English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Buck

Buck translate Turkish

1,717 parallel translation
O Calvin tem oito anos, e o pequeno Buck tem treze.
Calvin 8, küçük Buck ise 13 yaşında.
Então, Buck.
Ne oldu Buck?
Tu deixas Benjamin, e levas o meu cavalo Buck.
Benjamin'i bırak ve benim atım Buck'ı al.
- O Buck não pode andar.
- Buck yürüyemiyor.
Oh, Buck, querido.
Buck, bebeğim.
Eve, apresento-te o Buck.
Eve, Buck'la tanış.
- Este é que é o Buck?
- Buck bu mu?
Buck, querido.
Buck, hayatım.
Vamos lá, Buck, engole isto!
Hadi Buck, yut şunu!
Podes saber o que ele anda a dizer? O nome é Buck Rowen.
Adı Buck Rowan.
Já ouviu falar de Buck Rowen, ele está paraplégico.
Buck Rowan felç oldu.
Porque te ris, Jerry Buck?
SEN NEDEN GULUYORSUN JERRY?
Boa noite senhoras e senhores, sou Buck Laughlin.
İyi akşamlar Beyler ve Bayanlar. Ben Buck Laughlin.
Buck, não me posso pronunciar pelos animais mas certamente, que qualquer pessoa neste edíficio está tão emocionada quanto eu.
Hayvanlar adına konuşamam elbette ama buradaki her insan benim kadar heyecanlı olmalı.
Olá, Buck. Já nos conhecemos no seu gabinete.
- Seninle tanışmıştık.
- Está aqui, Sr. Presidente.
- Burada Başkanım. - Buck'a ver.
Sente-se, Buck.
Otur Buck.
O que achou do General Bogan?
Generalin sesi sence nasıldı Buck?
Muito bem, Buck. Eis o que vamos fazer.
Evet Buck, sana ne yapacağımızı söyleyeyim.
Bem, Buck, invadimos a Rússia.
Evet Buck... Rusya'ya girdik.
- É casado, Buck?
Evli misin?
Noah Wyle, no papel de Buck.
Buck rolünde Noah Wyle.
Tu gritas Bucks e eu grito Berks, tá bem?
Sen Buck'ları tutuyosun ve bende Berk'leri, tamam mı?
- Eu grito bucks...?
- Buck'ları bekle...?
- Somos os Bucks.
- Biz Buck'leriz.
- Vá lá, cabrões de Bucks!
- Hadi, siktimin Buck'leri!
Que tal é a faculdade?
Eee, kolej nasıl, Buck?
Buck...
- Hey, Buck. - İyi görünmüyorsun.
Buck...
Buck.
- A ti também, Buck.
Evet, seni de, Buck.
Despacha-te, Buck.
Haydi, Buck.
O Buck Compton voltou para nos ver e mostrar que estava bem.
Buck Compton, iyi olduğunu görelim diye geri gelmişti.
Entrou directa, Buck.
Tam içeri girmiş.
Estou a ver, Buck.
Gördüm Buck.
O Buck é um verdadeiro líder de combate, mas... quero que a Companhia Easy tenha ao menos um líder de pelotão experiente.
Buck gerçek bir savaş lideri. Ama Easy'de en az bir tane tecrübeli müfreze lideri olması gerek.
Todos concordávamos que o Buck Compton seria a melhor opção para o comando... se o Winters conseguisse livrar-se do Dike.
Eğer Winters, Dike'dan kurtulmanın bir yolunu bulabilirse en iyi seçimin Buck olduğuna karar vermiştik.
Mas sinceramente... o Buck não era o mesmo soldado que fora antes de ser ferido na Holanda.
Ama Buck, Hollanda'da vurulduktan sonra değişti.
- Vou tentar, Buck.
- Çalışırız Buck.
O Buck fez-me lembrá-lo agora.
Buck bana onu hatırlattı.
O Buck Compton está bem.
Sana söylüyorum. Buck Compton gayet iyi.
- Claro, Buck, nenhuma asneira.
Aptalca birşey yapmak yok.
Nenhuma asneira, Buck.
Aptalca birşey yapmak yok.
E o Buck levou um tiro naquele rabo avantajado na Holanda.
Buck ise Hollanda'da daha büyük olan kıçından vuruldu.
Como está o Buck?
Buck nasıl?
- Luz, como está o Buck?
- Luz, Buck nasıl?
Dizem que Buck mudou depois de ter sido atingido na Holanda.
Bazıları Buck'ın Hollanda'da vurulduktan sonra değiştiğini söyler.
- Buck Rowen. - Certo.
Anladım.
Dê-a ao Buck.
Şimdilik bu kadar.
Hoje, fez um bom trabalho, Buck.
Bugün iyi iş çıkardın.
Bela catraia, Buck.
Hoş bir kız, Buck.
- Vai, Buck!
Devam et Buck!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]