Translate.vc / Portuguese → Turkish / Bingo
Bingo translate Turkish
2,290 parallel translation
- Bingo-bango.
- Bingo-bango.
Bingo.
Bingo.
Bingo.
Bildiniz.
- Ora aí está. - Como assim?
Neye göre Bingo?
- Tens aí o culpado.
Bingo bango.
Bingo.
Buldum.
Bingo!
Bingo!
Bingo!
Bingo.
E enquanto formos embora para longe daqui, podemos falar das muitas maneiras em que te falhei. Ou podemos jogar ao bingo das matrículas.
Ve buradan uzaklaşırken, seni nerelerde ihmal ettiğimi konuşur, yada araba plakası bingosu oynayabiliriz.
- Bingo.
Bingo.
Louca por bingo.
Bingo oynamaya bayılır.
Bingo.
- Aynen öyle.
- E? - Bingo.
Ve?
Em cheio.
Bingo!
Bingo!
Tombala.
Vejo um indivíduo à frente, a 50 metros.
Bingo. Saat 2 yönünde, yaklaşık 50 metre uzaklıkta bir gulyabani.
O gerente do palco, sabe, o Bingo?
Salon menajerini biliyorsunuz, Bingo- -
No que acredito é que nunca poderia deixar que o Nash contasse ao seu hamster sobre o que se estava a passar entre você e o Bingo.
Neye inandığımı söyleyim. Nash'in, sen ve Bingo arasında geçenleri küçük farene anlatmasına izin veremezdin. Nash'i başarısız bir Kazanova yapan kalbi filan değildi.
Acreditem em mim, não olhámos a custos.
Tamam, sağolasın Bingo.
Isso é posse ilegal, venda de uma substância controlada e homicídio.
Sadece reçeteli satılır ve cinayetlerde kullanılır. Görünüşe bakılırsa bize gereken "bingo" imiş!
Parece que fizemos bingo.
Götürün şunu buradan!
Temos um vencedor.
Bingo!
Fazemos com que colaborem contigo, e no fim de jogo, bingo, ganharás um camião de dinheiro!
Onlarla işbirliği olmalı, yoksa oyun biter, bingo, done-zo, paralar ger gider!
Bingo.
Bulduk onu.
Bingo.
Bingo, Bingo
Bingo.
İşte.
A Patricia Goodband, cuja irmã organiza o jogo de bingo de sexta-feira à noite, na integração relutante de senhoras em Waltham.
Patricia Goodband, onun da kız kardeşi Waltham'da bizim Gönülsüz Bütünleşme Bayanları'ndaki cuma günü bingo oyununu düzenliyor.
E bingo. Um deles reconheceu-o.
Biri onu tanıdı.
Bingo!
Tam isabet.
Bingo... Ernesto Santos.
Bingo Ernesto Santos!
O primeiro nome dele não é Bingo, é só Ernesto.
İIk adı Bingo değil aslında sadece Ernesto.
Sr. Agente Bloom, bingo duplo.
Bay Ajan Bloom, çifte bingo.
Como diria o Hoyt, "bingo!" És um génio.
Hoyt'un deyimiyle "Bingo." Sen bir dahisin. Şuna bak.
Bingo.
Tam isabet.
Bingo! Tem um cinto que altera a densidade... e dá super-força para quem o usa.
Yoğunluğu değiştirebilen ve giyene inanılmaz bir kuvvet veren bir kemer olduğu doğru.
Bingo. Temos o IP.
Ağ adresini bulduk.
Sorte grande, meus.
İşte, bingo çocuklar.
Bingo. Olha.
Bingo.
- Bingo!
- Bildiniz!
Bingo! Flannery O'Connor.
Flannery O'Connor.
Gritei "bingo" na semana passada, apesar de ser mentira, porque sabia que ninguém viria ver os cartões.
Geçen hafta oyunda, sırayı tamamlamamış olmama rağmen "Bingo" diye bağırdım. Çünkü kimsenin kontrol etmeye gelmeyeceğini biliyordum.
Fixe.
Bingo.
Bingo.
Tombala.
- Uma serra de lâmina.
- Testere makinesi. - Bingo.
Bingo, o saco é meu
Bingo, çanta benim oldu.
Bingo!
Çeviri :
Sou eu, o Bingo.
- Bingo.
O Bingo é a ligação à oxicodona.
Bingo'nun oxy bağlantısı.
Em cheio.
Bingo.
Bingo. Parece que não é a única coisa que deixou para trás.
Bingo.
Bingo...
Bingo.