English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Bluetooth

Bluetooth translate Turkish

142 parallel translation
Bluetooth, Wi-Fi, telemóveis, UHF, VHF, produtos digitais mais conhecidos.
Bluetooth, Wi-Fi, cep telefonu, UHF, VHF, bütün dijital yayın yapan sistemler.
Por falar em tecnologia, a ligação bluetooth detectou a da Amelia.
Teknolojiden bahsetmişken,... Bluetooth bağlantım Amelia'nın cep bilgisayarının, yakında olduğunu söylüyor.
Ligado por Bluetooth a um PDA, pode usar-se como um teclado normal.
Bluetooth ile cep bilgisayarına aktarılınca hakiki klavye oluyor.
Nunca consigo ler a letra de ninguém. Bluetooth.
Buradaki kimsenin yazısını okuyamıyorum.
Na verdade, o Bluetooth foi ideia do Dr. Pratt.
Aslında o cihazı kullanmak Doktor Pratt'in fikriydi.
O Bluetooth do cérebro.
Beyin Bluetooth'u.
Nokia! Bluetooh!
Bluetooth!
É o meu Bluetooth.
Bluetooth arkadaşım.
Gastam $ 50 milhões em ti, e não te fizeram compatível com Bluetooth.
Senin üzerine 50 milyon dolar harcadılar ama bir bluetooth'un bile yok.
Peyton, querida, sê uma boa menina e colabora com o teu papá e a Tia Stella compra-te um BlackBerry novo com Bluetooth.
Peyton, tatlım, bugün uslu bir kız olup babanla işbirliği yaparsan Stella teyzen sana Mavidiş'li bir BlackBerry alacak.
Estás com um telemóvel por Bluetooth, O dispositivo mais vulnerável conhecido pelo homem.
Bluetooth'lu cep telefonu kullanıyorsun bilinen en hassas cihazdır.
Frank, sabes alguma coisa sobre Bluetooth?
Bluetooth teknolojisi hakkında bir bilgin var mı Frank?
- O que é um Bluetooth?
- Bluetooth da ne?
E se tiverem um Bluetooth quando tiverem a andar com aquilo...
Hele de o esnada, kulağınızda cep telefonu kulaklığı varsa...
Celular.
Bluetooth.
Um carro destes tem um sistema de navegação que aposto está ligado ao bluetooth.
Böyle bir arabanın yön bulma sistemi Bluetooth'a bağlıdır.
Bluetooth... um mãos-livres para o condutor poder falar ao telemóvel? E se o atirador emparelhou o seu telemóvel com o carro, o sistema de navegação terá o registo disso. Exacto.
Sürücü ellerini kullanmadan cep telefonuyla konuşsun diye.
Está ligado ao seu bluetooth, que está ligado ao seu telemóvel.
Bluetooth'a bağlı. O da cep telefonuna bağlı.
Mini câmara wireless e conjunto Bluetooth.
Kablosuz mini-kamera ve Bluetooth kulaklık.
Eu vou falar contigo pelo bluetooth durante a viagem inteira.
Tamam, tamam. Yolculuğum boyunca kulaklığımdan seninle konuşurum.
É o aparelho de bluetooth mais pequeno do mundo.
Dünyanın en küçük bluetooth'u.
O bluetooth mais pequeno do mundo.
Dünyanın en küçük bluetoothu.
Bluetooth?
Bluetooth mu?
Bluetooth?
Bluetooth?
- Tem bluetooth?
- Bluetooth'u var mı?
- É claro que tem bluetooth.
- Tabi ki var.
Nunca consegui compreender como funciona o bluetooth.
Şu bluetooth ne işe yarıyor anlayamadım gitti.
- Não sei quem é o Sr. Bluetooth.
- Bay Buetooth kim bilmiyorum.
Esse grande imagem está escurecendo voçê, estou falando do seu bluetooth
Bluetooth'uyla konuşurken seni çevirdiğini hayal ediyordum.
