Translate.vc / Portuguese → Turkish / Backup
Backup translate Turkish
244 parallel translation
Existem vários sistemas backup de emergência para os controlos principais.
Acil durumlar için birçok yedek sistem var.
Tape drive backup interno de 40 megabyes? - Quarenta megas de hard drive?
40 MB dâhili yedekleme kartuşu, 40 MB sabit disk.
Eles tiraram nossa energia auxiliar e os backup de emergência.
Son atışları yedek gücü ve acil durum rezervlerini devreden çıkardı.
Talvez se contornarmos o caminho do comando primário e ligarmos o backup ao ODN.
Belki komut yolunu geçersiz kılabilirsek savunma ağı ile destekleyip bağlarız.
É a prova de falhas, a construímos depois de 9.11... com um backup de todas as informações financeiras.
11 Eylül'den sonra, tüm finansal bilgileri yedeklemek için inşa ettiğimiz bir tesis.
Basicamente um backup de toda a riqueza acumulada na América.
Bu da Amerika'nın tüm zenginliğinin bir yedeği anlamına geliyor.
Até o backup de emergência da Frota Estelar foi afetado.
Hatta Yıldız Filosunun acil durum yedekleri bile etkilenmiş. - Bu nasıl olur?
Todas as funções de controlo de comando foram redireccionados através de circuitos de backup protegidos, B'Elanna.
Bütün komuta kontrol fonksiyonları, korumada olan çevrime yönlendirildi, B'Elanna.
Dreadnought criou um sistema de backup para substituir aqueles que eu tentei desactivar.
Korkusuz, etkisiz hale getirmeye çalıştığım sistemin, yerine yedeğini oluşturup yerleştirdi.
Parece um arquivo de backup.
Yedekleme dosyasına benziyor.
Acedendo aos sistemas de backup.
Yedekleme sistemine giriş yapılıyor.
Todos as rotas críticas foram desviadas para sistemas de backup protegidos.
Bütün kritik yollar, korumalı yedekleme sistemine yönlendirildi.
Tenho uma equipa começando nos sistemas de backup.
Yedekleme sistemleri üzerinde çalışan bir ekibim var.
Quer dizer que existe um sistema de backup?
Yani sistemde bir arka kapı mı var?
- Fazer de backup para ti, tipo as Ikettes?
Senin için geri vokal yapmak mı?
- Eu nao vou cantar em backup para ti.
- Sana partide geri vokal yapmayacağım.
- Eu não canto em backup para ninguém! Isto é para o Natal.
- Ben kimseye geri vokal yapmam.
É o módulo de backup do H.M.E.
O bir ATSP yedek modülü.
Ele é um holograma. Um programa de backup.
O bir hologram, yedeklenmiş bir program.
Meu programa foi desativado. Foi aí que, provavelmente, eles roubaram meu módulo de backup.
Programımın yedek modülü, çalındığı anda, programım kapatıldı.
Claro que você tem, e sei que você pode fazer isso. Mas você precisaria de um backup.
Kesinlikle yaparsın, ve senin bunu yapabileceğini biliyorum, ama bir yardımcıya ihtiyacın var.
Controles de backup também estão desligados.
Destek kontrolleri çöktü.
Sou DaveJuniper. Fui designado como seu backup.
Yardımcınız olarak tayin edildim.
Pouco antes de estourar meus miolos... a equipe de backup aparece e mata todo mundo.
Ben tam kafamı ne zaman uçuracaklar diye düşünürken lanet özel tim ortaya çıktı ve odadaki herkesi öldürdü.
Passe para os processadores do backup.
Yedek işlemcilere geçiş yap.
A aceder ao backup.
Yedeğe erişildi.
a restaurar personalidade do backup.
Yanlış... YaşIı kalıbı iade et.
Backup restaurado.
Yedek, iade edildi.
Esse Capitão Perim que mencionaste. A última coisa que me lembro de fazer foi um backup da personalidade de pré combate.
Senin bahsettiğin Kaptan Pirim benim hatıladığım son şey savaş öncesi kişilik yedeğim yapıIıyordu
Uh, encontrei um registo do que aconteceu depois da Rommie ter feito aquele backup, mas está fechado sob algo chamado Encriptação Argosy de Nível 7?
Uh, ben, Rommie'den sonra, o yedeği ne yaptığının bir kaydını buldum Ama kilitli bir şeyin altında birArgosy düzeneği 7 şifreleme sistemi olabilir?
Acho que quando a Andromeda fez o backup, estava a tentar a mesma missão em que está agora.
Andromeda'nın o yedeği yaptığı zaman düşünüyorum, Şimdide aynı misyonu yapmayı deniyorum
Tem capacidade suficiente para servir de backup aos dois computadores.
İki bilgisayar için de destek arşivi görevi görebilecek kadar kapasitesi var.
Estou só a rever os sistemas de backup.
Destek sisteminde ki basıncı kontrol ediyordum sadece.
Estamos com baterias de backup a afundar depressa e sem propulsão.
Yedek güç kaynağıyla idare etmeye çalışıyoruz, Hızla dibe batıyoruz, itici kuvvet yok,
Precisamos de backup.
Lütfen 2033'e destek verin.
Acontece que tem todas as fotografias que tiramos do Mitchell e bem, trouxe-a para aqui para fazer cópias, e é claro, o génio que sou, esqueci-me de fazer uma cópia de backup.
Mitchell'la çektiğimiz tüm fotoğraflar onda da. Buraya çoğaltmak için getirmiştim. Ve bir dâhi olarak, yedeğini çıkartmayı unutmuşum.
Ele faz backup de tudo num servidor off-site.
Her şeyi başka bir yerdeki bir sunucuda yedekliyor.
- Não sei. Ou levo o Backup a correr ;
Destek Ekibi'ni parka götürürüm belki.
Quando fores atrás do Jake Kane, leva o Backup.
Jake Kane'in peşine düştüğün zaman hazırlıklı git.
Backup, quieto.
Backup, sakin ol.
Backup, está quieto.
Backup, sakin ol.
Lembro-me de dizeres para levar o Backup.
Hazırlıklı olmamı söylediğini hatırlıyorum.
Não deste da nossa comida ao Backup, pois não?
Destek Ekibi'ne insan yemeği vermedin, değil mi?
Quero uma equipe de backup para o caso deles não conseguirem.
Başaramazlarsa, yedek bir takım olması gerek.
Quero todos os dados sobre o desenvolvimento desse projecto, ficheiros, discos de backup, tudo na minha secretária, imediatamente.
Bu projenin gelişimiyle ilgili tüm bilgileri veri dosyalarını yedek disketleri hemen masamda istiyorum.
Tenho que ter um backup do sistema.
Sistemi korumam gerekli.
Mas deve precisar de um backup ou dois.
Ama, bir iki yedek de göndermen gerekebilir.
Kal-El destruiu aquele corpo, acabando com meus planos... Mas em qualquer circunstância, eu sempre tenho um plano de backup.
Kal-El o bedeni yok etti, planlarıma uygun olarak çünkü zaten yedek bir planım vardı.
- Foi passear o Backup.
- Backup'ı dışarı çıkardı.
Você não tem conexões, não tem backup, nem energia... não tem lugar para se esconder... Sim, elas são. Eu vou impor algumas regras agora.
Evet öyle.
O Backup e eu passamos aqui quase todos os dias.
Backup ve ben neredeyse her gün burada yürüyoruz.