Translate.vc / Portuguese → Turkish / Cad
Cad translate Turkish
14,490 parallel translation
Bruxas.
Cadı.
Qual é a bruxa que vai voar neste pau de vassoura?
Pekala, hangi cadı bu süpürgeye binecek?
Muito bem. Vamos ouvir outras ideias de locais onde o assassino em série e as bruxas se podem confrontar.
Tamam, seri katilin ve cadıların yüzleştiği sahneler için diğer fikirleri de duyalım.
A única coisa que usámos do teu argumento foi culparem as bruxas pelos homicídios de um assassino em série, por isso...
Senaryondan kullandığımız tek şey cadıların seri katilin cinayetlerinden ötürü suçlanması.
Se as bruxas ganham os poderes com a menstruação, porque não os perdem quando atingem a menopausa?
Mesela cadılar güçlerini adetlerinden alıyorsa neden menopoza girdiklerinde güçlerini kaybetmiyorlar?
Um sacerdote?
Bir cadı doktoru?
Era a noite de Halloween.
Cadılar Bayramı gecesiydi.
Agora já não gosto... do Halloween.
Artık Cadılar Bayramı'nı sevmiyorum.
Era a noite de Halloween.
Cadılar Bayramı gecesi.
Então, chamar bruxa à tua mulher foi a tua melhor ideia?
Yani en iyi fikrin karına cadı demek miydi?
Se acreditas que a tua mulher é uma uma bruxa quem sou eu para te contradizer?
Karının bir cadı olduğunu düşünüyorsan bu durumda seni yalanlayacak kimim ki?
Esta mulher é uma mentirosa e uma bruxa.
Bu kadın yalancı ve cadı.
É uma bruxa.
O bir cadı.
La Dame Blanche é uma bruxa branca e pratico magia branca, Majestade.
Büyücü Kadın beyaz bir cadıdır. Ben de beyaz büyü yaparım efendim.
Saúdo-o, Mestre Raymond, filho de uma puta, a si e à sua bruxa que chupa a pila do Diabo.
Kadehimi kötü herif efendi Raymond'a ve şeytanla düşüp kalkan cadıya kaldırıyorum!
Majestade, esta mulher é uma mentirosa e uma bruxa.
Efendim bu kadın yalancının teki ve cadı!
Mas La Dame Blanche é uma bruxa branca e pratico magia branca.
Büyücü Kadın beyaz bir cadıdır ve beyaz büyü yaparım.
O julgamento por bruxaria, Colum.
- Cadı mahkemesi Colum.
A Sassenach? Uma bruxa?
İngiliz, cadı mı?
- Jamie! - O que viu,
Ne gördün Cadı?
Sabe que ela foi julgada por bruxaria por aqueles que não entendem a diferença entre a magia negra e o poder dos antigos.
Onun kara büyüyle eski büyülerin gücü arasındaki farkı anlayamayanlar tarafından cadılıkla suçlandığını biliyorsunuz.
Você é uma das bruxas!
Sen o cadılardan birisin!
Elas pertencem a um clã.
Onlar iyi niyetli cadılar meclisi.
És uma bruxa!
Sen lanet olası bir cadısın!
Sangue de bruxa vai deixar-me forte.
Cadı kanı beni güçlü kılar.
Podes ser uma bruxa, mas eu sou um fantasma.
Sen cadı olabilirsin ama ben de hayaletim.
Tenho sangue de bruxa nas minhas veias.
Damarlarımda cadı kanı dolaşıyor benim.
Acabei de comer uma bruxa.
- Az önce bir öğün cadı yedim.
Amanhã é Halloween.
Yarın Cadılar Bayramı.
"'transformados em animais pela bruxa.'
Cadının gücüyle hayvana dönüştüler. "
E com a minha bruxa?
Ya benim cadımdan?
Eu fazia sempre isso.
Ben her Cadılar Bayramı'nda yapardım.
A maioria defendeu o arder nas fogueiras, o afogamento de bruxas, a crucificação...
Çoğunluk kazığa bağlayıp yakmayı, cadıların boğulmasını, çarmıha germeyi de destekliyordu.
É sobre um grupo de bruxas que vive secretamente nos subúrbios.
Dizi, şehrin dışında gizlenerek yaşayan bir grup cadı hakkında.
Assim do género Donas de Casa Desesperadas com bruxas.
Bir nevi Umutsuz Ev Kadınları ile cadıların karışımı gibi bir şey.
O "T" de Witchita não é uma bruxa a ser queimada numa cruz?
Witchita'nın T'si çarmıha gerilip yakılan bir cadıydı değil mi?
Há uma bruxa dentro dessa casa.
Hmmm o evin içinde bir cadı var.
Então, matamos a bruxa.
O zaman öldürürüz cadıyı.
Esse era o meu disfarce sexy da universidade para o Halloween.
Bu üniversitedeki fahişe Cadılar Bayramı kostümüm.
O coven dos cocktails sagrados está agora reunido.
Cadılar Meclisi : Kutsal Kokteyller oturumu şu an başladı.
Sabe, eu e o meu irmão éramos a Coisa 1 e a Coisa 2 para o Halloween, este ano.
Kardeşimle bu yılki Cadılar Bayramında Şey 1 ve Şey 2 olmuştuk.
Uma verdadeira bruxa.
Tam bir cadıymış.
Cobrimos a nossa casa, temos de ficar fora três dias.
Eve çadır gerdik. Üç gün dışarıda olacağız.
Estarei na minha tenda, Ajudante Chefe.
Çadırımda olacağım Emir Subay Amiri.
Bruxa!
- Cadı!
Posso entrar à socapa na tenda do General Cope. Roubo-lhe a espada.
General Cope'un çadırına gizlice sızıp kılıcını çalabilirim.
Só me apetece armar uma tenda e viver lá, percebem?
Bir çadır kurup orada yaşamak istiyorum. Beni anlıyor musunuz?
Laird, estive a pensar na nossa conversa de ontem, na tenda.
Dinle, Laird, dün çadırda... konuştuklarımızı düşündüm.
Nasci numa tenda com três paredes que diziam UNICEF, com uma mãe que não sabia escrever o seu nome.
Kendi ismini bile yazamayan annem beni duvarlarında UNICEF yazan bir çadırda doğurdu.
Queres dormir connosco numa tenda logo à noite? Junto à Eidar.
Bu gece bizimle Eidar'ın orada çadırda yatmak ister misiniz?
Eu arranjei as tendas, estás a ver.
Bak ben de çadırları kurdum.