Translate.vc / Portuguese → Turkish / Bárbara
Bárbara translate Turkish
2,853 parallel translation
Estou aqui sentada, com o único homem que escapou aos notórios assassinos Billy e Bárbara.
- Burda oturuyorum... ünlü katiller Billy ve Barbara dan kaçan tek insan evladıyla birlikte.
Agora, se há alguma coisa que queira dizer ao Billy e a Bárbara o que será?
Başka söyleyeceğin bişey var mı Billy ve Barbara hakkında?
Bárbara, vai ficar tudo bem.
Barbara, iyleşeceksin
Vamos meter as culpas no Billy e na Bárbara.
Billy ve Barbara konusuna gelince bunda bi sorun yok
Oh, não! Não, isso não importa! És uma stripper bárbara!
Hayır, hayır bu akıllıca değil Sizi barbar striptizciler!
Como está o teu cachimbo? - Tem calma, Bárbara.
İyi geceler, bayanlar.
Vomitaste em cima da Bárbara...
- Barbra'yı götürdün.
Sou a Bárbara.
Adım Barbara.
Eu sou a Santa Bárbara.
Ben Azize Barbara'yım.
A Santa Bárbara é uma menina, pai.
- Azize Barbara kadın, baba.
- Então eu vou cantar uma canção bárbara.
- Bunun yerine bi Barbar şarkısı söylesem?
Graças a Deus, Bárbara virá de avião.
Tanrıya şükür, Barbara uçakla geliyor.
A Bárbara precisa de mim.
Barbara'nın bana ihtiyacı var.
A Bárbara e o pequeno James.
Barbara ve küçük James'in.
E ficará longe da Bárbara.
Ve Barbara'dan uzak duracak.
Está tudo bem, Bárbara.
Her şey yolunda görünüyor, Barbara.
Bárbara.
Barbara.
Bárbara, sai daqui.
Barbara, buradan çık.
Bárbara não está feliz com a terapia de casal, mas estamos a fazer progressos.
Barbara, evlilik danışmanından pek hoşlanmıyor ama ilerleme kaydediyoruz.
Fazer o quê, Barbara?
Ne o Barbara?
Barbara, este legado é a nossa meta. Ganhamos.
Barbara, bu, konuştuğumuz bu değildi biliyorsun
Barbara, não é assim tão simples.
Barbara, o kadar basit değil
Sim, Barbara.
Evet Barbara.
Ele vai-nos dar todos os detalhes. - Barbara cala-te,. Espera.
Barbaara.. dur
- Calate! , Barbara.
- Kapa çeneni, Barbara.
- Cala-te! , Barbara.
- Kapa çeneni Barbara.
Não, Barbara, vamos ao lugar onde o pássaro morto canta.
Hayır, Barbara, o piç kurusunu gebertmeye gidiyoruz
É pena que não tenha funcionado muito bem com a Barbara.
Barbra'da işe yaramaması çok kötü.
Barbara? Eu não...
Barbra mı?
Barbara, leva a Queenie!
Barbara, Queenie'i al!
A minha irmã vai casar-se amanhã em Santa Barbara.
Kız kardeşim yarın Santa Barbara'da evleniyor...
Barbara, gostava de te apresentar o Dr. e a Sra. Glatt.
- Barbara doktorla ve Bayan Glatt ile tanış. - Selam.
A Barbara Foss não estava a inventar.
Barbara Foss boş konuşmuyordu.
- A Barbara disse que querias ver-me. - Ela disse?
- Barbara beni görmek istediğini söylemişti.
- Na AE 101 até à faculdade de Santa Barbara.
101. otobanın yukarısından UC Santa Barbara'ya giderken.
Barbara?
Barbara?
Ela é bem bárbara.
Çok kızgın görünüyor, şu seninki.
Lembram-se dos tempos em que íamos a Santa Barbara e o Sr. Anally tinha a fixação de nos mandar sair da piscina do hotel?
Santa Barbara'ya gittiğimizde, buradaki Bay Götü Havada'nın bizi otel havuzundan attırdığını hatırlıyor musunuz?
Preciso de ser honesto com a Barbara.
Olanları Barbara'ya anlatmam gerek.
- Muito bem, e se for rápida, talvez chegue a Santa Barbara a tempo de um mergulho antes do pôr-do-sol.
Çok güzel. Biraz çabuk olabilirsen güneş batmadan Santa Barbara'ya yüzmeye gidebilirim.
Quem me dera poder ir a Santa Barbara.
Keşke ben de Santa Barbara'ya gidebilsem.
Já te disse, fui visitar uns amigos em Santa Barbara.
Sana söyledim, Santa Barbara'daki bir arkadaşımı ziyaret ediyordum.
Nesse dia, estiveste em Santa Barbara.
Sen o gün Santa Barbara'daydın.
A Barbara Stanwyck esteve em Beverly na semana passada, a beber café.
Geçen hafta Barbara Stanwyck'in Beverly'de kahve içtiğini duydum.
És amigo da Barbara Fairchild, a decoradora de interiores?
Barbara Fairchild'la arkadaşsın... Hani dekoratör olan?
Como podem contratar a Barbara Fairchild quando sabem que acabei de criar a minha própria empresa de decoração de interiores?
Daha yeni iç dizayn firması açtığımı bilmene rağmen nasıl Barbara Fairchild'ı işe alırsın?
Bem, contratámos a Barbara para decorar o quarto dela.
Barbara'yı da onun odasını dekore ettirmek için tuttuk.
É verdade que a Barbara é um bocadinho cara.
- Barbara pahalı aslında.
Os nossos amigos...
- Evet. - Arkadaşlarımız Barbara ve Dave.
Barbara e... Dave.
- Dave ve Barbara.
Sim, posso falar com a detective Barbara Poland por favor?
Dedektif Barbara Poland ile konuşabilir miyim lütfen?