English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Canaan

Canaan translate Turkish

115 parallel translation
Ainda é pior em New Canaan.
New Canaan'da daha da kötü.
Ari Ben Canaan!
Ari Ben Canaan!
- Sr. Mandria, esse é Ari Ben Canaan.
Bay Mandria, bu Ari Ben Canaan.
- Ben Canaan?
- Ben Canaan.
Esse Ben Canaan não devia estar mentindo quando disse ter lutado conosco.
Bu adam Ben Canaan bizimle savaştığını söylerken yalan söylemiyordu.
Não teriam começado essa besteira... se Ben Canaan não os ameaçasse.
Başından bu saçmalığa kalkışmıyacaklardı, o Ben Canaan başlarına silah dayamasaydı.
Sr. Ben Canaan, mesmo conseguindo um estado judeu... os Árabes não os deixarão conservá-lo.
Bay Ben Canaan, bölünme ve özgür Yahudi kararı çıkarsa Araplar asla buna izin vermez.
Pediram-nos para falar consigo, Sr. Ben Canaan.
Sizinle görüşmemizi istediler, Bay Ben Canaan.
O prazer é meu, Sr. Ben Canaan.
Bende bulunmaktan, Bay Ben Canaan.
- Obrigada. Viram o Sr. Ben Canaan?
Bay Ben Canaan'ı gördünüz mü?
Tenho a honra de apresentar o Sr. Barak Ben Canaan... membro do comité executivo... da Agência Judaica para a Palestina.
Sizlere Bay Barak Ben Canaan'ı takdim etmek isterim. Filistin için Yahudi İdari Birliği Komite Üyesi.
Obrigado, Barak Ben Canaan.
Teşekkür ederim, Barak Ben Canaan.
E Barak Ben Canaan é seu pai. Confiamos nele tanto quanto no grande mufti.
Ve Barak Ben Canaan baban ve ona müftüye güvendiğimiz kadar güveniyoruz.
Sr. Ben Canaan.
Bay Ben Canaan.
Disseram : " Mandem Ari Ben Canaan.
"Ari Ben Canaan Yolundakiler."
Shalom, Sr. Ben Canaan.
- Shalom, Bay Ben Canaan.
Adeus, Sra. Ben Canaan.
Hoşça kalın, Bayan Ben Canaan.
Ela e Ari Ben Canaan estavam apaixonados.
Onunla Ari Ben Canaan âşıklarmış.
- Olá. - Olá.
- Merhaba, Bay Ben Canaan.
A corte militar de Jerusalém declara Akiva Ben Canaan... Benno Bronstein e Ludwig Zimmer... culpados de acordo com o parágrafo 58 do regulamento de emergência de 1946.
Kudüs Askeri Mehkemesi Akiva Ben Canaan, Benno Bronstein ve Ludwig Zimmer'i 1946 kanunları 85.bölüme göre suçlu buldu.
Barak Ben Canaan.
Barak Ben Canaan.
Ele insistiu em falar consigo, e tenho ordens... de Akiva de que Ari pode nos ver quando quiser.
Karşılıklı konuşmak için ısrar etti. Akiva ve Ari Ben Canaan'dan emir aldım. İstediğin an bizi görebilir.
Akiva é da família de Ben Canaan.
Akiva, Ben Canaan'nın kanından.
- Quem comanda?
- Jordana Ben Canaan.
- Jordana Ben Canaan.
Ama burada değil.
E Moab chegou à terra de Canaan.
Ve Moab, Kenanlıların ülkesinin ardında saklandı.
Próxima paragem será em New Cannan, Connecticut. New Cannan, Connecticut, próxima paragem.
Bir sonraki durağımız New Canaan, Connecticut.
a próxima paragem será em New Canaan, Connecticut.
Bir sonraki durağımız New Canaan, Connecticut.
Ou é um dos onze irmãos Black de New Canaan, Connecticut ou é Paul Lynde, "Center Square".
Bunca zaman benimki "bunu yapabilirim" diye düşünüyordu. - Will, selam.
Em West Canaan, no Texas, há outra sociedade que tem as suas leis.
Texas-West Canaan'da kendi kanunları olan başka bir toplum daha vardır.
Uma criança de West Canaan nunca põe em causa a santidade do futebol.
West Canaan'da yaşayan biri olarak, futbolun kutsallığını tartışamazsınız.
LICEU DE WEST CANAAN REUNIÃO NO GINÁSIO ÀS 9H
WEST CANAAN LİSESİ SABAH SALONDA KUVVET RALLİSİ
Nestes 30 anos como treinador do West Canaan... dei-vos dois títulos estaduais... e 22 campeonatos distritais. Contem-nos!
West Canaan'daki 30 yıllık antrenörlüğüm boyunca - iki eyalet madalyası kazandırdım ve 22 bölge şampiyonluğu kazandırdım.
E se for para a Brown, acaba West Canaan.
Ve Brown'a girersem, ne de West Canaan.
Fala-lhes Creighton Miles, a voz do futebol de West Canaan.
Ben Creighton Miles, West Canaan futbolunun sesi.
COYOTES DE WEST CANAAN JON MOXON
WEST CANAAN COYOTES JON MOXON
WEST CANAAN VENCE BRONCOS
WEST CANAAN CLOBBERS BRONCS
Assim, vai ficar cá, trabalhar numa loja e ensinar futebol aos miúdos.
O, West Canaan'da kalacak, Wal-Mart'la uğraşacak ve JV'ye antrenörlük yapacak.
Vais sair de West Canaan sozinha.
West Canaan'dan kendi başına ayrılacaksın.
E West Canaan vai continuar a pensar que ele é o melhor treinador do mundo.
West Canaan, onun en iyi antrenör olduğuna inanmaya devam edecek.
West Canaan contra o Gilroy pelo título máximo.
West Canaan, Gilroy'a karşı.
- O que temos aqui? - Um habitante de Canaan.
Kimileri fedakârlık yapar...
A família de Canaan...
Zafenat Paneah...
Noé amaldiçoou a descendência do seu filho Ham e o seu neto Canaan.
Lanetli Noé'nin çocuklarından olan Ham onun küçük oğlu Canaan...
"Maldito seja Canaan, que se converteu em escravo dos seus irmãos."
Canaan lanetli olsa kardeşlerinin kölelerinin kölesi olurdu.
João disse : "Ele veio a Canaan depois de transformar água em vinho."
John der ki : "Suyu şaraba çevirdikten sonra, Kenan ülkesine geldi."
Os nossos exércitos, aqueles que dispersaram os hittites, Que varreram com os amortizes antes dele, Que iromperam pelo meio de Canaan
Hititleri dağıtan, Emurları silip süpüren, Canaan'ı aşıp dünyanın merkezini bile fetheden ordumuz bir eşeğin çene kemiğiyle yeniliyor!
Passou a se chamar Barak Ben Canaan.
Kendine Barak Ben Canaan, dedi, "Barak Kenan oğlu".
Akiva Ben Canaan.
Akiva Ben Canaan?
Que diabo que te traz a New Canaan?
- Hangi rüzgar seni buraya attı?
- Por favor, conta-me mais sobre Canaan.
- Kenan.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]