Translate.vc / Portuguese → Turkish / Becket
Becket translate Turkish
127 parallel translation
Bem, Thomas Becket, está satisfeito?
Evet, Thomas Becket... Tatmin oldun mu?
"Thomas Becket, você é um nobre".
"Thomas Becket, seni sör ilan ediyorum" demeni hatırlıyorum.
Mas não confie muito em Becket.
Ama oyununu oynamak için, Becket'e attığın bu kancaya fazla güvenme,
Eu o amei, Thomas Becket.
Seni sevmiştim. Thomas Becket.
Enquanto Becket tiver que improvisar sua honra... ele irá serví-lo fielmente.
Becket, şeref duygusunun üstesinden, günden güne geldiği sürece... size hizmete sadakatle devam edecektir.
Mas onde está a honra de Becket?
Becket'in şerefi nerede?
Becket, você é um monstro!
Becket, sen bir canavarsın.
Meu decreto real nomeando você, Thomas Becket...
Thomas Becket, kraliyet fermanımla seni,
Becket!
Becket?
Becket não virá.
Becket gelmeyecek, biliyorsun.
E ela diz, " enquanto os homens armados de Lord Gilbert... sob suas ordens e sua presença... capturaram e mataram um padre da Igreja... eu Becket, Arcebispo de Canterbury...
" Lord Gilbert'in şövalyeleri, onun emirleriyle ve onun varlığı önünde, kilisenin bir papazını tutuklamış ve öldürmüştür. Ben, Becket... Canterbury Başpiskoposu
Vejo o velho e divergente Becket.
Bu hoşuma gitmiyor, Becket dolambaçlı yollar izliyor.
Ordenei que votasse em Becket para a eleição em Canterbury.
Sana Becket için oy kullanmanı emretmiştim, Canterbury piskopos seçiminde...
A amizade do rei com Thomas Becket acabou, majestade?
Thomas Becket ile olan dostluğu öldü mü ekselansları? Evet piskopos, aniden ve tamamen öldü.
Agora, eu odeio Becket.
Şu andan Becket'ten nefret ediyorum.
Com meu ódio por Thomas Becket e sua inveja por ele... ele terá o que merece!
Thomas Becket'e duyduğum kin, ve senin onu kıskanman... Biliyorsun, Tanrı her şeyi bilir.
Agora se pudesse ser provado... que Becket cometeu graves erros quando Chanceler... digo fraudes, o que a Igreja faria?
Eğer ispatlanabilirse... Becket'in bir başbakana yakışmayacak biçimde, büyük bir suç işlediği ispatlanabilirse... mesela... zimmete para geçirme, Kilise ne yapar bu durumda?
Senhores, é uma grande ironia... que o ardiloso Becket, o profano e libertino... encontre-se aqui neste momento.
Beyler, bu müthiş bir ironi... Dünya işlerine dalmış Becket, hovarda ve çapkın Becket... şu anda neden burada... olduğunu arayıp bulmalı.
Como o xerife de Londres... eu o intimo a comparecer, Thomas Becket... perante a corte do rei... onde acusações serão feitas, seladas com o selo real.
Londra şerifinin adına, size teslim olmanızı emrediyorum. Thomas Becket... kralın mührüyle damgalı bu belgede beyan edilen suçlamalara cevap vermek üzere kralın mahkemesine çağrılmaktadır.
Eu, Robert de Beaumont, duque de Leicester... grande juiz do reino... faço uma apelação a Thomas Becket na corte da justiça... pela terceira e última vez.
Ben, Robert de Beaumont, Leicester Dükü Krallığın Yüce Yargıcı,
Thomas Becket, aproxime-se.
Thomas Becket, öne çık.
Becket é meu inimigo.
Becket benim düşmanım...
Eu a proíbo de sorrir enquanto Becket é destruido!
Bu nedenle, sana gülümsemeyi yasaklıyorum! Becket mahvolurken gülmeyeceksin!
Nunca foi uma esposa para mim! Becket era meu amigo.
Asla karım olmadın, ama Becket benim dostumdu.
Ninguém neste mundo jamais me amou, a não ser Becket!
Bu dünyadaki hiçkimse beni Becket kadar sevmedi!
- acuso Thomas Becket...
Thomas Becket'i...
- Robert! - eu o acuso, Thomas Becket...
Robert,
Becket!
Becket,
Becket é o único homem inteligente do reino, e ele está contra mim!
Becket, krallığımdaki tek zeki adam, ve bana cephe almış!
Você ouviu Becket!
Onu duydun,
Becket não pode cruzar o canal.
Becket kanalı geçmemeli.
O rei informa que Thomas Becket, Arcebispo de Canterbury... fora condenado por traição e fugiu de seu reino.
Bilmenizi istiyor ki, Thomas Becket, Canterbury Başpiskoposu ihanet suçlamasıyla suçlu bulundu ve krallıktan derhal kaçtı.
Levante-se Thomas Becket Supremo da Inglaterra.
Kalk Thomas Becket. Ve bizi İngiltere Başpiskoposu olarak selamla.
Gostamos do perigo. Ele nos mantém vivos.
Tehlikeyi severiz Becket, bizi hayatta tutar.
A Inglaterra está divida entre Henry e Becket... e isso para nós é admirável.
İngiltere iki kampa ayrılıyor ; Henry taraftarları, ve Becket taraftarları. Ve bu bizim için son derece takdire şayan bir durum.
Sou responsável apenas pelos interesses da França.
Ben sadece Fransa'nın çıkarlarını düşünmekle yükümlüyüm, Becket.
Esse Becket é muito sincero.
Şu Becket denen adam çok fazla samimiyet taslıyor.
Se aceitarmos o dinheiro do rei Henry... eu não posso receber Becket.
Kral Henry'den eğer para alırsak, Becket'i kabul etmemiz imkansız olacaktır.
Sabe o que dizem que Becket irá me pedir.
Yani Becket'in benden talep edeceği şeyi bilmediğini mi söylüyorsun?
Eu sei, e o seu caso é merecedor.
Biliyorum, biliyorum, ve sebeplerin oldukça saygıdeğer ama bununla beraber Becket,
- Precisamente.
Kesinlikle öyle Becket.
Que a paz de Deus esteja com você, Thomas Becket.
Tanrı seni kutsasın, Thomas Becket.
Sabe, preocupo-me com a segurança de Becket.
Çok garip ama... Becket'in kurtuluşu bana pahalıya patlayacak gibi sanki...
Becket, estou entediado.
Becket, çok sıkılıyorum.
Daria tudo para ver o rosto de Becket... quando descobrir que ele perdeu e York ganhou.
Bunu kaybettiğini, Becket'in yüzüne vurmak için her şeyi yaparım. Ayrıcalığını kaybettiğini, ve bunun York'a geçtiğini gördüğünde...
Meu filho, fui contra a reconciliação com Becket.
Evlat, biliyorsun ben... şu sefil Becket'le uzlaşmana her zaman karşı oldum.
- Por Deus eu... - Se Becket fosse uma mulher infiel... seu comportamento não seria diferente.
Eğer, Thomas Becket sadakatsiz bir kadın olsaydı, daha farklı davranmazdın.
Mas você espera que eu tolere tudo?
Ama her şeye de tahammül edeceğimi düşünmüyorsun, değil mi? Becket!
Thomas Becket.
Thomas Becket.
Uma mensagem?
Bunlar Becket'in sözleridir.
Tragam-me Thomas Becket.
Thomas Becket'i getirin.