Translate.vc / Portuguese → Turkish / Bala
Bala translate Turkish
9,885 parallel translation
Por isso, quando o pai dele estava a descobrir que uma bala lhe tinha aleijado a coluna, Donovan ia para a cirurgia por causa de sangramento interno.
Babası, kurşunlardan birinin omurgasını parçaladığını öğrendiğinde Donovan iç kanama geçirdiği için ameliyata alınıyordu.
Parece uma bala.
- Mermiye benziyor.
Tiraram-lhe a bala do braço e ela está estável.
Kolundaki kurşunu çıkarmışlar, durumu da stabilmiş.
Quando... abrirmos a ferida para remover a bala...
Mermiyi çıkarmak için yarayı açtığımızda fark ettik.
Foi morto com uma única bala na cabeça.
Kafasına atılan tek kurşunla hayatını kaybetmiş.
Certo, vamos agilizar. Leve-o para a morgue. Retire a bala e veja se temos sorte com a balística.
Tamam, adamı hemen morga götürelim de mermiyi çıkaralım, bakalım balistikten bir şey çıkacak mı.
Talvez o assassino tenha tentado retirar a bala.
Katil mermiyi almak istemiş olabilir.
Então, o assassino alveja o Hurd, desabotoa-lhe a camisa, tenta retirar a bala porque tem uma arma registada em seu nome, e está preocupado com a balística.
Katil Hurd'ı vurdu, gömleğini açtı ve mermiyi çıkarmaya çalıştı çünkü adına ruhsatlı silahı var ve balistik incelemeden korktu.
Foi inteligente ter retirado a bala do peito dele, mas, encontramos a 0.22 em sua casa... e foi disparada recentemente.
Kurşunu göğsünden çıkartman iyi olmuş ama evinde bir 22'lik bulduk ve yakın zamanda ateşlenmiş.
- Diga-me lá. - Bem, perderam o corpo, mas não antes de um estagiário maçarico ter tirado a bala dentro dele, antes de desaparecer.
- Cesedi kaybetmeden önce yalaka stajyerin teki örnek almayı başardı.
E agora o avô Datak tem de ir pôr uma bala no cérebro do Feiticeiro para compensar a embaraçosa fraqueza feminina da avó.
Şimdi büyükbaba Datak'ın dışarı çıkıp o büyücünün beynini uçurması gerekiyor. Böylece büyükannenin kadınlık zaaflarının telafisini sağlayacak.
Duvido que a bala de um atirador furtivo faça mais que irritá-lo.
Bir kurşun onu sinirlendirmekten başka bir işe yaramaz.
Reacção à transfusão de sangue que lhe demos por causa do ferimento de bala.
Yaralandığı için yapılan kan naklinin bir yan etkisi.
Parece ser um visível ferimento de bala no crânio.
Kafatasını sıyırmış bir silah yarası var.
Mesmo assim, uma bala neste local afectaria a parte do cérebro que decide o que vale guardar.
Yine de buraya gelen bir kurşun, beynin neyin önemli,.. ... neyin önemsiz olduğuna karar veren kısmını etkileyebilir.
A lesão da bala na cabeça dela pode explicar a obsessão.
Kafasından silahla vurulmuş olması, takıntısını açıklar.
Uma bala na tua cabeça é a única solução.
Tek çözüm, kafana bir mermi.
Consigo levantar um autocarro, parar uma bala. Alex, consigo voar!
Bir otobüsü kaldırıp, mermiyi durdurabilirim Alex, uçabilirim de!
Tens a certeza que és à prova de bala?
- Kurşun geçirmez olduğuna emin misin?
As ferramentas enferrujadas, luz a entrar pelos orifícios de bala.
Paslanmış çiftlik eşyaları mermi deliklerinden giren ışık.
A bala raspou-lhe no braço.
Kurşun kolunu sıyırmış.
