Translate.vc / Portuguese → Turkish / Bishop
Bishop translate Turkish
2,273 parallel translation
Arthur "fodido" Bishop.
- Lanet herif, Arthur Bishop.
Ei, Bishop!
Hey, Bishop!
Bishop, não me enroles!
- Bishop, bana zırvalama.
Não sabes de porra nenhuma sobre mim, Bishop.
Beni hiç tanımıyorsun, Bishop.
Bishop, estou com fome!
Bishop, karnım acıktı.
Isso é uma violação da ética profissional, Sr. Bishop.
Profesyonellik etiğine hiç uymuyor, Bay Bishop.
- Encontraram o Bishop?
- Bishop'ı bulmuşlar mı?
Steve, se estás a ler isto, então estás morto.
Steve, bu notu okuyorsan, kendini ölmüş bil! Bishop.
A Beth, o Tucker, eu e o Jesse íamos, com chuva ou sol, todos os domingos ao Bishop.
Beth, Tucker, Jesse ve ben ister yağmurlu ister güneşli olsun, Her pazar Bishop'ta buluşurduk.
Comparável ao livro do bispo Don Magic Juan sobre sabedoria das ruas, que é muito bom.
Bishop Don Magic Juan'ın pezevenklik ve sokak eğitimi kitabıyla aynı ayar, bir çırpıda okunuyor.
ESCREVE-ME SUZY BISHOP
"Bana mektup at. Suzy Bishop, New Penzeance Adası"
Assinado, Suzy Bishop.
İmza, Suzy Bishop. "
A Sra. Bishop, quero eu dizer.
- Bayan Bishop demek istedim.
Não se preocupe, Sr. Bishop.
Merak etmeyin Bay Bishop.
Ela é violenta, Sra. Bishop, é agressão.
Kızınız saldırgan Bayan Bishop, yaptığı fiili saldırı.
Notifica os Bishop, a Suzy está lá.
Bishops ailesini arayalım, Suzy de orada.
Olá, Sr. Bishop?
Alo Bay Bishop?
Walt e Laura Bishop. A filha deles é a miúda desaparecida.
Walt ve Laura Bishop, kızları kayıp.
Lembram-se quando não queríamos correr, subornávamos o treinador Bishop com bolos do restaurante do pai da Cyn?
Yo, hatırlar mısınız, beden dersinde koşmamak için Cyn'nin babasının dükkanından aldığımız kadil simitlerini Koç Bishop'a rüşvet verirdik.
Quando o Mo e eu jogávamos para o Bispo Jameson, o banco costumava ficar atolado de cascas, mas o treinador não ligava, desde que o meu amigo Mo estivesse a acertar de três, não era?
Mo ve ben, Bishop Jameson için oynarken bankın önü diz boyu kabuk olurdu, ama koç umursamazdı yeter ki adamın Mo üçlükleri atmaya devam etsin, değil mi?
Transformar novos vampiros como o Bishop fez?
Bishop'un yaptığı gibi başka vampirler toplamak gibi mıi?
- Conhece a minha mãe, a Helen Bishop?
Annemi tanırsınız, Helen Bishop? Ha, evet.
Bishop, com quem estás a falar?
Hey, Bishop, kiminle konuşuyorsun?
Porque haveria o Secretário Bishop de retirar-nos de um claro caso Fringe?
Bizi bariz bir Sınır Bilim olayı olan bir vakadan neden alsın ki?
O Secretário Bishop quer manter isto fora dos registos...
Bakan Bishop bunun kayıtlara geçmesini istemiyor.
Quando o ddd fizer a autópsia o Secretário Bishop vai informar-nos.
Savunma Bakanlığı bunu doğruladığı anda eminim Bakan bizi haberdar edecektir.
Tenho que falar com o Secretário Bishop.
Bakan Bishop ile konuşmam gerek.
Diz ser o Peter Bishop, o seu filho.
Oğlunuz Peter Bishop olduğunu iddia ediyor. Oğlum mu?
Se vos levar ao Secretário Bishop, saberão que tenho razão.
Ucu Bakan'a çıkarsa doğru söylediğimi anlarsınız.
Peter, porque tens uma arma? - Sra. Bishop.
- Peter, silah ne arıyor sende?
- Dá-me a arma.
- Bayan Bishop? - Silahı bana ver.
Sra. Bishop.
- Bayan Bishop?
Sra. Bishop, você está bem?
Bayan Bishop, iyi misiniz?
Sra. Bishop, afaste-se.
Bayan Bishop geri çekilin.
Secretário Bishop, mas... não sou o seu filho.
Şu an bunu duymak istemeyeceğinizi biliyorum Bakan Bishop ama... Ben oğlunuz değilim.
O distrito de Flatiron... Não me parece ligado ao DdD ou ao Secretário Bishop.
Flatiron bölgesi hiç de Savunma Bakanlığıyla ya da Bakan Bishop ile bağlantılıymış gibi görünmüyor.
Foi isso que o Bishop nos disse, mesmo antes de tu o matares.
Sen Bishop'u öldürmeden önce onun bize söylediği buydu.
Pensei que ao matares o Bishop irias manter o quadro limpo.
Bishop'u öldürerek geçmişe sünger çekmek istediğini sanıyordum.
Sim, bem, por causa de ter morto o Bishop, a responsabilidade de controlar o caos é minha.
Bishop'u ben öldürdüğümden kaosu kontrol etmek de benim sorumluluğum.
Bishop criou um exército ilegal e a Mãe irá matar-nos a todos para proteger as outras familias ou outras tretas politicas dos vampiros
Bishop kendisine yasadışı ordu kuruyordu ve anne diğer aileleri korumak ya da politik vampir saçmalıkları için bizi öldürecek.
Havia, mas quando matei o Bishop, as instituições, as alavancas que ele costumava controlar, desmoronou tudo e agora é tudo comigo.
Daha doğrusu varlardı ama ben Bishop'u öldürünce onun kontrolü altında olan kurumların hepsi dağıldı ve tüm yükümlülük bende.
Pelo Bishop.
Bishop için.
Os que Bishop transformou, os ilegitimos... - O que será deles?
Bishop'un dönüştürdüğü, gayri meşru olanlara ne olacak?
Sentes o mesmo pelos orfãos do Bishop?
Bishop'un yetimleri için aynı şeyi mi düşünüyorsun?
Temos que ter cuidado para não lidarmos com eles como fizemos com o Bishop.
Onları Bishop'la aynı kefeye koymamaya dikkat etmeliyiz.
Eras o conselheiro do Bishop e ele está morto.
Bishop'un da danışmanıydın ve o öldü.
Bem, se estiveres pronta a primeira coisa a fazer é encontrar alguém na policia, para esconder o que o Bishop fez, para encobrir as mortes, para tratar das limpezas.
Eğer hazırsan yapmamız gereken ilk iş Bishop'un yaptığı gibi polisin içinden cinayetlerin üstünü kapayacak ve temizlikle ilgilenecek birini bulmak.
Não podemos confiar nas sobras do Bishop que vão detestar receber ordens de uma mulher e do vampiro que o matou.
Bishop'tan arta kalan ve muhtemelen bir kadın ve onu öldüren vampirden emir almaktan hoşlanmayacak artıklara güvenemeyiz.
Tu fizeste isso pelo Bishop.
- Bunu yıllarca Bishop için yapmıştın.
Eu matei o Bishop, e isso vale tudo por aqui.
Bishop'u öldürdüm ve bu, buradaki her şeye değer.
A chamada que recebeu, era do Secretário Bishop?
Gelen arama Bakan Bishop'tan mıydı?