English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Brody

Brody translate Turkish

1,834 parallel translation
- Chris Brody?
Chris Brody!
O que acham de conhecerem o único biólogo marinho de Haven, Chris Brody?
Haven'ın tek deniz biyoloğu Chris Brody ile tanışmaya ne dersiniz?
O Chris Brody não...?
Yoksa Chris Brody'nin...
Chris Brody?
Chris Brody.
- Chris Brody.
Chris Brody.
- Eu ia dizer do Chris Brody.
"Chris Brody" diyecektim.
Ainda estás chateado por causa do Brody?
Brody konusunda bana hala kızgın mısın?
Pára, pára, pára, não quero falar disso nem do Brody.
Dur tamam, bunun hakkında ya da Brody ile ilgili konuşmak istemiyorum.
Jessica, sou eu, Brody.
Jessica, benim Brody.
... temos de vigiar o sargento Brody desde o desembarque.
Eğer bir terörist ise Brody'i uçaktan indiği andan itibaren izlemeliyiz.
Precisamos das atenções públicas viradas para o Brody, para lembrar à América que isto está longe de terminado.
Brody'i halk önüne çıkarmalıyız ki savaşın bitmekten çok uzakta olduğunu görsünler.
O vice-presidente informou-me de que teve peso na persuasão do sargento Brody a expor a sua história.
Başkan Yardımcısı Çavuş Brody'i halk önüne çıkmak için ikna etmede senin parmağının olduğunu söyledi bana.
O vice-presidente não enviou a sua principal assessora política para me agradecer por ter convencido o Brody.
Başkan yardımcısı, baş siyasi danışmanını teşekkür etmek için göndermemiştir sanırım.
Tendo passado pelo que passou, ele parece incrivelmente tranquilo.
Yaşadığı şeylere bakılırsa Çavuş Brody şaşırtıcı derecede toparlanmış görünüyor.
Toda a informação que puder facultar-nos sobre o sargento será muito bem-vinda.
Çavuş Brody'le ilgili bize verilen her bilgi için daha da minnetar olunacaktır.
E ainda não tens qualquer prova que ligue o sargento Brody a esta ou outra maquinação contra os EUA.
- Ama hâlâ Çavuş Brody'nin Amerika'ya yapılacak bir komployla ilişkisini kuramadın.
Não desperdices a informação que o teu contacto deu a vida para obter, invadindo a privacidade da família de Brody protegida ao abrigo da lei.
Bu istihbarata ulaşmak için muhbirin hayatını verdi. Brody ailesinin anayasayla korunan özel hayatına tecavüz ederek bunu boşa harcama.
O dinheiro que procuramos está ligado ao Brody.
İzini sürdüğümüz paranın Brody'le bir ilgisi var.
Vais remover câmaras e microfones da casa dele sem deixar vestígio.
İlk fırsatta, Brody'nin evindeki kamera ve mikrofonları sökeceksin ve izleri örteceksin.
Qualquer que seja a razão, a tua visita foi importante para eles.
Sebebi her neyse artık ama ziyaretin onlar için çok anlamlıydı Brody.
Tens observado o Brody tanto quanto eu, deves ter uma opinião.
Sen de benim kadar Brody'i gözetledin. - Bir fikrin olmalı.
Ele acha que a mulher do Brody é uma brasa. Vamos.
Karısının güzel olduğunu düşünüyor, tamam mı?
É uma honra conhecê-lo, sargento Brody.
Sizinle tanışmak bir şeref, Çavuş Brody.
Brody?
Brody?
- Dá-me a arma, Brody.
Silahını ver, Brody.
Raios, Brody!
Lant olsun!
Não me voltes as costas.
Benden kaçma, Brody.
Precisamos de ajuda, Brody.
- Yardıma ihtiyacımız var, Brody.
Deixa-me recolocar o Virgil e o Max a seguir o Brody.
- Evet. Bana, Virgil'e ve Max'e Brody'i izleme işini ver.
Precisamos do Brody sob o olhar do público, a lembrar a América que isto está longe do fim.
Brody'i halk önüne çıkarmalıyız ki herkes savaşın bitmekten çok uzakta olduğunu görsün.
A informação que o teu contacto deu a vida para obter, não a desperdices ao invadir a privacidade protegida dos Brody.
Bu istihbarata ulaşmak için muhbirin hayatını verdi. Brody ailesinin anayasayla korunan özel hayatına tecavüz ederek bunu boşa harcama.
Com a ajuda do Sargento Brody.
Çavuş Brody'nin yardımıyla.
O Sargento Brody?
Affedersin.
- Sim Carrie, o Sargento Brody, que está numa posição ímpar para nos informar sobre o Hamid.
Çavuş Brody mi? Evet, Carrie. Çavuş Brody, Hamid üzerinde bir dayanak kurmak için gereken kişi.
O Brody não pode estar presente, de forma alguma.
Brody orada olamaz.
Nada é pior do que o Brody assistir ao interrogatório.
Bu alternatifin kötü olabilir. Hiçbir şey Brody'nin bu sorgulamaya katılmasından kötü olamaz.
Presumindo que fazemos o que queres, ou seja que partilhamos as tuas suspeitas sobre o Brody, que achas que vai acontecer? - O David será forçado a decidir.
İsteğini yaptığımızı varsayalım, yani Çavuş Brody'le ilgili şüphelerini paylaşırsak, sonra ne olacağını sanıyorsun?
Não há provas que liguem o Brody ao Abu Nazir.
Abu Nazir'i Brody'e bağlayan bir kanıt yok.
Diz-lhe que a informação sobre a localização do Brody no Afeganistão, foi intencionalmente dada pelo Nazir.
Ona, Çavuş Brody'nin Afganistan'daki yerinin Nazir tarafından sızdırıldığını söyle.
Já te ocorreu que ao menos vamos poder observar o Brody de perto, num ambiente de grande tensão, sobre o qual temos controlo?
Senin bakışına göre stresi yüksek bir ortamda Brody'i yakından izleyebileceğiz.
É tudo o que sei por agora, Brody.
Şimdilik tüm bildiklerim bunlar, Brody.
Sargento Brody, Carrie Mathison.
Çavuş Brody, ben Carrie Mathison.
Por quanto tempo o Sargento Brody foi interrogado?
Çavuş Brody ne kadar sorgulandı?
O que fez ao Sargento Brody, Afzal?
Çavuş Brody'e ne yaptın, Afzal?
Adeus, Sarg. Brody.
Hoşça kalın, Çavuış Brody ;
Onde está o Brody?
Brody nerede ki?
Brody?
Brody? !
Falta-te o Brody.
Onu gözden kaçırıyorsun.
Há um terrorista sobrevivente no local de onde o Brody foi resgatado.
Ne?
Apanharam-no num buraco qualquer.
Afganistan'da Brody'nin kurtarıldığı yerleşkeden kaçmayı başaran bir terörist İslamabad'ta bir evde yakalanmış.
Brody?
Çavuş Brody dâhil.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]