklı bir açıdan bakacağım konusunda.
Oh meu Deus. que história de aventura
Tanrım, Tanrım. Ne maceralı bir hikaye.
Que essa vossa jornada seja tão cheia de aventura e emoções que vos deixem sem fôlego. para mais.
Umarım seyehatiniz, nefessiz biçimde daha fazlasını bekleyeceğiniz heyecan ve maceralarla dolu olur.
Porque vamos fazer uma longa caminhada, uma aventura, vou levar-te a um lugar muito especial.
... bir çeşit maceraya. Seni çok özel bir yere götüreceğim.
Estava a contar-lhes a nossa pequena aventura de hoje e o Chris ficou preocupado, como sempre.
Onlara bugünkü küçük serüvenimizden bahsediyordum ki alışıldığı gibi Chris'in ebeveynlik yapacağı tuttu.
Vá lá, pensa como se fosse uma aventura.
Haydi ama, bunu bir macera olarak gör.
Queres paixão e aventura. E até um pouco de perigo.
Sen tutku ve macera hatta biraz da tehlike istiyorsun.
Ouça, todos nos sentimos ligados ao nosso passado, mas é o futuro que é a verdadeira aventura...
Hepimiz geçmişe bağlı kalırız ama gerçek macera geleceğe...
Uma manhã começamos a nossa grande aventura, fomos à casa de um grande homem,
Bir sabah muhteşem maceramıza başladık.