Translate.vc / Portuguese → Turkish / Beg
Beg translate Turkish
23 parallel translation
Quero ouvir-te suplicar por piedade, antes.
I want to hear you beg for mercy first.
E depois podes suplicar.
And then you can beg.
A lâmina é das minas da Albânia, em Iskander Beg.
Ah... çelik... Büyük İskender'in Arnavutluk madenlerinden geliyor.
Apresento-lhe o Dr. Beg.
Sizi tanıştırayım. Bu Doktor Big. Merhaba.
Este é o major Aslam Beg.
Ve bu adamda binbaşı Aslan Bey.
Gulfam Hassan, estou aqui para o prender, ao Major Beg e ao Mirchi por patrocinarem o terrorismo.
Gulfam Hasan buraya seni, Mirçi'yi ve Binbaşı Bag'i terörist faaliyetlerden dolayı, tutuklamaya geldim.
Que absurdo! Vai ter que confiar em mim, Beg.
Bana güvenmek zorundasın Bag.
Eu rezo a Deus diariamente para que o grande Zulfikar Ali Beg's não falhe quando marcar o penalty e que lhe acerte em cheio na cabeça.
Allah'a hep şükrettim, büyük Zülfikar Ali Bag o penaltıyı kaçırsın ve top kafamın tam ortasına vursun diyerek.
Eu prometo-te isto Zooni Ali Beg as próximas 12 horas serão as mais bonitas da tua vida.
Sana söz veriyorum Zooni Ali Beg önümüzdeki 12 saat hayatındaki en güzel anlar olacak.
Eu sou a Zooni Ali Beg. O meu marido.
Ben Zooni Ali Beg
Meg, sua feia e desonrável.
Beg, seni çirkin ve şerefsiz kadın.
- Ba-da-ba-da - You makin'dogs wanna beg
* Yalvartıyorsun bizleri *
I wish nothing but the best for you, too Don't forget me, I beg I remember you said
İleride çekimlerde yaşanan bazı komik anlar gösterilmektedir.
Obrigado. Tradução :
d don't you see d d that now you've gone d d and I'm left here on my own d d that I have to follow you d d and beg you to come home?
"O Beg..."
Beg...
Ela estava acamada, e já estava assim há vários meses.
Yatağa beğımlıydı ve bir kaç aydır bu durumda idi.
Está atrasado, Major Beg.
İyi günler efendim
Beg, prepare-se para partir para o Hindustão imediatamente.
Big hemen Hindistan'a gitmek için hazırlanacaksın.
Estou certo, Sr. Beg?
Siz ne dersiniz? Öyle değil mi? Doktor Big.
Depressa Beg!
Acele et Bag.
O orgulho não me impede de suplicar.
'CAUSE YOU MEAN THAT MUCH TO ME! ! AiN'T TOO PROUD TO BEG!
# So beg me... # ah, Eu... Eu estou um bocado ofendida.
Biraz kötü hissettim.
Ele está a treinar a nossa segurança interna, desde que conseguiste o contrato com a Pierson.
Sen Pierson a beğış yaptığından beri o bizim ulusal güvenliğimizi arttırıyor.