English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Bait

Bait translate Turkish

46 parallel translation
- Por que diz isso, Bear Bait?
- Bunu da nereden çıkardın?
Bait your hook and keep a-tryin'
* Zokayı yemle ve denemeye devam et *
Auto-estrada 1, ã saída de Red Bait, Oklahoma, querido.
Red Bait, Oklahoma'nın dışındaki Birinci Karayolu tatlım.
Este camião corresponde à descrição de um veículo roubado há duas horas em Red Bait, Oklahoma.
Bu kamyon birkaç saat önce çalınan bir aracın tarifine aynen uyuyor.
A centenas de quilómetros, em Red Bait, era hora das prisioneiras receberem a sua nojenta mistela diária.
Binlerce mil uzakta, Red Bait, Oklahoma'da... Tutukluların günlük iğrenç bulamaçlarını yeme zamanıydı.
Na prisão, a fuga de Karen não passara despercebida.
Red Bait Hapishanesi'nde, Karen'ın kaçtığı fark edilir.
Tu tens o isco vivo, e eu tenho a cana de pesca.
You've got the live bait, I've got the fishing pole.
Amanhã à noite no Bait Shop. Estarei lá caso decidas aparecer.
Bait Shop, yarın gece... gelmeye karar verirsen orada olacağım.
A loja das armadilhas?
The Bait Shop?
- Bait Shop.
- The Bait Shop.
É só que... para mim, tenho muitas obrigações... neste momento, fora do Bait Shop, por isso... entendes.
Ben sadece... kendim için, Bait Shop dışında yapmam gereken işlerim var, yani... Biliyorsun.
O Seth quer ir à Bait Shop hoje à noite, porque não o convidas?
Seth bu akşam Bait Shop'a gidecek. Neden Johnny'yi davet etmiyorsun?
Acho que devemos de ir às 8 horas.
Sanırım 8 gibi Bait Shop'ta olsak iyi olur.
Pensei que podíamos ir buscar umas batatas fritas e talvez parar na Bait Shop ou qualquer coisa do género.
Patates kızartması falan almaya çıkalım mı? ya da Bait Shop'a falan uğrarız.
Não sei, adiou a nossa saída e agora está numa noite-das-mulheres no The Bait Shop.
Bilmiyorum, randevumuzu iptal etti ve şimdi kızlarla Bait Shop'da kız gecesinde.
Porque não vamos até ao The Bait Shop esta noite e damos um pouco de conversa as miúdas?
... öyleyse neden Bait Shop'a uğrayıp kızlarla küçük bir konuşma yapmıyoruz.
Gosto do meu plano, onde vamos até ao The Bait Shop.
Bait Shop'a gitme planı olan kendi planımı sevdim.
Quero dizer, onde, para além da Bait Shop, há sempre bilhetes disponíveis e a banda nunca a fazer barulho demais para se poder falar?
Bait Shop'tan başka nerede, her zaman yeterli bilet bulunur ve çalan gurubun sesi, konuştuklarını duymanı engellemez?
E agora, ao vivo em Bait Shop, por uma noite apenas...
Ve işte karşınızda, Bait Shop sahnesinde, tek gecelik programıyla...
Foste o empregado mais esquisito na história da BaitShop.
Sen, Bait Shop tarihinin en beceriksiz çalışanıydın.
Nada. Só vim agradecer à Marissa pelo emprego na loja de pesca.
Marissa'ya bait shop konseri için teşekkür etmeye geldim.
eu sou o bait do quiff.
Yem olacağım.
Não, eles foram para o Bait Shop, para o jantar.
Hayır, anma töreni için Bait Shop'a gittiler.
- Pronto, bem esta noite vamos ao Bait Shop, se também quiseres vir.
Tamam şey... aaa... Bu gece hepimiz Bait Shop'a gidiyoruz, gelmek istersen.
Que achas de irmos hoje ao Bait Shop?
Bu gece Bait Shop'a gitmeye ne dersin?
Como capitão do aniversário, tomei a liberdade de reservar o The Bait Shop para domingo.
Doğum günü kaptanı olarak kapasitemle, Bait Shop'ı Pazar için ayırttım.
O Seth vai fazer uma festa de aniversário para o Ryan amanhã à noite no The Bait Shop. Eu queria convidar-te.
Seth, Ryan için bir doğum günü partisi veriyor yarın akşam, Bait Shop'ta, ve seni davet etmek istedim.
Nós vamos para o The Bait Shop.
Bait Shop'a gidip hazırlık yapacağım.
O Bait Shop?
- Bait Shop'ı.
Longe do Bait Shop e das suas personagens suspeitas.
Bait Shop'tan ve onun tatsız insanlarından uzakta.
Vi-vos no Bait Shop, sei que andas a dormir com ele na caravana.
Onunla karavanda yatıp kalktığını da biliyorum.
BAIT
Navy NCIS 03x18 Bait
Aluguei o Bait Shop.
Bait Shop'u kapattım.
- E o Bait Shop? O diner? - Sim.
Peki, o zaman, Bait Shop'a gideriz, yemek...
Fui até ao "Bait Shop", ao restaurante.
- Yok. Bait Shop'a, kafeye gittim.
Acabámos por servir nuns restaurantes em Cleveland, na Ralph's Bait Shop e na Waffle House.
Sonra kendimizi Cleveland'da, Ralph'ın Bait Shop ve Waffle House'unda garsonluk yaparken bulduk.
POSTO DE GASOLINA BAIT
BAIT BENZİN İSTASYONU
yeah, I never met a wolf who didn't love to howl no, I never met a man who wasn't on the prowl shimmy, shimmy, aw, gimme, gimme if your face and figure are whistle-bait
Evet, ulumayı sevmeyen bir kurt görmedim. Hayır, sinsilik yapmayan bir adam görmedim. Eğer yüzün ve vücudun taş gibiyse..... tatlım, stüdyonun kapılarını açmak için anahtarların olacak!
Talvez ele queira ouvir sobre o seu pequeno negócio.
Belki de bu ufak "bait ve switch" ini duymak ister.
Andamos agarrados aos telemóveis, a viver as nossas míseras vidas.
Evimize gidiyoruz. Olabilecek en bait hayatı yaşıyoruz
REVENGE S04E15 : "BAIT" Tradução e revisão :
Sezon 04x Bölüm 15 - "YEM" Çeviri :
Ash vs Evil Dead - S01E02 "Bait"
Pınar Batum Begüm Özdemir Twitter : pinarbatum miserym
Quer dizer pagar-lhes?
You mean bait'em.
"B" de "isco ( bait )".
Yem olarak kullanmay mıydı?
Como ao Live Bait?
- Live Bait'e falan mı?
Eu sei sobre o Volchok.
Bait Shop'ta ona pençelerini geçirdiğini gördüm.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]