Translate.vc / Portuguese → Turkish / Buscando
Buscando translate Turkish
176 parallel translation
Buscando um bom terreno para a pesca.
El kararıyla balık avlamaya yer arıyor.
Escavaram buscando por criptas querem saquear os tesouros ocultos da Ucrania.
Onlar arayış içinde toprağı kazıp bizim Ukrayna hazinelerini çalmak istiyorlar.
- Buscando desertores. - Que fazem com eles?
Burada ne yapıyorsun yüzbaşı?
" Vagueei pela Terra com desesperado furor, buscando em vão vislumbrar-te.
"Umutsuz adımlarla Dünya'yı arşınladım, " boş yere seni bir kez görebilmek umuduyla.
Mas se não ficar comigo, continuarão lhe buscando.
Ama beni bırakırsan, senin peşini bırakmazlar.
- Buscando a lei.
Kanunla karşılık vererek.
Mas até que encontre meu lugar na terra, andarei sozinho, buscando-o.
Fakat kendi yerimi bulana kadar bıkıp usanmadan dolanacağım.
Estava considerando buscando um amigo meu.
Burada yaşayan bir arkadaşımı bulmak istiyordum.
E eu gosto de me perder num bosque de espinhos que rasga os espinhos e está arrendado por eles. Buscando um caminho, e afastando-se dele, sem saber como achar o céu aberto, mas apressando-se desesperadamente por consegui-lo, me atormentarei por pegar a coroa da Inglaterra, e graças a esse tormento livre me farei,
Ben de, sık dikenlikli bir ormanda kaybolan, dikenleri sökmeye çalışan ama orasını burasını kanatan, yolunu bulmaya çalışırken yoldan uzaklaşan, dışarı nasıl çıkacağını bilemeyen ama umutsuzca dışarı çıkmaya çalışan biri gibi İngiltere tacını ele geçirmek için kendime işkence ediyorum!
Comece buscando algo bom que substitua o mal.
Kötünün yerine iyi şeyleri koymak için çevrene bakmaya başla.
Você sabe, talvez nós estejamos buscando no lugar errado.
Belki de burada boşuna zaman kaybediyoruz.
Investiguei, buscando uma pista.
İpucu bulmak için bütün gün sorular sordum.
Foi com esse pensamento que veio a Jerusalém, buscando meios para destruir o inimigo que já odiou.
Kudüs'e gelirken bir amacınız vardı,... bir zamanlar nefret ettiğiniz bir düşmanı yok etmek istiyordunuz!
Essas crianças que perderam tudo... passam a vida buscando novos pais.
Bu çocuklar ebeveynler arıyorlar. Hayatlarından başka her şeylerini kaybettiler.
O tráficos como um artigo em ofertas e tenta ficar o Te pasas la vida buscando por ahí
İndirimli satış reyonundaki mal gibi davranırsınız Onu kapışıp, el atmaya başlarsınız ve böylece onu kaybedersiniz.
Você vai passar a vida buscando o certo. E sabe o rapaz?
Hayatınızı iyiyle kötüyü ayırt etmeye çalışarak geçireceksiniz.
Ele se manteve destemido, em busca de uma explicação talvez buscando um milagre que apagasse a terrível visão de seus olhos o talvez buscasse as palavras as palavras que pudessem expressar seu pesar, sua dor.
Şoke olmuş. Bir açıklama arıyor. Belki de gördüklerinin yok olup gitmesi için bir mucize!
Desde que Kathleen morreu, minha mãe está obcecada buscando um culpado. Querendo entrar em nossas mentes.
Bak, Kathleen öldüğünden beri annem hepimize şüpheyle bakar oldu, sanki biz suçluyduk, bunu hepimizin aklına yerleştirdi.
Sou uma fraca e desprezível criatura... com segundas intenções buscando apenas meu conforto e prazer.
Zayıf ve aciz bir mahluğum, sadece aşağılık işlerde zekiyim, dünya işlerine dalmış, kendi zevk ve rahatını arayan biriyim.
" Buscando El Dorado
" El Dorado'yu arıyordu.
Assim devolvemos o seu corpo às profundezas para que se decomponha, buscando assim a ressurreição do corpo quando o mar lhe entregar a alma a Deus.
Bu nedenle, bedenini denize gömerken, onu çürümek için değil deniz ölülerini geri verirken, yeniden dirilmesini bekliyoruz
Buscando carga de Ntontgk City. Eles viriam uma quantidade enorme e sabiam.
