English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Bodnar

Bodnar translate Turkish

137 parallel translation
A nossa primeira actuação será da aluna do 1º ano, Cynthia Bodnar, e a sua mãe, Jane, que interpretam a canção "Memory", do espectáculo da Broadway, Cats.
Sahneyi ilk önce birinci sınıftan Cynthia Bodnar ve annesi Jane alıyor, ve ünlü müzikal "Memory" yi canlandıracaklar, Cats.
- Ilan Bodnar.
Ilan Bodnar.
Bodnar, é um gosto amargo, mas queremos apanhá-los tanto quanto vocês.
Bodnar, biraz zor bir çözüm yolu ama bizde sizin kadar bu adamları istiyoruz.
- Mas, aparentemente, o protegido do meu pai, Ilan Bodnar, está em Washington, à minha procura.
- Fakat anlaşılan, babamın çırağı Ilan Bodnar, Washington'da beni arıyormuş.
A propósito, Gibbs, ficarias tão orgulhoso ao ver McGee enfrentar o Bodnar, e o Ducky, também.
Bu arada Gibbs, McGee'yi küstah Bodnar'ı benzetirken görsen gurur duyardın. Bir de Ducky'yi.
Gostaria de poder dizer o mesmo de si, Bodnar.
Keşke ben de senin için aynı şeyleri söyleyebilsem, Bodnar.
Ilan Bodnar disse-me que não és de confiança.
Ilan Bodnar, sana güvenilmeyeceğini söylemişti.
- Ilan Bodnar.
- Kimin? - Ilan Bodnar.
McGee, vai ao hotel do Bodnar, com reforços.
McGee, yanına destek alarak Bodnar'ın oteline git.
- Onde está o Bodnar?
- Bodnar nerede?
o Bodnar desapareceu.
Bodnar ortalarda yok.
A Mossad alega que o Bodnar agiu sozinho.
Mossad'ın iddiasına göre Bodnar kendi başına hareket ediyormuş.
Ele contratou o assassino, quando o Ames fugiu, - terminou o trabalho sozinho.
Tetikçiyi o tuttu fakat Ames denklemden kendini çıkartınca Bodnar işi kendi bitirmeye karar verdi.
Eles vão encontrar o Bodnar, Ziva.
Bodnar'ı bulacaklar, Ziva.
- Ilan Bodnar.
- Adım, Ilan Bodnar.
- Ilan Bodnar.
- Ilan Bodnar.
O Bodnar fugiu.
- Bodnar ortalarda yok.
O quê, o Bodnar?
Ne yani, Bodnar mı?
Ela está à procura de informações sobre o Bodnar.
Bodnar'la ilgili haberleri topluyor.
Penso que tem alguma coisa a ver com o Bodnar.
- Sanırım Bodnar'la alakalı bir durum var.
Meu Deus, o Bodnar... isso é muito, muito mau.
Aman Tanrım, Bodnar! Bu gerçekten ama gerçekten kötü.
Pouco depois da morte do meu pai, O Bodnar foi apanhado numa câmara de segurança a sair de uma garagem do Aeroporto de Dulles.
Babamın ölümünden kısa bir süre sonra Bodnar, Dulles Havalimanı otoparkından çıkarken güvenlik kameralarına yakalandı.
O Bodnar não está morto.
Bodnar ölmedi.
Gostava de ter a sua permissão para viajar para a Europa e tentar encontrar o Bodnar.
Avrupaya gidip Bodnar'ı bulmak için iznini istiyorum.
Ele está em Roma.
Bodnar, Roma'da.
A Mossad diz que o Bodnar agiu sozinho.
Mossad, Bodnar'ın tek başına hareket ettiğini söylüyor.
Tem alguma coisa a ver com o Bodnar.
Sanırım bu işin Bodnar'la bir ilgisi var.
Quero a sua permissão para ir à Europa
Bodnar'ı bulabilmek için Avrupa'ya gitmeme izin vermenizi istiyorum.
- para encontrar Bodnar. - Ele está em Roma.
- Roma'da.
Mas fizeste um óptimo trabalho, a ajudar a Ziva a localizar o Bodnar...
Yine de iyi iş çıkardın tabi. Arkamdan iş çevirerek Ziva'ya, Bodnar'ı bulmasına yardım ettin.
Para onde o Bodnar está realmente a ir.
Bodnar'ın asıl gittiği yere.
Mas quando eu e Tony chegarmos lá, com todas as outras agências, O Bodnar já terá atingido o destino final.
Ama diğer tüm teşkilatlar gibi, Tony ile ben oraya vardığımızda Bodnar çoktan son durağına varmıştı.
Porque só eu sei como o meu pai, ensinou Bodnar a pensar, todos os pequenos truques.
Çünkü babamın ona öğrettiği tüm her şeyi sadece ben biliyorum.
E como o Bodnar tem participações financeiras em todo o... - Mundo?
Ayrıca Bodnar'ın dünyanın her yerinde mal varlığı olduğu için de olabilir mi?
Ilan Bodnar. Sim.
Ilan Bodnar.
Estão fotografias de Bodnar a deixar os EUA há três meses.
Biliyoruz. Bunlar da Bodnar'ın, üç ay önce Amerika'dan ayrılırken çekilmiş fotoğrafları.
Se a Mossad sabia do regresso do Bodnar, porquê manter um funcionário na Virgínia?
Mossad, Bodnar'ın ülkeden ayrıldığını biliyorsa neden Virginia'da ajanı vardı?
Pensa que o Bodnar teve ajuda?
Bodnar'ın yardım aldığını mı düşünüyorsun?
Mantel acreditava que essa facção começou a juntar-se aqui, logo após a partida do Bodnar.
Mantel, Bodnar ülkeden ayrıldıktan hemen sonra burada toplanacaklarını düşünüyordu.
Mas sabemos que eles representam uma ameaça para qualquer um que procure o Bodnar.
Ancak Bodnar'ın peşinden giden herkese tehdit oluşturduklarını biliyoruz.
Estou oficialmente a respeitar os teus limites com o Bodnar.
Bodnar sınırlarına saygı duyuyorum.
E desde que ungiu o Bodnar como filho honorário...
Bodnar'ı da oğlu olarak gördüğü için...
O Bodnar tem várias contas pela Europa, que esvaziou recentemente.
Bodnar'ın, Avrupa'nın belli yerlerinde yakın zamanlarda boşalttığı bir çok hesabı vardı.
As contas do Bodnar estão fechadas. Notei um claro aumento nas transacções dos negociantes em Berlim.
Bodnar'ın banka hesapları kapanırken Berlin'deki elmas satıcılarıyla yapılan bazı işlemler gözüme çarptı.
Acha que era uma das facções de Bodnar?
Bodnar'ın işlerinden biri olduğunu mu düşünüyorsun?
Eu disse-te... que já estamos a trabalhar com a CIA em Bodnar.
Sana söyledim. Bodnar davasında zaten CIA'le çalışıyoruz.
Talvez não seja sobre o Bodnar, não directamente.
Belki de bu direk olarak Bodnar'la ilgili değildir.
O Bodnar não está lá, está em Roma.
Bodnar orada değil. Roma'da.
Sei o quanto é pessoal capturar o Bodnar, para ti e para a David.
Bak, sen ve David için Bodnar'ı yakalamak ne kadar kişisel biliyorum.
Como sabem, segui o rasto do dinheiro do Bodnar, até um cofre no Banco de Osterhagen.
Bildiğiniz gibi Bodnar'ın parasını buradaki Osterhagen Bankası'ndaki kiralık kasaya kadar takip ettim.
Este não é o Bodnar.
Bu, Bodnar değil.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]