Adicionamos-lhes Bluetooth!
Bluetooth ekleriz. Harika.
Brilhante. Os homens adoram Bluetooth!
Erkekler Bluetooth'u sever.
Espera lá, queres fazer um gancho para o cabelo com Bluetooth?
Durun bir dakika. Bluetooth'lu saç tokası mı yapmak istiyorsunuz?
Penny, tudo é melhor com Bluetooth.
Penny, her şey Bluetooth ile daha iyidir.
E aposto que as lésbicas adoram Bluetooth.
Bahse varım lezbiyenler Bluetooth'a bayılıyordur. İşe koyulmalıyız.
O pai da Romy, o Sr. Lee, é um génio em TI e deu-nos acesso a uma partilha de ficheiros por Bluetooth.
Romy'in babası Bay Lee de bilgi teknolojisi ustası falan. Bluetooth üzerinden dosya paylaşım programı ile bizi birbirimize bağladı falan.
De repente, a chamada desligou-se.
Anladım ki aracımdaki bluetooth ile bağlantılı olduğundan aramayı otomatik olarak kesmişti. Birden bire görüşmem kesildi.
Não podes conduzir e falar ao telefone sem um Bluetooth.
Artık bluetooth olmadan aynı zamanda araba kullanmana ve telefonda konuşmana izin verilmiyor.
Vejo algo que parece ser um "bluetooth".
Bluetooth'a benzeyen bir şeyler görüyorum.
As outras 3 eram activadas por "bluetooth".
Diğer 3'ü bluetooth'luydu, çağrıyla etkinleşen.
O Bluetooth num telemóvel, por exemplo, é uma forma fácil de enviar informação, "sem fios," a curta distância.
Mesela, bir cep telefonundaki bluetooth, kısa mesafede, bilgileri kablosuz şekilde..... aktarmanın en iyi yoludur..
É BlueTooth sexual.
Cinsel bluetooth gibi.
Passa os dias com miúdos de 13 anos e passa-se com uma situação destas?
Bütün gününü 13 yaşındaki çocuklarla geçiriyor ama bir bluetooth kulaklığı mı çıldırtıyor?
E a mais avançada tecnologia... Rede 3G com 2 câmeras de 4 Megapixels, microfone atualizado, memória de 32 Gigabytes, Wi-Fi, Bluetooth, Mini-porta USB, e claro, GPS!
Ve en son teknoloji 3G bağlantılı 2 tane 4 megapiksel kamerası var, güncel mikrofon 32 gb bellek Wi-Fi, bluetooth, mini-usb ve tabii ki GPS ve şifrelenmiş.
O pacote fica na sala de entregas, procurando por ligações wireless e bluetooth.
Paket, posta odasında duruyor kablosuz ve bluetooth giriş noktalarını tarıyor.
Nem pensei que estaria em casa. Acho que me esqueci do meu bluetooth.
Evde değilsin sanmıştım kulaklığımı kendim alayım dedim.
- Como se tivessem Bluetooth.
- Yani... - Bluetooth gibi.
Uma rede sem fios... ou Bluetooth...
Kablosuz bağlantı, bluetooth. Tabii ki.
Claro, é isso. É isso! A transacção vai ser feita através de um dispositivo Bluetooth.
İşte böyle, alış-veriş bluetooth kullanılarak yapılacak.
Com o seu bluetooth "Posso ligar-te daqui a bocado estou a falar aqui com o quem-não-sei."
Çalışma izni, kulaklığı, her şeyi tamam olan birini tuttum. Sizi sonra arasam olur mu?
O Bluetooth do meu carro apanhou-a automaticamente, porque estavam ligados. Disseste-nos que todos os telemóveis partilham ficheiros por Bluetooth, certo?
- Telefonlarınızın bluetooth aracılığı ile otomatik dosya paylaşımı yaptığını söylemiştin, değil mi?
- Os nossos Blueteeth!
Bluetooth'larımız!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]