Onların aradığı, Dodge City'den göderilecek olan büyük miktardı, ve haydutlar bunu biliyordu.
Então seu irmão está buscando vingança.
Erkek kardeşi intikam almak için gelmiş.
Estou buscando armações redondas... como as do policial de "Psicose".
Yuvarlak gözlükler arıyordum... "Sapık" filmindeki polisinki gibi.
Este jovem anda buscando o mesmo sujeito. Quer unir-se a nós.
Bu alakarga da aynı adamın peşindeymiş.
Agora arrasto-me, buscando uma bebida e comida.
Şimdi ise geri zekalıları eğitiyor, sığırları kovalıyorum.
Com a outra mão ela procurava algo, como se tateasse buscando por algo para se apoiar, e com um longo suspiro, ela desmoronou nos braços deles.
Diğer eliyle, yaslanıverdi, sanki destek alırmışçasına,... ve uzun bir iç çekti ellerinin arasına yığılıverdi.
Talvez buscando no Google.
Hakkındaki bilgiyi öyle öğrenmiştir belki.
Estava te buscando.
Seni arıyordum.
Havia agentes buscando-o em toda as cidades desde o Dodge City...
Sen kırlarda gezip tozarak zaman harcarken ben...
Avançando mais ternas do que anjos do Mal Buscando inquietar o repouso de minha alma
Daha samimi olunca solgun meleklerden, Dinginliği bozmak için, ruhum çıktı ortaya.
Evoluindo, aprendendo, buscando.
Eviriliyor, öğreniyor, arıyor.
Segue-o como uma escrava buscando a verdade da sua própria alma...
Köle gibi takip ediyor onu. Ruhundaki gerçeği arıyormuş.
Perscrutará as ondas do ar buscando um complicado conjunto de frequências alternantes vindas de Mother 1.
Radyo dalgalarını tarayarak Ana 1'den gelen karmaşık bir dizi dalgalı frekansı seçecek.
Será permitido a estes americanos que estão buscando seu filho falar aqui.
Dikkat! Oğlunu arayan bu Amerikalıya konuşması için izin verdik.
Qualquer marchand, e deixemos isto claro, uma galeria é realmente um marchad, está sempre buscando algo inovador, com o que possa comercializar, e vende-lo ao seu público.
Herhangi bir perakendeciyi kabul edelim, galeri gerçekten perakendecidir, onlar genellikle canlı gibi görünüyorlar onlar satılıklar ve halka arz ediliyorlar.
Buscando a ressurreição da carne... quando o mar devolver os seus mortos.
Vücudu tekrar dirilişini arasın deniz bedenini geri verdiğinde.
E de quem está buscando?
Ve nereden alıyorsun bunu?
É apenas um homem solitário buscando emoções fortes.
Yalnız bir adam biraz heyecan yaşamak istemiş.
É isto o que está buscando?
Aradığın şey bu mu?
Essa não é exatamente o tipo de informação que estou buscando. Olhe, ele está desaparecido desde algum tempo, e...
Aradığım bilgiler bunlar değil bayan, uzun bir süreden beri kayıp ve bu böl...
Seguirei as buscando até...
Hemen bir tarama yapmaya...
Onze de outubro : passei três noites sem dormir buscando provas contra Corwen.
11 ekim : Curwen'e karşı davamı hazırlamak için üç uykusuz gece geçirdim.
Pois aconselho que vá buscando outro trabalho.
Sana başka bir geçim yolu bulmanı öneririm.
Buscando o Dr. Mostow.
Dr. Mostow'u izliyorum.
Encontrei esses vagabundos... que acabam de vir da tua casa, buscando trabalho.
Sonra karşıma şu serseriler çıktı. İş aramak için size gelmişler.
Você veio a nós buscando respostas, mas este é um lugar de perguntas.
Bize cevaplar bulmak için geldin, ama burası sorular diyarıdır.
A velha gralha, minha velha mãe... e seus direitos da mulher, com um olho na tumba e o outro buscando o segredo da vida... E o Professor?
Yaşlı geveze annem bile, bir gözü mezara bakarken kadın haklarından bahsediyor diğer gözüyle de kitaplarda hayatın sırrını arıyor.
Estamos rastreando céu e terra buscando ele e outros lutadores.
Dünyada bulunan her savaşçı hakkında bütün verileri iyice gözden geçiriyorum.
- O homem que estamos buscando. - Quem é ele?
- Bu adam kim?
Eu, Soma, o estou buscando.
Onu arıyorum.