English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Burlington

Burlington translate Turkish

70 parallel translation
Não conhecia esse tipo de Burlington por Adam.
O adamı Burlington'dan tanımıyordum.
Um homem como tu, que vive em Quincy, Massachusetts... deve receber muitas chamadas para levar um camião de Burlington a Portland.
Senin gibi, Quincy, Massachusetts'te oturan birine bir tırı, Burlington'dan Portland'a sürmesi için bir sürü telefon geliyor olmalı.
À esquina da East Waring e da Burlington, às 11.
Tamam mı? 11.00'de East Warring ve Burlington köşesi.
BurIington Cranston é outra.
Burlington Cranston da bir diğeri.
Em Burlington, Vermont.
İşte buradayız. Burlington, Vermont.
Vem para o Winter Million no Burlington Park na Sexta-feira.
Cuma günü Burlington Park'taki Kış Milyon yarışına geliyormuş.
Burlington Arcade, em pleno dia. Um tipo entra numa joalharia, saca de uma pistola e rouba um punhado de jóias.
Yer Burlington Pasajı, bir adam güpegündüz gidip bir silah çekiyor ve bir avuç değerli taşı çalıyor.
Se não me engano, estas são as jóias do colar roubado em Burlington Arcade.
Yanılmıyorsam, Burlington Pasajı'ndan çalınan kolyelerin taşları var.
Sou o agente regional de vendas da Meias Burlington.
Bana o geldi, tamam. İyi.
- Um peixe especial.
Burlington Trikotaj'ın bölge temsilcisiyim.
Etiqueta... "Hunters", Burlington Arcade.
Markası : Hunters, Burlington Arcade.
Apenas 52 em Burlington, 51 em...
Sadece Burlington'da 52- -
Burlington Reproductive.
Burlington Üreme ve Doğum.
Aguenta-te.
Burlington'daki yönetici telefondaydı.
Abra e veja.
Ben Burlington'ı arayacağım.
Vou ligar para o Burlington, dizer que estamos felizes por tê-los cá.
Çağrı ve cep telefonu numaranı gruba vereceğim. istedikleri her şey için günün her saatinde seni arayabilirler.
Passei pelo Burlington ontem à noite a caminho de casa.
Bir rock grubu tarafından kuşatılmış olmamız gerekmiyor muydu?
- Falei com o concierge de serviço. - E? Tiveram o mesmo problem.
Dün eve giderken Burlington'ın kapıcısıyla konuştum.
Quem raio é o Ken Cosgrove? É de Burlington, Vermont.
Ken Cosgrove da kim?
Estou no Canal 6, em Burlington.
- Burlington, Kanal 6'dayım.
Canal 6, em Burlington!
Burlington, Kanal 6'da.
Canal 6, Burlington.
Burlington Kanal 6'dan.
- Como foste parar a Burlington?
- Burlington'a nasıl geldin?
Depois ligou-me um produtor de Burlington e eu pensei...
Sonra Burlington'dan bir yapımcı aradı ve düşündüm tabii.
Mas adoro a fábrica de casacos de Burlington.
Ama "Burlington Ceket Fabrikası" nı seviyorum.
E por último, devia saber que existe gente que acha porreiro atirar-lhe baldes de sangue falso enquanto está a sair da loja de casacos de pele.
Ve üçüncüsü, Burlington Ceket Fabrikasından çıkarken üzerinize kovayla sahte kan dökmenin hoş olduğunu sanan insanlar olduğunu bilmelisiniz.
Acabaram de aterrar no aeroporto de L.A. vindas de Burlington, Kansas, esta manhã.
Kansas Burlington'dan bu sabah geldiler.
Bolton Abbey, Chiswick, Burlington e, bem, em Chatsworth, claro...
Bolton Abbey, Chiswick, Burlington ve neden Chatsworth'tayız, şüphesiz.
Ouve, querida, assaltei a Fábrica de Casacos de Burlington e trouxe-te uma coisinha.
Dinle, bir tanem, Burlington Kürk Fabrikasında takıldım kaldım ve sana küçük bir şey aldım.
Comprei na Burlington Coat Factory.
Burlington Fabrikası'ndan almıştım.
No final, os membros seniores da Linnean Society decidiram que a coisa mais justa era fazer um breve esboço da teoria de cada um deles para ser lido, um após o outro, em um encontro da sociedade, aqui em Burlington House, Londres.
Sonunda, Linne Derneği'nin kıdemli üyeleri... En adil olanın iki teorinin de kısa birer özetinin sırayla okunması olduğuna karar verdi. Bu, Londra'da, Burlington House'da dernek toplantısı sırasında yapılacaktı.
- Onde fica Burlington?
Burlington nerede?
- Aquilo não é um cadeado.
BURLINGTON HAYVANAT BAHÇESİ - Hayır. Bu kilit olamaz.
Estás em Burlington, sabes?
Burlington'dasın. Bunu biliyorsun, değil mi?
Nasceu em... Burlington, Alabama, em 1889.
1889'da Burlington, Alabama'da doğmuş.
A-43, visualize a perseguição de dois veículos, indo para sul na Burlington, Leste na 18th.
A-43, iki aracın peşindeyiz. Burlington'dan güneye ve 18.'den doğuya gidiyorlar.
Não, estou em Burlington, no Vermont.
Ben, yok... ben Burlington, Vermont'tayım.
Ela diz que ele faltou à sessão de autógrafos do livro em Boston, e que também não apareceu em Burlington.
Boston'daki imza gününü kaçırdığını söyledi ve Burlington'a da giriş yapmamış.
E depois a Nancy e eu vamos viver para Burlington, no Vermont e vamos abrir um hotel de luxo para cães.
Sonra Nancy'yle Burnington, Vermont'a taşınacağız ve dünya standartlarında köpek oteli açacağız.
Burlington via Springfield. Parte daqui a duas horas.
Springfield üstünden Burlington treni iki saat sonra kalkıyor.
Ela disse-me que ela estava em Vermont, nas redondezas de Burlington... numa casa azul.
Onun Vermont'da olduğunu söylemişti, .. Burlington'ın dışında..... mavi bir evde.
Saiu em Burlington, e, Hopkins, é a tua vez.
Burlington'da indi ve, Hopkins, sıra sende.
Fale-nos do ataque, em Burlington.
Bize Burlington'daki baskını anlatın.
O Duty Manager do Burlington tem ligado, quer saber - se podemos acomodar os Junk Dogs.
Onlar bizim can damarımız.
No Burlington foram simpáticos ao oferecerem um sem encargos.
Grubun turnesinin Avrupa ayağını organize ediyorum.
Sr. Matthews, posso recomendar-lhe o Burlington nesta altura do ano.
Onlar da bize konuk gönderme inceliğini gösteriyorlar.
Não pode ser programado com mais de 12h de antecedência.
O yangın gününde ben Burlington'da vardiyamdaydım.
No dia do incêndio, fiz turnos a dobrar em Burlington.
Öğle yemeği için sadece yarım saatim var.
A União dos Produtores de Queijo de Burlington.
Burlington'daki şu peynirciler birliği.
Deve ser Burlington Bertie.
O'Berty'e gitmiş olmalı. O'Berty'de yerimiz yok ki.
Não é preciso fazer planos para tocar Burlington Bertie.
Var mı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]