Translate.vc / Portuguese → Turkish / Avé
Avé translate Turkish
1,846 parallel translation
Avé Maria cheia de graça, o Senhor seja convosco.
Kızlar Meryem'i selamlıyor. Şükranlarını sunuyor.
Avé Maria, mãe de Deus, confiamos no teu espirito e no Senhor.
Kızlar Meryem'i selamlıyor. Şükranlarını sunuyor.
Avé Maria, leva-nos contigo.
Kutsal Meryem, annelerin tanrısı!
Avé Maria cheia de graça...
Meryem Ana şükürler olsun ki...
Avé Maria cheia de graça...
Kutsal Meryem, şükürler olsun sana.
Quantas Avé Marias rezo?
Bağışlanmak için kaç tane Meryem Ana duası etmem gerekiyor?
Umas quantas Avé Marias, uns quantos remédios.
Biraz Hail Mary, biraz da asiklovir.
- Avé Maria, cheia de graça...
Yüce Meryem, kerem sahibi, Tanrı seninle- -
É uma ave má, a pior delas todas.
Erkek tavuk o, içlerinde en acımasızı.
A ave de rapina!
A - ha, yırtıcı kuşumuz.
- A ave mais idiota do mundo.
Dünyanın en salak kuşuydu.
A ave era t-o-n-t-a, estúpida.
O kuş su kat-tıl-ma-mış bir salaktı.
Ave, Rei Kazar!
Selam olsun Kral Katar!
Ave, Rainha Shayera!
Selam olsun Kraliçe Shayera!
Ele é mesmo uma ave nocturna. Nunca se deita antes das 2 : 00.
Tam gece adamı. 2'den evvel uyumaz.
A ave-do-paraíso-suprema chama para atrair uma fêmea.
Hurengin cennet kusu bir disinin dikkatini cekmek icin otuyor.
Eu sabia que queria este bebé acima de tudo.
Ave ne olursa olsun, bu bebeği istiyorum.
- Reza sete Avé Marias.
- Tamam.
Viste, sou uma ave de rapina.
Gördüğün gibi akbaba değilim.
E quando voltarem, vamos cozinhar esta ave juntos.
Döndüğünüzde beraber hindiyi pişireceğiz.
Só queremos, suavemente, beijar a ave. - Desta maneira...
Hindiye hafifçe dokunacaksın.
Pessoal, a tua mãe disse que estão prontos para jantar. Quer cortar a ave?
Çocuklar, annen yemeğe oturmaya hazır olduğumuzu söyledi.
São ossos de uma ave.
Kuş kemikleri.
É outra intolerante ave destroça-bandas.
Bir tane daha peşin hükümlü, kuş suratlı, grup dağıtan.
Um macho azul da ave-do-paraíso está à procura de uma parceira.
Bir erkek Mavi Cennet Kuşu kendine bir eş arıyor.
É um grande desempenho mas ele não é a única ave-do-paraíso aqui disposta a deixar a sua marca.
Etkileyici bir gösteri. Ama burada da, dişileri etkileme hevesindeki tek cennet kuşu o değil.
Uma ave-do-paraíso negra.
Bir Tüfekçi Cennet Kuşu.
A ave-do-paraíso de seis plumas mostra-se na sua clareira especial, no chão da floresta.
Altı telli Cennet Kuşu gösterisini temizlediği zeminde yapıyor.
A magnífica ave-do-paraíso prefere os galhos mais baixos dos arbustos.
Görkemli Cennet Kuşu çalıların alçak dallarını tercih eder.
"Ave Maria..." Praticar na sauna ajuda.
Ave maria, a ~ maria ~ mari
"Maria, Ave Maria"
# Maria Ave maria
"Maria, Ave Maria"
# Maria ~
Oh, a ave que o xerife apanhou com o seu milhafre.
- Şerif'in kartalıyla yakaladığı kuş mu?
Oh, a ave que o xerife apanhou com o seu milhafre.
- Şerif'in kartalıyla yakaladığı kuş mu? - Sen öyle san.
- Tenho síndrome de ossos de ave.
Bende kuş kemiği sendromu var. Ya?
Eu posso rezar Ave Marias até... até que me transforme em Maria, mas eu ainda sinto a tua falta.
Yüce Meryem'e dua edebilirim... ona dönüşene kadar, ama yine de seni özleyeceğim.
Ave, Trager!
Çek tetiği, Trager!
Tenho o Moretti a rondar por aqui, como se fosse uma ave de rapina.
Haydi. Moretti akbaba gibi dolaşıp duruyor.
Pronto, não me chames de ave.
Bana kümes hayvanıymışım gibi davranmaktan vazgeç.
- A ave mais estúpida do mundo.
Dünyanın en salak kuşuydu.
Esqueçam a cantoria e fiquem de olho na ave.
Şarkı söylemeyi boş verin. Bir gözünüz şu kuşun üstünde olsun.
"A garça abandonou o lago E nenhuma ave ecoa."
Göldeki sazlar sararıp soldu ve ne kuş ötmesi ne başka bir şey.
Dado que teve um embate com uma ave selvagem, os médicos estão preocupados com a gripe das aves.
Vahşi bir kuş tarafından saldırıya uğradığınız için doktorlar kuş gribi olmanızdan şüpheleniyorlar.
A dizer uns Ave Marias de última hora, irmã?
Son saniye duası mı ediyorsunuz rahibe?
Não, mas uma ave voltada, a vir na tua direcção é muito mais difícil de se apanhar do que uma a ir embora, como uma codorniz.
Önümden gelip hızla geçen bir kuş geliyordu, bıldırcın gibi.
A sul da Brickell Ave.?
Brigalow Güney.
Ave Maria!
Aman Tanrım!
Depois, o Marshall tentou sair de rompante, mas a Lily tentou a manobra ave-maria.
Sonra, Marshall kiyameti koparacakti ki... Lily onu yatistirmaya gitti.
Uma Purdy. Calibre 20. Um tiro a uma ave, ambos os canos.
Purdy marka, 20'lik saçma, çift namlu birden.
Tu correste mais de metade do parque, atrás desta pobre ave que gritava.
Sonra bağırarak kaçışan o zavallı kuşu, parkın ortasına kadar kovaladın.
Na primavera, a voluptuosa ave-fria adquire uma nova crista.
# Baharda, oyunbaz yağmur kuşu başını taçlandırır.