Translate.vc / Portuguese → Turkish / Beach
Beach translate Turkish
1,878 parallel translation
Rapazes, estão a perder a paisagem de Miami Beach, ao ficarem em lugares como este.
Böyle bir yerde kalarak, Beyler, siz cidden Miami ruhuna aykırı yaşıyorsunuz.
Se o fizesse, sería a piada de South Beach.
South Beach'te herkesin alay konusu olurdum.
O produto é tão novo que há apenas um lugar em South Beach que trabalha com ele.
Ürün o kadar yeni ki South Beach'te tek yerde yapılıyor.
Uma vez eu segui o Todd Cortel por toda a Silver Beach porque ele tinha um papagaio.
Bir zamanlar, sırf uçurtması var diye, Todd Cortel'i şehrin bir ucundan diğerine takip etmiştim.
Pode ter apanhado um vírus em Jones Beach.
Sörf yapmayı seviyor. Belki Jones sahilinde yüzerken bir virüs kaptı.
A maioria dos animais sente-se em casa nesta dádiva de inundação, mas alguns não sabem bem o que fazer com a sua nova propriedade à beira-mar.
Most animals feel at home in this life-giving flood, but some aren't sure what to do with their new beach front property.
Depois de muitos dias no mar, o urso esgotado sobe em terra nesta praia pública.
After many days at sea, the exhausted bear pulls up on shore at this pungent public beach.
Férias pagas em Palm Beach?
Palm Beach'te bir devremülk?
Beach? ( Praia )
Kumsal?
Não podes dizer : "Por favor, dêem as boas-vindas ao Beach".
"Lütfen kumsala gelin" diyemezsin ya.
Numa escala de Arrepios, eu dava 6 caveiras à Weeping Beach Inn.
Korkutmak konusunda, Ağlayan Kumsal Oteli'ni altı kurukafayla ödüllendiriyorum.
Há um espesso fumo negro a erguer-se dos intermináveis incêndios em Hollywood, no centro, Compton, Watts e Long Beach...
Hollywood, şehir merkezi, Compton, Watts ve Long Beach'teki yangınlardan yoğun, siyah bir duman yükseliyor
Em Long Beach, tudo se resume à nossa aparência.
Long Beach'de her şey, görünüşe indirgenmiştir.
- Você é de Newport Beach?
- Newport Beach'li misin?
Ele pensa que os problemas de Long Beach não me vão atingir em Wilson.
Long Beach'de devam eden sorunların Wilson Lisesi'nde peşimi bırakacağını sanıyor.
O Ministério da Educação de Long Beach Board concorda que estes livros estejam aqui sem serem usados?
Long Beach Eğitim Kurulu, bu kitapların burada atıl durmasına ve kullanılmamasına razı mı?
A maior parte deles nunca saiu de Long Beach.
Çoğu Long Beach'in dışına hiç çıkmamış.
Vocês nunca foram a Newport Beach?
Daha önce Newport Beach'e gittiniz mi?
E depois de conseguirmos o dinheiro para trazê-la a Long Beach, ali estava ela.
Onu Long Beach'e getirecek parayı topladıktan sonra, işte gelmişti.
Ele cresceu em Laguna Beach.
Laguna Beach'te büyüdü.
Na minha caravana em El Morro Beach?
El Morro Plajı'ndaki karavandaydı.
Não há hipoteses de um surfista idiota de Laguna Beach saber andar no deserto assim.
Beş para etmez bir sörfçünün bu çölden kaçabileceğine inanmıyorum.
A tua família ia para a praia em Rehoboth ou Stone Harbor?
Siz Rehoboth Beach'e mi giderdiniz, Stone Harbor'a mı?
Estes foram os indícios e suspeitas, no lar de Huntington Beach.
Tüm bunlar Huntington Plajı'ndaki bakım evinden.
Organizava um recital todos os anos, e fazia os miúdos cantarem Bowie, Pink Floyd, Rush, The Beach Boys, Jane's Addiction.
Bu resitali her yıl düzenlerdi, çocuklara Bowie, Pink Floyd, Rush, The Beach Boys, Jane's Addiction şarkıları söyletirdi.
Se fosse a si, estaria a galar as miúdas de South Beach, à grande.
Yerinde olsam Güney plajındaki kızların amcıklarını gererdim. Yeme bizi.
Só se fala de South Beach depois de seis meses de Liquid... "Boom" na construção, no imobiliário, no turismo...
Bence, güney sahiline "Liquid" açıldıktan sonra altı ay içinde bina yapımı patlaması, emlakçı patlaması, turizm patlaması olmasından.
Ouvi dizer que conheces o Big Head, de Bath Beach.
Bath Beach'li Koca Kafa'yı tanıdığını duydum.
Também sei que meia South Beach estava em sua casa ontem, incluindo Versace.
Ayrıca, Güney Sahili'nin yarısının dün gece sizin kulüp de olduğunu da biliyorum Versace dahil. Onu gördün mü?
Um espertalhão de South Beach.
Güney Sahillerinin başarılı adamı.
Em Bath Beach, há duas formas de evitar problemas. Ou pagamos a alguém, ou evitamos que algo nos ligue a uma fonte de problemas.
Bilirsin, Güney Sahilinde sorunlardan kurtulmanın iki yolu vardır ya birilerine para verirsin ya da sana sorun çıkaracak işlerden kurtulursun.
És um miúdo de rua de Bath Beach.
- Sen Bath Beach'li bir sokak çocuğusun.
- A Palm Beach.
- Palm Beach'e.
Palm Beach?
Palm Beach nereden çıktı?
Barnaby em Manhattan Beach é um de nossos favoritos.
Manhattan Beach teki Barnaby bizim en favorilerimizden dir. Öyle deilmi, Fred?
E metade de North Beach.
Ve de North Beach'in yarısının.
CAMPO DO ASLO / GOTHAM CITY / LAGUNA BEACH
ASLO'NUN KAMPI, GOTHAM ŞEHRİ, LAGUNA BEACH
- Daytona Beach?
- Daytona sahili mi?
Um táxi para Broad Beach, em Malibu, é quase como uma limusina.
- Taksi mi? Broad Beach'ten Malibu'ya mı? Limuzin kadar pahalı.
Beach City Grill. Sanduíches ao centímetro.
Sahil bölgesi ızgara Santimetre ile sandviç.
Beach City GriI, sanduíches ao centímetro.
Sahil bölgesi ızgara santimetre ile satıyoruz.
Andava na Cal State, em Long Beach, e tinha acabado de me assumir.
Long Beach'teydim...
- Rapariga irlandesa de Rockaway Beach.
- Rockaway'den İrlandalı bir kız.
Não, a minha mãe vive em Palm Beach.
Hayır, annem Palm Beach'de yaşıyor.
- Não, obrigado na mesma. Vou ficar na casa da minha mãe. Ela está fora.
- Sorun değil.Teşekkürler, ben annemin evinde kalacağım, o şu an şehir dışında, Palm Beach'de.
É o actor de "Son of the Beach", o televisionado Tim Stack.
"Son of the Beach" TV Şovu'ndan Tim Stack.
Jessica, é do South Beach Media.
South Beach Medya'dan arıyorum.
Seguindo alguns dos seus alunos, a Sra. G. deixou Wilson para ensinar na Universidade da Califórnia, Long Beach.
Çeviri :
- O Rei de South Beach
Ne kadar hoş.
Tens de sair de Long Beach, Tash.
Lanet olası Long Beach'tan çıkmalısın Tash.
Agora voltamos com Laguna Beach.
Tabi, kimin sahtekar olduğunu öğrenmenin çok kolay bir yolu vardır.