English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Bolas

Bolas translate Turkish

14,614 parallel translation
- Bolas. Ele está aqui.
Aman Tanrım!
Fisgas e bolas de cuspo.
Sapanlar ve üfürük topları.
Bolas! Wally, o que se passa?
Kahretsin, Wally neler oluyor?
Chama-os de bola de neve. Ou melhor bolas de algodão.
Buna kartopu mu diyorsun, daha çok pamuk top gibi...
Ah, bolas.
Ah, iğrenç...
Estão a ficar sem bolas de neve.
Kartopları bitiyor.
Lucy, chega aqui e faz bolas de neve.
Lucy, buraya in ve kartopu yap.
Bolas ás duas, general!
Saat 2 yönünde kartopları, General!
Quero ver a cara deles quando aparecermos com estas bolas todas.
Bu kartoplarıyla karşılarına çıkınca yüzlerinin ne şekil alacağını görmek için sabırsızlanıyorum.
Estão a fazer... Bolas de gelo!
Buzdan... kartopu yapıyorlar!
Mas estás a torná-las em bolas de gelo.
Ama onları... buztopuna dönüştürüyorsun.
Olhem, Acabaram-se as bolas de gelo.
Bak, buztopu yok.
Bolas de gelo,
Buztopları!
Estão a fazer bolas de gelo. - O quê?
Buztopları yapıyorlar!
Temos de aumentar o nível. E fazer bolas de cimento. Ou mais duras,... diamantes!
Evet, diyorum ki... inşaate gidelim, çimentodan karopları yapalım veya daha da sert, elmas!
É uma lição por causa das bolas de gelo.
Bu size buztopu yapmayı gösterir.
Ela adorava as bolas de neve.
Kartoplarına bayılırdı.
Bolas.
Kahretsin.
Bolas.
- Kahretsin.
Minhas bolas de ouro podemNperfurar 20 mm de puro aço!
Biçim bellekli altın mermilerimle 20 mm'lik çelik plakayı bile delip geçebilirim!
Ora, bolas!
Mors!
- Bolas!
- Hadi ya.
Bolas, outra vez a história do casaco.
Of, yine yeni kabanından bahsedecek.
Bolas, passou 17 na prisão por algo que não fez.
İşlemediğin bir suçtan 17 yıl hapis yattın sonuçta.
Os caranguejos posicionam as bolas de areia com cuidado para garantir uma rota livre de volta à segurança.
Yengeçler kum topaklarını, güvenli alana geri dönüş yolunu sağlama almak için dikkatlice yerleştiriyor.
Bolas, quería que fosse uma surpresa, mas...
Tüh ya. Sürpriz yapacaktım ama...
Neste momento, "nós"... Significa eu e as minhas bolas.
Şu andaki tek "biz" ben ve hayalarım.
Bolas.
Vay vay.
É o percurso das bolas!
Toplardan kaçış oyunu.
Põe uma bolas!
Anladın mı? - Biraz cesur ol artık! - Bu şart, Doug.
Sim. Três bolas, contem-nas.
Evet, üç testis.
Bolas.
Vay be.
Bolas!
Hay aksi!
Bolas.
Olamaz.
Bolas!
Lanet olsun.
Bolas!
Lanet olsun!
Mas quando ele sai, não dizes : "Bolas, o gato saiu do cesto!"
Fakat bir sır ifşa olduğunda "Sır açığa çıktı." dersin.
Bolas...
Lanet olsun.
- Bolas.
- Tanrım.
Bolas, Bob, tiraste-me da cadeia para te apoiar, e agora olha para ti, estás atolado.
Tanrım, Bob, arkanı kollamam için beni hapishaneden çıkardın, ve şimdi şu haline bi bak, iyice boka batmışsın
Bolas.
Hay aksi.
Está na hora de enfiar bolas em buracos.
Deliklere top sokma vakti.
Bolas nos buracos.
Toplar deliklere.
Bolas.
Upa!
Bolas!
Olmaz!
Este pássaro está a atacar-nos? Bolas...
Bu kuş bize mi nişan alıyor?
Sirvam-se das bolas de pelo que estão no frigorífico.
Buzdolabındaki birkaç tüy yumağıyla keyfinize bakın.
Bolas...!
Hay aksi!
Vamos atirar umas bolas agora.
Hadi top oynamaya gidelim.
- Pára, bolas!
Dursana!
Bolas, falhei!
Lanet olsun.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]