Translate.vc / Portuguese → Turkish / Cabrón
Cabrón translate Turkish
67 parallel translation
Foste lindamente, cabrón.
Çok iyiydin pust herif.
Eu conheço esse cabrão.
- Biliyorum cabrón.
Eu não dou tiros de aviso, cabrão!
- Uyarı atışı yapmam, cabrón.
É como novo, cabrón!
Hey bu yeni bir araba.
Caralho, filho da puta, cabrão
ÏP'al carajo, hijo de puta, cabrón, tacano!
Deves estar a brincar comigo, cabrón.
Dalga geçiyor olmalısın cabrón.
Que porra queres tu, cabrón?
Ne istiyorsun, pezevenk herif?
Foi aquele cabrón.
Küçük LaBogne!
- Pinche cabrón!
- Pinche cabron1.
¡ Cabrón!
Aşağılık herif!
- Tu foste muito, muito mau, CABRÃO!
- Çok yaramazlık yaptın, "cabrón."
- Ei, cabrón.
- Hey, ahbap.
Cabrón.
Lubinyalar.
- Vocês são todos de Mayberry? - Calma,'cabrón'.
- Siz Mayberry'den misiniz?
Chama-se futebol, cabrón.
Buna "futbol" denir şişko.
Não ponhas esse olhar, mando-te um pontapé no cú, "cabrón".
Öyle tepeden bakma. Ayağımı kıçında bulursun, adi herif.
Ficas em dívida comigo, cabrón.
Bana borçlusun cabrón.
Unidade de gangs, todas as patrulhas locais estão à procura daquele cabrón.
Organize suçla mücadele, yerel devriyeler, hepsi peşinde.
Sei que o ajudaste com o cabrão que queria apanhar o filho dele.
ona o şeytandan kurtulmasına yardım etmiştin. ( cabrón : ispanyol argosunda boynuzlu şeytanlara gönderme yaparak kötü kişileri betimleyen bir söz ) Şu, oğlunun peşinde olanla.
Vejo-te lá em baixo, cabrón.
Aşağıda görüşürüz, cabron.
Quem é que pode saber, "cabrón"?
Kim bilecek, cabrón?
Não está lá nada, "pinche loco cabrón"!
Orada hiç bir şey yok, lanet olasıca deli piç!
Vais depositá-lo aos meus pés, cabrón.
Ayaklarımın altına serebilirsin, kaltak.
Perguntas demais, cabrón.
Çok soru soruyorsun.
- Sai daqui, cabrón.
Yaylan bakalım.
Parem a missão! Não te atrevas a capturar o Torrez, cabrón!
Size uzak durup Torrez'i yakalamaya çalışmamanızı söylemiştim!
Se me tivesses dado ouvidos, não te teríamos capturado, cabrón.
Emirlerime uysaydın tuzağa düşmeyecektin.
Não sais das notícias, cabrón.
Televizyonlar senden bahsediyor.
Sou o novo Jesus, cabrón.
Yeni Jesus benim, it herif.
Somos do cartel, cabrón.
Karteliz biz, ahmak.
- Faltam 10 chicotadas, cabrón.
- On kırbaç kaldı, hain.
Estava no esconderijo, Cabrón, aquele com as minhas fotografias em todas as paredes, com os arquivos que a DEA tem sobre a investigação, informações que te compro.
Operasyon evindeydim ahbap. Duvarlarında resimlerim asılı olduğu, DEA soruşturma dosyalarının yer aldığı, sana getiresin diye para verdiğim şeylerin olduğu yerdeydim.
Ele é do DEA, assim como tu, Cabrón.
Senin gibi o da DEA'den ahbap.
Faz sentido, cabrón.
Çok mantıklı ahbap.
- Obriga-me cabrón!
Yaptır bakalım.
Foste lindamente, cabrón.
Çok iyiydin puşt herif.
Vamos lá, rapazes.
Vámonos, cabrón. Vámonos.
O cabrón que matou o teu filho?
Oğlunu öldüren pislik mi?
Para onde é que foi o cabrón?
O nereye gitti?
Cala-te, cabrón!
Kes sesini, göt herif!
Quebrou a sua palavra, cabrón!
Verdiğin sözden döndün, piç kurusu. Ben değildim.
Vejo-te do outro lado, cabrón.
Sınırın diğer tarafında görüşürüz, dürzü.
- Tranquilo, cabrón.
Sakin ol, dostum.
Vamos lá, rapazes.
Vámonos, cabrón.
Órale cabrón!
Hay ağzına sıçayım!
Ou consegue prová-lo, cabrón?
İspatlayabilir misin yavşak?
Estás no México, cabrón.
Meksika'dasın yavşak.
- El Caído, cabrón!
- El Cai do, cabron!
Cabrón.
Vay anasını.
Constrói mas é a autoestrada, cabrón.
Devletler arası ilişki kurmak, boktan bir iş.
Cabrón.
Göt herif.