English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Brush

Brush translate Turkish

37 parallel translation
Por isso você não se casou com aquela garota de Brush Flats, não é?
Eğer sebebi buysa, o kızla neden evlenmedin,... şu ormandaki eve kapattığın?
Vou voltar a Chicago e ser uma menina Fuller Brush.
Bunu yaparsan, Chicago'ya döner bir kozmetik malzeme satıcısı olurum.
Preciso de algumas informações médicas sobre o Delegado Willis, que baleou três pessoas e depois se matou... num restaurante, em Brush Ridge. Preciso disso imediatamente.
Yemek salonunda üç kişiyi öldürüp, intihar eden Şerif Willis hakkında tıbbi bilgiye ihtiyacım var.
O Blade disse-nos que tu conheces os tipos da distribuição.
( Tubbs ) Blade Sana Söyler.. ( Tubbs ) Fuller Brush Yolunu Biliyormusun?
Brush-brush-brush.
Bız, bız, bız.
É para gentalha.
Sadece Fuller Brush kalabalığı.
Ele pensa que é um pincel de barba.
Kendisini Basil Brush sanıyor.
Não consigo que o meu rapaz vá à luta.
- I can't get my boy to brush.
Sou mais do tipo vendedor.
Daha çok "Fuller Brush man" gibiyim.
Tenho um brush beige.
Bende şu bej krem pembe allıklardan var. Neredeyse onu kullanacaktım.
Eu sei que parece uma loucura, mas eu vi o Barash a ser assassinado.
Bu saçma ama Brush'ı ofisinde öldürülürken gördüm.
Que faz ali o Barash?
- Brush'ın orada ne işi vardı?
O Barash não é o Barash.
O, Brush değil.
O Barash e a Sra. Cofflen estão mortos.
Brush ve Bayan Cofflen öldü.
O Barash está morto. Eu ontem vi-o morto. Os Djinn apoderaram-se do corpo dele.
Brush'ın öldüğünü gördüm ve cin Brush'ın bedenine girdi.
Hoje, o Barash falou dos Djinn na aula.
- Tamam bak. Brush bugün derste cinden bahsetti.
Eu sei que tudo isto está relacionado com o Barash.
Biliyorum, bütün bu olanlar Brush ile ilgili.
- A Diana tinha razão. - De que estás tu a falar?
Diana, Brush konusunda haklıymış.
O Barash não é o Barash e tudo aquilo que a Diana disse é verdade.
O, Brush değil. Diana'nın söyledi o bütün çılgın şeyler doğru.
Fala com o Frankie Brush e com o Jackie Judeu.
Frankie Brush ile konuş. Yahudi Jackie ile konuş.
- Uma biografia ilustrada de Basil Brush.
Ve ünlü kukla Basil Brush'ın kapsamlı bir biyografisi.
Em Sagebrush Cantina, em Barstow.
Sage Brush Cantina, Barstow.
Vamos. Esta bola tinha "passar de raspão" escrita nela.
Bu "brush back *" ten daha fazlası oldu.
Fuller Brush, casas de latas.
Fuller Brush pazarlamacıları, tenekeden evler...
Brush?
Mink mi?
- Barclays Brush.
- Barclay's Fırçası.
- Aqui mesmo no Barclays Brush!
- Burada Barclay's Fırçalı!
Ela é uma verdadeira cozinheira em Barclays Brush.
O gerçek bir fırıncının Barclay's Fırçalı.
Pensavas que era o vendedor da Fuller Brush?
Beni seyyar satıcı mı sandın?
Foi o Basílio Pincel que disse "boom, boom".
"Bam, bam" diyen Basil Brush'dı. Hay Allah!
Brush my teeth with a bottle of Jack
* Fırçaladım dişlerimi bir şişe Jack'le *
1981, Brush Park.
1981, Brush Park.
Para tirar as cinzas
♪ To brush the ashes off ♪
Escova.
Brush.
Como em "As Loucuras de Mr. Jones."
Fuller Brush'ın adamları gibi.
Quem sabe depois do jantar, pudesses escovar o meu cabelo.
Perhaps after dinner you could brush my hair.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]