Translate.vc / Portuguese → Turkish / Bev
Bev translate Turkish
395 parallel translation
Vê quantos amigos você tem?
- Buyur, Bev. - Sağol.
O Torrey chamou-me, Bev.
Torrey istedi, Bev. - Hemen değil!
- Bev, vamos ser realistas.
- Bev, gerçekçi olalım.
Bev, veste-te, não me vais ver partir?
Bev, giyinsene. Beni bırakmayacak mısın? Bırakacağım tabi.
Bev... eu não pertenço aqui.
- Bev ben buraya ait değilim.
Bev, não sou do tipo sentimental.
Bev? Ben yapmacık bir adam değilim.
OK, Bev.
Tamam, Bev.
Bev, devias ter lá estado.
Bev, orada olmalıydın.
Estou atrasado, Bev.
Geciktim, Bev.
Bev, toda a gente sabe isso!
Bev, bunu herkes biliyor!
Bev, tens de experimentar a estrela de cinema.
Bev, film yıldızını denemelisin.
- Graças a Deus voltaste, Bev
- Tanrı'ya şükür döndün, Bev!
Tudo o que ela queria era uma chapada no rabo, Bev.
Tüm istediği kıçına küçük bir tokattı, Bev.
Ela é uma actriz, Bev, ela é uma faísca.
O bir aktris, Bev.
- Acho que devíamos desistir dela, Bev.
- Sanırım onu bırakmalıyız, Bev.
Olá, Claire... espero que o Bev te tenha dito que sou um grande fã dos teus filmes.
Selam, Claire... Umarım Bev sana filmlerinin büyük bir hayranı olduğumu söylemiştir.
Jesus, Bev!
Tanrım, Bev!
me chamasses de Elly e que tu Mimsy me chamasses de Bev.
... Elly de ve sen, Mimsy, bana Bev de.
Bev, velho sortudo.
Şanslı yaşlı Bev.
O Bev não esta por dentro da arte.
Bev sanata meraklı değildir.
Estou preocupada por deixar o Bev sozinho.
Bev'i tek başına bırakmaktan endişeleniyorum.
O Bev não está sozinho.
Bev tek başına değil.
Bev, o que estás a fazer aqui?
Bev, burada ne yapıyorsun?
Isso é maluquice, Bev.
Oh, bu çılgınca, Bev.
Bev, não deves levar isso tão a sério.
Bev, bunu bu kadar ciddiye almamalısın.
Não pode ser amor, Bev.
Bu aşk olamaz, Bev.
Vá lá, Bev, dança com a rapariga.
Hadi, Bev, kızla dans et.
- O que se passa, Bev?
- Sorun ne, Bev?
Bev, fica connosco.
Bev, bizimle kal.
Bev!
Bev!
Vá lá, Bev!
Hadi, Bev!
Bev?
Bev?
Oh, Bev,... olha para ti, estás uma desgraça, estás destroçado.
Oh, Bev kendine bak. Berbatsın hurda olmuşsun.
Podes ter tido um enfarte, Bev.
Felç olabilirdin, Bev.
Bev,... não podemos deixar ninguém saber sobre as drogas.
Bev kimsenin uyuşturucuları bilmesine izin veremeyiz.
Bev, há umas coisas que vais ter de...
Bev, yapmak zorunda olacağımız bir kaç şey var...
- Bev...
- Bev...
Bev... isto não é para internos, lembras-te?
Bev... bu iç organlar için değil, hatırlıyor musun?
Eles não acreditaram, Bev.
Bunu yemediler, Bev.
Tens razão, Bev.
Haklısın, Bev.
Não me faças isso, Bev.
Bana bunu yapma, Bev.
Pobre Bev.
Zavallı Bev.
Eles perguntaram-me tudo sobre o Bev :
Bev hakkında herşeyi sordular : Uyuşturucu bağımlısı mı?
Olha, a tua reputação é independente da do Bev.
Bak, senin kariyerin Bev'inkinden ayrı.
Se o Bev for por água abaixo, eu vou com ele.
Eğer Bev tüplere düşerse, ben de düşerim.
Não é o dia do nosso aniversário, Bev.
Doğum günümüz değil, Bev.
Bev...
Bev.
Bev, está alguém a ligar do Maine, diz que é importante.
Bev, Maine'den arayan biri önemli olduğunu söylüyor.
Bev, tu precisas de mim!
Bev. Bana ihtiyacın var.
Eu preocupo-me contigo, Bev.
Senin için endişeleniyorum Bevy.
A Bev quer ajudar.
Bev yardım etmek istiyor.