Translate.vc / Portuguese → Turkish / Bello
Bello translate Turkish
188 parallel translation
Oh, fogo de artifício!
Ah, fişek gösterisi! Molto bello...
Ou devia dizer... ciao, bello?
Yoksa şöyle mi demeliyim... ciao bello?
Ciao, bello!
Ciao bello.
Não um bello qualquer. O bello do verdadeiro amor.
Gerçek aşkın simgesi olan bir öpücük.
"Ciao, bello!" Procuras diversão?
Ciao, bello! İyi zaman geçirmek ister misin?
Depois falamos da tua liberdade condicional, Bello.
Şartlı tahliye işini sonra konuşuruz.
E que fazia o Bello?
- Bella ne yapıyordu?
Doutor... Se fosse mais bonito, Doutor, seria um crime.
Dottore più bello di così, si muore.
- Ciao bello.
- Ciao bello.
Volta para casa, belo.
Eve dön "bello"
Bello!
Güzelim
Mi bello.
-'Mi bello.'
Mi bello.
'Mi bello.'
( Maria Bello : actriz em "Má Sorte" ) Há uns meses atrás eu tinha ido ver um filme de terror que foi classificado R.
Birkaç ay öncesinde R almış bir korku filmini izlemeye gitmiştim.
Sim, está à tua espera em Porto Bello.
Evet, Porto Bello'da seni bekliyor.
Ok. Ciao, bello.
Peki, hoşça kalın.
- Bello, De Kooning, certo?
- Güzelmiş. De Kooning'in tablosu mu? - Evet.
- Che bello, um Pareo!
- Bir şal!
Capturaram um dos comissários, chamado Nicolas Bello.
Nicolas Bello adındaki bir delegemizi yakaladılar.
- Ciao, Bello.
- Hoşça kal, yakışıklı.
Sou o tenente Alex Bello da corregedoria, com o Oficial Jameson Reagan e advogado Kenneth Weber.
Ben, Polis Memuru Adayı Jamison Reagan ve PBA Avukatı Kanneth Weber'le birlikte bulunan, İç İşleri'nden Teğmen Alex Bello.
Conheço o tenente Bello.
Teğmen Bello'yu tanırım.
O Tenente Bello da corregedoria me procurou hoje. Ele me perguntou se brigamos ontem e se estava tudo bem entre nós.
Bugün İçişlerinden Teğmen Bello beni görmeye geldi dün tartışıp, tartışmadığımızı ve aramızda her şeyin yolunda olup, olmadığını sordu.
Sou o tenente Bello, este é o oficial Jamison Reagan.
Ben Teğmen Bello. Bu da memur Jamison Reagan.
Mi bello!
Tatlım...
Já falou com a mãe do Ibrahim, Rita Bello?
Ibrahim'in annesi, Rita Bello ile konuştunuz mu?
E a mensagem que ele recebeu da princesa?
Peki ya Bello'nun prensesten aldığı mesaj?
Bello.
Bello.
Põe-me no Bello.
Bello'ya koy.
Está bem. Há um homem, Bello.
Bello diye biri var.
Ele contrabandeia peças de automóvel, oferece-lhe uma coisa mais barata, o que seja.
Araba parçasında kaçakçılık yapıyor. Daha ucuz bir kaynak öner. Bello ile ilgili olan da bu işte.
O problema com o Bello, é que ele aparenta estar envolvido com tudo.
Adam her şeyin içinde gibi duruyor. İşte böyle.
- Não. Ainda não vi o Bello, mas estou perto de um dos tenentes, Eddie.
Bello ile henüz tanışmadım ama teğmenlerinden birine, Eddie'ye yaklaştım.
- Sim. Os teus contactos da Malásia têm alguma coisa que o Bello queira?
Senin Maleyazlılarda Bello'nun isteyebileceği bir şeyler olabilir mi?
- Algum deles gosta de peles?
Bello'nun tayfadan kürk giyen var mı? Bildiğim kadarıyla hayır.
- Estou a sair. - Falam sobre o Bello?
- Bello ile ilgili mi konuşuyordunuz?
- Podes entrar, Mike. O Bello quer armamento, certo?
Bello'nun istediği şeylerden birisi ateş gücü değil mi?
O Jakes facturou, mil balas perfurantes.
Jakes bin tane zırh delici mermi yakaladı. Sence Bello bu işe girer mi?
O Bello gostava disso? Continua.
Devam et.
Diz ao Bello que há um homem em Pendleton com as balas, um fuzileiro.
Bello'ya Pendleton Kampı'nda kurşunları getirecek bir adamın olduğunu söyle. Bahriyeli.
Pedimos emprestadas as balas do Jakes e vendemos a um dos homens do Bello.
Sonra da Bello'nun adamına satarız. - Eddie'ye.
Muitos passos. Se ele contar ao Bello, estou morto.
Eğer bu Bello'ya giderse ölmüş olurum.
Se o Eddie ou o Bello quiserem verificar, o que eu duvido, vai aparecer que estás registado na 316.
Eğer Eddie veya Bello'nun kontrol imkanı varsa, ki olduğundan emin sayılırım, sen 316'ya kayıtlısın.
Espera ver o Bello hoje, senhor?
Bello'yu bugün görmeyi bekliyor muyuz efendim? Hayır, hayır.
O Bello fica fora dessas coisas.
Bello suç gerektiren işlerden kendini uzak tutar.
- Vou falar com o Bello.
Bello ile konuşurum.
" Fiori, Fiorello, I'amore é bello, perto de ti... Esta manhã acordei excitada, pronta para o amor.
Bu sabah çok azgın uyandım.
Bello _ Brasil e JMSiLV SUÍÇA, 1948 Legenda Produzida Pela Equipe Videoloucos de Tradução 2006
İyi seyirler
Supernatural S03E12 - Jus in Bello -
Çeviri : kojiro
- Sei tudo sobre o Bello.
- Bello ile ilgili bilgim var.
Prende o Eddie, sacode-o, e fá-lo levá-las até ao Bello.
O da sana Bello'yu getirsin.