English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Azt

Azt translate Turkish

50 parallel translation
Foi o que disseram à gente da SIDA sobre o AZT, mas lutaram e conseguiram.
Aynı şeyi AlDS hastaları için de söylediler. Ama onlar savaştı ve kazandı.
- Uma reacção ao AZT.
- AZT'ye karşı bir tepki.
- Bactrim, fenitoína, AZT...
- Bactrim, phenytoin, AZT...
- AZT?
- AZT mi?
DdC, Bactrim, AZT, fluconazole e rifabutina.
DdC, Bactrim, AZT, fluconazole ve rifabutin.
É o inibidor da protease ou o AZT que provoca as náuseas.
Ya protiyez bastırıcıları ya da AZT bulantı yapıyor.
- AZT, 3TC e um inibidor da protease.
- AZT, 3TC ve protiyez bastırıcıları.
Vai tomar dois do 3TC, seis de AZT e seis do inibidor da protease.
3TC'den iki tane ve AZT ile protiyez bastırıcılarından altışar tane.
Dois de AZT três vezes por dia.
AZT'den günde üç kez, ikişer tane.
Reagi aos AZTs, e os inibidores de protease foram um milagre.
AZT'ye iyi yanıt verdim. Proteaz inhibitörleri mucizeydi.
O NlH em Bethesda tem uma nova droga chamada... AZT... com uma lista de espera de dois anos, que nem eu consigo passar.
Bethesda'daki Millî Sağlık Kurumunun yeni bir ilâcı var adı AZT seni yazdırabilsem bile, iki yıl beklersin listede.
Crixivan, Epivir e AZT.
Crixivan, Epivir ve AZT.
O INS, em bethesda, tem um novo medicamento chamado... AZT, tem uma lista de espera de dois anos, nem eu te consigo lá enfiar.
Bethesda'daki Millî Sağlık Kurumunun yeni bir ilâcı var adı AZT seni yazdırabilsem bile, iki yıl beklersin listede.
Compre qualquer coisa especial para si.
Kendine özel bir seyler al. Azt.
Toma o AZT.
İlacını almayı unutma.
Hora do AZT.
İlaç molası.
Ela não vai buscar o AZT há algum tempo.
Bir süredir ilaçlarını almıyormuş.
É um efeito colateral típico do AZT.
Bu AZT nin tipik bir yan etkisidir.
É devido a isto que o coração está aumentado, e não devido ao AZT.
Kalbi bu yüzden büyümüş, AZT yüzünden değil. Sen iyi misin?
A azidotimidina ou AZT foi originalmente desenvolvida como um tratamento para o cancro.
Azidothymidine yani AZT aslında kanser için geliştirilmişti.
No entanto, com o aparecimento do HIV, iniciámos nas Industrias Avinex uma experiência na qual administramos AZT a animais de laboratório infectados.
Gel gör ki HIV'in başlangıcı ile, Avinex Endüstüri'de efekte laboratuar hayvanlarına AZT tatbik etmeye başladık.
Em 1964, quando o AZT foi desenvolvido para o tratamento do cancro, foi colocado de parte... devido à falta de eficácia contra o cancro e à toxicidade.
1964'te AZT kanser tedavisi için geliştirildiğinde ertelenmişti. Anti kanser etkisi yoksunluğu ve toksik etkiden dolayı.
Pode arranjar-me AZT?
- Bana AZT bulabilir misin?
Enquanto estou aqui esta noite, teste clínicos estão a ser feitos com o objectivo de testar o AZT e disponibilizá-lo ao público assim que possível.
Ben burada bulunurken AZT'nin hızlıca ilerlemesi de göz önüne alınarak olabildiğince çabuk bir şekilde piyasaya sürülmesi için klinik denemeler devam ediyor.
Preciso que me diga de quem obteve o AZT.
AZT'yi nereden aldınız bilmem gerek.
Procuro algum AZT.
AZT için arıyorum. Öyle mi?
AZT?
AZT mi?
Tal como o AZT.
Tıpkı AZT gibi.
Pensei que era suposto o AZT ajudar.
AZT'nin beni iyileştirmesi gerekiyor sanıyordum.
As únicas pessoas que o AZT ajuda, são as pessoas que o vendem.
AZT sadece onu satanlara yardım eder.
Rayon, o objectivo deste estudo é saber se o AZT ajuda as pessoas.
Bu çalışmanın tek amacı AZT'nin insanlara yardım edip etmediğini belirlemek.
Actua como um antiviral. Idêntico ao AZT, mas menos tóxico.
AZT gibi virüs önleyici ama daha az toksik.
Pelos sintomas percebe-se quem está a tomá-lo.
Semptomlardan dolayı kim AZT almış söyleyebiliyoruz.
Bem, o resultado dos testes foi muito positivo.
Test sonuçlarının büyük bir çoğunluğu pozitif. AZT işe yarıyor.
As Indústrias Avinex anunciaram hoje que o AZT foi aprovado como o primeiro medicamento para tratar a SIDA.
Avinex Endüstiri AZT'nin AIDS tedavisinde onaylanan ilk ilaç olduğunu bugün duyurdu.
Com um custo de 10 mil dólares anuais por doente, o AZT é o medicamento mais caro jamais colocado no mercado.
AZT hasta başına yıllık 10 bin dolarlık fiyatıyla ilaç piyasasındaki en pahalı ilaç oldu.
Tomámos algum AZT... e no início o Ian melhorou um pouco.
AZT kullandık, başlarda biraz yardımcı oldu,...
É uma combinação de AZT e também um ampla gama de...
Bu AZT karışımı ayrıca...
Porquê? Só querem servir AZT.
Tek istedikleri AZT servis etmek.
O AZT ajuda a erradicar o vírus.
AZT virüsü yok etmeye yardım ediyor.
Quando temos o vírus, ficamos casados com ele.
Bir kere virüsü kaptın mı onunla evlendin demektir. AZT ya da değil.
Não se dá AZT a alguém com o sistema imunitário deprimido.
Bağışıklık sistemi bozulmuş birine AZT verme.
Prova que o AZT sózinho é demasiado tóxico para que a maioria o tolere... e que não tem efeito duradouro nos níveis sanguíneos de HIV.
AZT'nin tolere edilmek için çok toksik olduğunu kanıtlıyor. HIV'in kandaki seviyesine de kalıcı bir etkisi yok.
Não, isso vem... numa caixa de AZT. A lista de efeitos secundários.
Hayır, bunlar AZT kutusunda yazan yan etkiler.
Ele não morreu de um dia de AZT, morreu da doença em si!
Bir gün AZT aldı diye ölmedi, bütün bir hastalıktan öldü!
Quero que todos os meus doentes com HIV que participam no estudo... tenham a dose de AZT reduzida para 600mg.
Tıbbi çalışmada olan tüm HIV hastalarımın AZT dozajının minimum 600mg'a çekilmesini istiyorum.
Uma dose menor de AZT tornou-se amplamente utilizada em posteriores combinações de fármacos que salvaram milhões de vidas.
İlaç karışımları ile yaygınlaşan düşük doz AZT kullanımı milyonlarca hayat kurtardı.
Para a experiência do AZT.
- AZT denemesi için.
AZT.
- AZT.
A tomar AZT.
İkisi de AZT almış.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]