English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Bruce

Bruce translate Turkish

4,237 parallel translation
Foi ter com o Bruce em Washington até isto estar resolvido.
... ortalık sakinleşene kadar, onu Bruce'un yanına, Washington'a gönderdim.
Agradeço imenso a oportunidade, Bruce.
Fırsattan dolayı çok müteşekkirim, Bruce.
Bruce, tenho de desligar.
Bruce, kaçmak durumundayım.
- Sim, acabei de falar com o Bruce.
- Evet. Şimdi Bruce'la konuştum.
Acredito que o Dr. Burr espera o Bruce e a Tatsu no laboratório para um teste do córtex iónico.
Sanırım Doktor Burr yakında laboratuarda Bruce ve Tatsu'yu İyon Korteksinin test uygulaması için bekliyordur.
Tatsu, se não quiseres ir a exibição do córtex iónico... acredito que o Bruce ia entender.
Tatsu, eğer İyon Korteksinin bugünkü sergisini es geçmek istersen Bruce'un bunu anlayacağından eminim.
Cuidado, Bruce, quanto mais alto, mais dura é a queda.
Dikkatli ol Bruce. İnsan ne kadar yükseği amaçlarsa, o kadar yüksekten düşer.
Deve ser o Bruce.
- Sen Bruce olmalısın.
Fique perto, Bruce.
- Yanımdan ayrılma Bruce.
Precisas de ir e ser um jovem e mais elegante Bruce Willis, e se puser um pé em Mystic Falls adeus magia, adeus âncora, adeus.
Sen gidip daha genç, daha seksi Bruce Willis hâlin gibi davranmalısın ayrıca ben Mystic Falls'a bir adım atarsam elveda sihir, elveda dayanak noktası, elveda ben.
Mas, se alguém sabe alguma coisa sobre vírus no mercado negro, é o Dr. Bruce Sanders.
Ama karaborsa virüsleriyle ilgili bir şey varsa Dr. Bruce Sanders elbet biliyordur.
- O Bruce Sanders não fala comigo.
- Bruce Sanders benimle konuşmaz.
- É só o que sei. O U.D. - 4126.
- Bruce, insanların hayatı tehlikede.
É o Bruce Willis e a sua jovem mulher escaldante?
Oradakiler Bruce Willis ve yeni seksi eşi mi?
Isso é que me faz o Bruce Lee da comédia, sabes como é?
Beni güldürünün Bruce Lee'si yapan da bu anlatabiliyor muyum?
Pois, quer dizer, tu também serias mau se o teu padrasto fosse o Bruce Jenner.
Yani senin üvey baban da Bruce Jenner olsaydı, sen de kötü olurdun.
Gostas do Bruce Lee?
Bruce Lee'yi sever misin?
Bruce Lee. Gostas dele?
Bruce Lee, onu sever misin?
És parecido com o Bruce Lee.
Biraz Bruce Lee'ye benziyorsun.
Não, és parecido com o Bruce Lee.
Hayır, Bruce Lee'ye benzediğin için.
Apontas para aquilo que queres que morra, primes o gatilho, sai uma pequena bala, a pequena bala acerta aqui e deixas de ser parecido com o Bruce Lee.
Bakıyorsun, öldürmek istediğin kişiye doğrultuyorsun. Tetiği çekiyorsun. Buradan küçük bir kurşun çıkıyor.
Achei que a nossa música era a "Dancing In the Dark" do Bruce Springsteen.
Ben bizim şarkımız Bruce Springsteen'den Dancing in the Dark sanıyordum.
Bruce Dameran, 36 anos.
Bruce Dameran. Otuz altı yaşında.
No dia 25 de Janeiro de 1982, às 11 : 14h, a Rezidentura recebeu o filiado Bruce Dameran.
Mesken, 25 Ocak 1982 tarihinde saat on biri on dört geçe muhbir Bruce Dameran'la konuştu.
O último homem que entrou na embaixada soviética entregou o projecto do disparador que eles usam nos seus mísseis.
Sovyet elçiliğine gidip muhbirlik yapan en son adam onlara tüm bombalarında kullandıkları tetikleyici tasarımını vermişti. - Bruce Dameran. - Vietnam'da Mor Kalp Nişanı almış.
Bruce Dameran. Coração Púrpura no Vietname.
Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı'nda çalışmış.
O que pode dizer-me sobre o Bruce Dameran?
Bana Bruce Dameran'la ilgili ne söyleyebilirsiniz?
Você não quer morrer, Bruce.
Ölmek istemezsin, Bruce.
Eu quero ajudá-lo, Bruce.
Sana yardım etmek istiyorum, Bruce.
A única razão deles... eles saem impunes de tudo, eles tiram vantagem porque... - Não mexa nessa arma, Bruce.
Yaptıkları her şeyin yanlarına kalmasının tek sebebi avantajlarının olması, o da...
Obrigado, Bruce.
Teşekkür ederim Bruce.
Na verdade, eu gosto de ensinar, Bruce, e não me despedia nem que pudesse.
Aslına bakarsan, ben öğretmeyi seviyorum Bruce. İstesem de bırakmam.
O seu sogro é o Bruce Butler?
- Kayınpederin Bruce Butler mı?
Prince, Tayler Swift, Sean Penn, Bruce Springsteen, Helen Mirren, Morgan Freeman, James Franco,
Warren Beatty, John Travolta Clint Eastwood, George Clooney Prince, Taylor Swift, Sean Penn Bruce Springsteen, Helen Mirren Morgan Freeman, James Franco...
- Não fales assim do Bruce.
- Bruce hakkında öyle konuşma.
- Bruce?
- Bruce?
Sim, maldição. O Bruce é um sobrevivente.
Evet, doğru ya, Bruce kurtulan.
O meu nome é Bruce.
- Ben Bruce. - Merhaba, Bruce.
Bruce, devias falar com as celebridades para investirem no clube.
Bruce, ünlü arkadaşlarınla konuşmalısın. Birkaç milyon yatırmak isterler belki.
- Bruce, certo?
- Bruce'du, değil mi?
Bruce...
Hadi ama, Bruce.
- Bruce, pode me ajudar aqui?
- Bruce, şu eşyalara yardım eder misin? - Tabii.
O que se passa Bruce?
Sorun ne, Bruce? Sıkıntılı duruyorsun.
Este é o meu bom amigo Bruce.
Bu benim yakın arkadaşım, Bruce. - Amerikalı mı? Hayır, Kanadalı.
Por favor, Bruce, não torne isto mais difícil do que já é.
Bruce, lütfen bunu olduğundan daha da zorlaştırma.
O benfeitor da tua cidade, Bruce Wayne, presenteou-me com uma arma de poder infinito.
Şehrin hayırseveri Bruce Wayne bana sınırsız güç sağlayacak bir silah geliştirdi.
Mas construíste o Córtex com tecnologia Wayne, o que significa que tens os teus segredos, mas o Bruce Wayne tem os dele.
Bunun anlamı senin kendi sırların var ama Bruce Wayne'in de kendi sırları var.
O Bruce precisa de ti.
Bruce'un sana ihtiyacı var.
- O Bruce Banner.
- Bruce Banner.
O Bruce Lee conhece as suas armas.
Bizim Bruce Lee, silahlardan anlıyor demek.
E o Bruce Lee também era.
Bruce Lee'de öyle.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]