Translate.vc / Portuguese → Turkish / Bourne
Bourne translate Turkish
289 parallel translation
Sargento-Mor Bourne, que são estes disparos?
Çavuşum, nedir o sesler?
Sargento-Mor Bourne? Sr. Bromhead?
Gel, Bromhead.
- Sargento-Mor Bourne?
- Çavuş Bourne.
Sr. Bourne? Windridge? Tragam as carroças.
Çavuşlar, getirin arabaları.
Sargento-Mor Bourne?
Çavuş.
Sargento-Mor Bourne!
Çavuş Bourne!
Obrigado, Sr. Bourne.
Sağol, Bourne.
Sr. Bourne, deviam estar mais 12 homens neste reduto.
Bourne, buraya 12 adam daha gerek.
- Sargento-Mor Bourne.
- Çavuş. - Emret, komutanım.
- É Ursula Bourne?
- Sen Ursula Bourne musun?
Vi as referências que deu a uma antiga copeira vossa, uma Mademoiselle Ursula Bourne. - Sim?
- Daha önce yanınızda çalışmış olan sofra hizmetlisi Bayan Ursula Bourne için büyük bir nezaketle verdiğiniz referansı gördüm.
- Uma palavrinha, Miss Bourne?
- Biraz konuşabilir miyiz, Bayan Bourne?
Esta jovem, Mademoiselle Ursula Bourne, é, na verdade, a Madame Ralph Paton.
Bu genç Bayan Ursula Bourne, aslında Bayan Ralph Paton'dır.
Chamo-me Jason Bourne.
Adım Jason Bourne.
Tem o número de um tal Jason Bourne?
Jason Bourne'ın numarası var mı?
Quero o Bourne morto até ao pôr-do-sol.
Gün batımında Bourne ceset torbasına girmiş olacak.
Monsieur Bourne, aqui está o senhor.
Mösyö Bourne, sonunda geldiniz.
Estava a pensar...
Mösyö Bourne, ben de meraklanmıştım.
Um Jason Bourne.
Jason Bourne diye biri.
O Bourne foi a Paris, ao apartamento.
Bourne Paris'teki dairesine gitmiş.
Foi ele. Foi o Bourne.
Bunu o yaptı.
Temos quase a certeza.
Bourne. Bundan neredeyse eminiz.
Então, sou mesmo o Bourne.
Demek ki kesinlikle Bourne'ım.
É o Bourne, não é?
Bunu yapan Bourne, değil mi?
O Jason Bourne está morto.
Jason Bourne öldü.
Vai dizer-lhes que o Bourne morreu. Percebeu?
Onlara Bourne öldü diyeceksin.
Bourne?
Bourne?
O Bourne.
Bourne.
- O Jason Bourne.
- Jason Bourne olayı.
O Bourne era o seu número um.
Bourne onun bir numarasıydı.
O Conklin fracassou, não encontrou o Bourne. Foi tudo por água abaixo.
Conklin düzeltemedi, Bourne'u bulamadı, herşey ters gitti.
Onde está o Bourne agora?
Bourne şimdi nerede?
Foram assassinados pelo Jason Bourne.
Onları öldüren Jason Bourne'du.
Afinal, o assassino era um dos nossos : Jason Bourne.
Suikastçinin bizden biri olduğu ortaya çıktı - Jason Bourne.
Acho que o Bourne e o Conklin montaram um esquema, e que a informação que tentei comprar era suficiente para obrigar o Bourne a agir novamente.
Sanırım Bourne ve Conklin birlikte iş yapıyorlardı, peşinde olduğum bilgi Bourne'u saklandığı delikten çıkaracak kadar büyüktü.
Desculpe. Detectámos o passaporte de Jason Bourne em Nápoles.
Affedersiniz, ama Jason Bourne'un pasaportu Napoli'de ortaya çıktı.
Mr. Bourne, John Nevins, do Consulado dos EUA.
Bay Bourne, ben John Nevins, Amerikan Konsolosluğundan.
- Têm um Jason Bourne sob custódia?
- Jason Bourne göz altında mı?
Bourne está armado e é perigoso.
Bourne silahlı ve çok tehlikeli.
Jason Bourne nunca mais volta a prejudicar esta agência.
Jason Bourne bu teşkilata daha fazla zarar veremeyecek.
Bourne está armado e é perigoso.
Bourne silahlı ve son derece tehlikeli.
- Antes do Bourne, não.
- Bourne'dan önce yoktu.
Qual é o objectivo de Bourne?
Bourne'un amacı nedir?
Revejam todo o material da Treadstone relativo ao Bourne.
Bourne'un Treadstone bağlantısını tekrar gözden geçirin.
Compare-a com os movimentos de Bourne.
Bourne'un hareketleriyle zamanı karşılaştır.
Encontrem o Jason Bourne.
Jason Bourne'u bulun.
Fala Jason Bourne.
Ben Jason Bourne.
- Bourne?
- Bourne?
Matou duas pessoas, Bourne.
Sen iki adam öldürdün, Bourne.
Bourne.
Bourne.
Bourne!
Bourne