English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Bowling

Bowling translate Turkish

1,771 parallel translation
Comprei uma bola de bowling mágica no 8.
Çünkü internete girdim ve Magic Eight bowling topundan aldım.
Olha, gostava de saber se gostarias de ir a uma festa de bowling comigo.
Acaba şu bovling partisine benimle gelir misin?
Com certeza, claro que vou à festa de bowling contigo.
Elbette bovling partisine seninle gelirim.
Começas a jogar bowling com um finalista e, quando dás conta, estás a fazer corridas de kart com um universitário.
Son sınıftan biriyle çıkmaya başlarsan, sonra soluğu bir üniversiteliyle araba yarışlarında alırsın!
Então, como te vais livrar da festa de bowling?
Bovling partisinden nasıl kurtulacaksın peki?
Então, até logo à noite, no bowling.
Sanırım bu akşam bovling partisinde görüşeceğiz.
Achei que eu e a Holly também nos iríamos divertir a jogar bowling.
Holly'yle birlikte bovling oynamanın harika olacağını düşündüm.
Ao boliche?
Bowling oynamaya mı? !
Faz uma bola de bowling saltar, mas um copo de vinho não entorna.
Böyle yatakların üzerinde bowling topu gibi sekesin geliyor, ama bir bardak şarap dökülmez.
Gus, vai buscar um copo de vinho e uma bola de bowling.
Gus, gidip bir bardak şarap ve bowling topu bulsana.
Agora tocam o xilofone enquanto jogam bowling perto de um aeroporto.
Şimdi de havaalanının etrafında ksilofon çalıyorlar.
Sim. Chamaram para informar que o treino de bowling foi cancelado.
Bowling antrenmanının iptal olduğunu söylemek için aramışlar.
Freiras num bowling?
- Bowling oynayan rahibeler.
Você não joga bowling com freiras.
Rahibelerle bowling oynamıyorsun.
Porque Ziva se importaria que soubéssemos que jogava bowling com freiras.
Rahibelerle bowling oynamanı bilip bilmememizi Ziva niye umursuyor?
Se a mando mais devagar, vamos estar a jogar bowling.
Bowling oynuyor olsak yavaş atarım.
Joga na equipa de bowling do Tom Scavo.
Tom Scavo'nun bowling takımında oynuyor.
- Dois anéis da Super Bowl.
Oh. İki süper bowling topu yüzüğü.
- Sim, você tem dois anéis da Super Bowl.
Evet, iki tane süper bowling topu yüzüğün var.
Então, onde estão os seus anéis da Super Bowl?
Peki, bowling yüzüklerin nerede?
O vencedor de duas Super Bowls, Lawrence Taylor, está aqui?
İki "Süper Bowling Topu" kazanan Lawrence Taylor mı?
Bem, e sobre o anel da Super Bowl?
Peki şu bowling kupası ne olacak?
Qual anel da Super Bowl?
Bowling kupası nedir?
Foi roubado um dos anéis do Super Bowl ao Lawrence Taylor que estava num cofre de segurança.
Sam'in müşterilerinden birinin emanet kutularından Süper Bowling kupası çalınmış.
Era um anel da Super Bowl XXI?
O bir, şey, Süper Bowling 21 kupası mıydı?
Bacano, o bowling é ali ao virar da esquina.
Bovling salonu köşeyi dönünce, ahbap.
- Devias vir jogar Bowling.
Ne yapman gerekiyor biliyor musun? Bovling oynamaya gelmelisin.
- Bowling?
Bovling mi?
Bowling vai distrair-me do facto de todos quererem lixar-me?
Bovling oynamak herkesin peşimde olduğunu unutturur mu?
- Queres ir ao Bowling amanhã? - Claro.
- Yarın gece bovling'e gitmek ister misin?
A menos que seja um seminário sobre análise crítica de Bowling...
Bovling analizi üzerine bir konferans değilse...
- Queres vir ao Bowling amanhã?
Yarın gece bovling oynamaya gelmek ister misin? Bovling mi?
- Bowling? Porquê?
Niçin?
Estás pronto para uma noite de Bowling?
Bovling gecesi için hazır mısın?
Anda, namorado, vamos jogar Bowling.
Haydi gel erkek arkadaşım gidip bovling oynayalım.
Bowling? Fazes muito isto? Tu e o pessoal?
Bovling, gruptakilerle birlikte sık yaptığın bir şey mi bakalım?
É o pior resultado do Bowling!
Bovling'de en kötü eşleşen lobutlar bunlardır.
Na próxima, fazemos pesos antes de jogar Bowling.
Bir dahaki sefere bovlingden önce ağırlık kaldıralım. Pembe dizi gibi.
- Olá, Piz. Obrigada pelo Bowling.
Geçen geceki bovling için sağ ol.
Toda a gente se divertiu. Declaro o Bowling um sucesso.
O zaman herkes iyi vakit geçirdiğine göre bovling gecesini başarılı ilan ediyorum.
E uma menção no jornal local a falar da sua equipa de bowling.
Bir de yerel gazetede üyesi olduğu bovling takımından bahseden bir yazı.
E um óptimo jogador de bowling.
Ve çok da iyi bovling oynardı.
Quem mais tem tantas bolas de bowling?
Hayatta pek tutunabilmiş birine benzemiyor. Kimin bu kadar çok... -... bovling topu olur?
Língua presa numa bola de bowling, estou à espera de um berbequim, casal com sarna, 1 porcento de hidrocortisona.
Şeyini bowling topuna sokmuş. Tedavi için bekliyor. Tahta kuruları, % 1 hidrokortizon.
Joga bowling?
- Bowling bilir misin?
Eu sou a "rainha da pista".
- Bowling sahasının kraliçesiyim ben.
Há uma pista de bowling, ao descer as escadas.
- Aşağıda var, biliyor musun? - Otelde mi?
Não acredito que joga bowling.
- Bowling oynadığına inanamıyorum. - Neden?
E quando terminamos o jogo de bowling, levou-me até o carro. E?
- Ve sonra bowlingi bitirince, beni arabama bıraktı.
O meu nome é Kelsey e este verão fui para um acampamento, onde joguei basquete, hóquei no campo, bowling, fiz box e softbol.
Benim adım Kelsey. Bu yaz kampa gittim. Basketbol, hokey bowling, beyzbol oynadım.
Para o Bowling, sincera, estou mesmo a jogar Bowling, ou sou demasiado fixe para Bowling e estou cá por engano?
Bovling için hangisi iyi? Azimli. İyi bovling oynarım " mı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]