Aquela bala tem andado andado às voltas na sua gaveta da tralha há vários anos.
O kurşun Joe'nun ıvır zıvır çekmecesinde senelerdir yuvarlanıyordu.
As espingardas dos nossos suspeitos não correspondem à bala retirada da vítima.
Şüphelilerimizin tüfekleriyle maktulden çıkan kurşun uyuşmuyor.
- Não há cabeça que aguente com uma bala.
- Hiçbir beyin kurşunu alt edemez Ufaklık.
A bala trespassou-a, Daniel.
Kurşun delip geçmiş Daniel.
O veículo é à prova de bala.
Aracı kurşun geçirmez yaptırdım.
Conspiração vende. Paga carros à prova de bala.
Komplolar ilgi çeker ve kurşun geçirmez limuzinlere kaynak sağlar.
Consigo ver a bala.
Mermiyi görebiliyorum.
Tira a bala sem quaisquer perguntas.
Kadın sadece mermiyi çıkardı, hiçbir soru sormadı.
Lembra-te, "à prova de bala" significa que as balas podem fazer ricochete.
Unutma, kurşun geçirmez demek kurşun senden seker demek.
Está muito quieto, porque está morto, por uma bala da tua arma, por isso...
Adam çok hareketsiz çünkü silahından çıkan bir kurşunla öldü.
E é melhor que valha algo, meu amigo. Ou coloco aquela bala onde a encontrei.
Dua et içinde iyi bir şey olsun, arkadaşım, yoksa o kurşunu bulduğum yere yeniden koyarım.
Como é que um jovem rapaz como tu chega à minha porta com um ferimento de bala no braço?
Nasıl senin gibi genç bir çocuk Kolunda kurşun yarasıyla kapıma gelir?
Se chamas os teus guardas, enfio-te uma bala na cabeça.
Gardiyanlarına seslenirsin.
Consegue o amor dos V-1, convence-os a ficarem contigo, serás à prova de bala, mas tens de tornar-te numa líder.
V-1'lerin sevgisini elde etmek istiyorsan, onları senden yana olmaya ikna et. Kurşun geçirmez olursun ama önce bir lider olmak zorundasın.
Porque eu enfio-te uma bala na cabeça se o fizeres.
Çünkü doğrultursan kafana sıkarım.
Tiraram-lhe uma bala do peito há cinco dias.
Beş gün önce göğsünden kurşun çıkarttılar.
Uma forma de atrair as moscas.
Sinekleri bala çeker gibi.
Já lhe devíamos ter metido uma bala na cabeça.
Çoktan kafana sıkmamız gerekirdi.
Ele levou uma bala na cabeça.
Kafasından vurulmuş.
- Tens sorte de não cravarmos uma bala no traseiro.
Kıçına mermi doldurmadığımız için şanslı sayılırsın.
A bala entrou perto da artéria femoral.
Mermi kalça atardamarının yanından girmiş.
Um ferimento de bala no peito.
Göğsündeki kurşun yarası.
O Ducky tirou uma bala intacta do peito do cabo.
Ducky Onbaşı'nın göğsünden bozulmamış bir kurşun çıkardı.
A bala atravessou.
Kurşun delip geçmiş.
Não por uma bala de um dos meus homens.
Adamlarımın birinin kurşunuyla ölmeni istemiyorum.
Como suspeitava, a Savannah foi morta com uma única bala no peito.
Şüphelendiğimiz gibi Savannah göğse isabet eden bir mermiyle ölmüş.
A bala fragmentou-se dentro do corpo.
Mermi vücudunun içerisinde parçalara ayrılmış.
- Um tipo de bala de ponta oca?
- Bir çeşit delik uçlu mermi gibi mi?
Vamos encontra-lo e por-lhe uma bala na cabeça.
Onu bulmalı ve kafasına bir kurşun sıkmalıyız.
Ferido com uma bala. Vi-o?
Silahla vurulmuş.