Translate.vc / Portuguese → Turkish / Capô
Capô translate Turkish
405 parallel translation
Não deite isso no capô!
Dökme!
Não sente no capô.
Hayır, hayır! Motor kapağına oturmayın!
Disse aos meninos que não sentassem no capô.
Göçerteceksiniz! Aynı şeyi çocuklara da söylemiştim.
- Manchas no capô?
"Kaputtaki benekler"?
Eu cheguei ao local às 22h, 43 minutos depois, e quando pus a mão no capô do carro, estava frio.
Ben olay yerine saat 22 : 00'de vardım, 43 dakika sonra. Arabanızın motoruna elimi koyduğumda, soğuktu.
Experimente as luzes, o pisca e abre o capô?
Farlarınızı, eh, açar mısınız ve dönüş sinyalinizi, lütfen, ve kaputu da?
Que devo fazer quando está alguém no capô do meu carro?
Arabamın motor kapağında biri varsa ne yapmam gerekiyor?
Abra o capô.
Kaportayı aç.
- Abre o capô.
Kaputu aç.
Já pensaste em ganhar a vida como adorno de capô?
Kaput süsü olarak yaşamayı hiç düşündün mü?
Abre o capô.
Torpidoya koy.
Não, só roubava o capô dos automóveis.
Hayır, insanların arabalarının kaportalarını çalıyor sadece.
Não fomos nós, foram eles! Partiram o pára-brisas do teu carro, roubaram o rádio e escreveram'lava-me'no capô. Foram vocês.
Sizi Hoover gibi sömürürler.
Vais perguntar sobre o enfeite do capô?
Kaporta süsünü soracak mısın? kaporta süsü neymiş?
- E o enfeite do capô? - Pensei que nunca ias perguntar.
Hiç sormayacaksın sandım.
Meta as mãos no capô. Por favor feche a porta.
Kapıyı kapat demiştim, mankafa!
Quer-se desculpar porque está com remorsos, ou porque lhe vou amassar o capô se continuar aqui sentada?
Bu pişmanlık belirtisi içten mi geliyor yoksa arabanın kaportasını göçerteceğimden mi korkuyorsun?
Porque o capô está aberto?
Kapak neden açık ha? Bir sorun mu var?
Vire-se e ponha as mãos no capô, senhor.
Şimdi dönün ve ellerinizi aracın üstüne koyun lütfen, efendim.
Quando disser "Já", saltamos para o capô.
"Şimdi" dediğimde camın üstünden atlayacağız...
E adaptadores de atitude marca Ginsu no capô.
Ve kaputunda mızrak başlı orijinal yükseklik ayarları.
Levantamos o capô e encontramos algo no motor.
Kaputu açtık ve motorunda bir şey vardı.
Maos no capô, devagarinho.
Ellerini yavaşça kaldır.
Abre o capô, Al.
Kaputu kaldır, Al.
Veio aqui uma ruiva a semana passada, acho que ela conduzia um Sunbird... Ela abriu o capô...
Geçen hafta bir kızıl geldi ve sanırım bir Sunbird kullanıyordu, kaputu açtı ve...
- No capô do meu carro, queria dizer.
Arabamın kaputuna yani.
Podia levantar o capô?
Efendim, torpidoyu açar mısınız?
Talvez da próxima vez aprendas a não deixar o capô aberto ao entrar na loja.
Herhalde artık karını tek başına bir yere göndermezsin.
Ela vai adorar, foi um prémio que deram ao pai na feira e esqueci-a no capô.
Çok sevinecek. Geçen sene babası panayırda bunu onun için kazanmıştı. - Onu arabanın üzerinde unuttum.
- Sai do raio do capô!
- İn şuradan.
- Não podes. Vais deixar-me? Sai do capô!
Bırakacak mısın beni?
- Abra o capô.
Pekala kaput.
Ele entra, tem o carro sobre-aquecido tem o capô levantado.
Arabası hararet yaptığı için otoparka giriyor. Kaputu kaldırıyor.
Chegam ao cais antes do sol nascer sob o Capo Mulini.
Güneş Capo Mulini'nin üzerinde doğmadan onlar rıhtımda olurlar.
Isto não pode continuar.
Nerede olursanız olun, bu hep böyledir. - Trezza, Castello, Capo Mulini...
As redes vão e vêm, os barcos sobem e descem, descem e sobem até regressarem a Capo Mulini.
Kayıklar Capo Mulini'den dönene kadar ağlar bükülerek ve düzelerek gelip gidiyorlar.
É verdade, mas morreu no mar, para lá do Capo Mulini.
Doğru, ama Capo Mulini'nin ötesinde denizde öldü o.
Não desejo permanecer nestas águas de Cabo Verde.
Capo Verde'den uzaklaşmak istemiyorum.
Serviu sob as ordens de Peter Clemenza, sob a chefia de Vito Corleone, também conhecido por Padrinho?
Capo rejimi altında, Peter Clemenza'ya, Baba olarak bilinen Vito Corleone'ye hizmet ettiniz mi?
A primeira coisa que me tocar eu capo!
Bana dokunan ilk parmağı keserim.
Levante o capô.
Kaputu açın.
Levanta o capô.
Hey, kaputunu açmalısın!
Naturalmente, deves estar à espera que eu ataque com Capo Ferro.
Haliyle, Capo Ferro ile saldırmayı umuyorsundur.
Naturalmente, mas eu acho que o Thibault cancela o Capo Ferro, não achas?
Haliyle, ama Thibault'ın Capo Ferro'nun etkisini yok ettiğini fark ettim.
Vai amassar-me o capô.
Göçerteceğinden.
Em todos os lugares, mas debaixo do capô.
- Evet az bulunur.
- Como uma decoração num capô.
Araba süsü gibi.
Então quem é o grande, o padrinho de todos os padrinhos?
Şebekenin patronu kim o zaman? the capo di tutti capi?
Okay, nós chegamos a casa depois do concerto do Rundgren... e eu estava sentada no capo do carro, e beijei-o.
Tamam. Rundgren konserinden dönmüştük arabanın üzerinde otururken onu öptüm.
O Carlo Gambino acabou por ficar chefe de todos os chefes, capo de todos os capos e foi a última vez que a Comissão tentou reunir.
Neyse, Carlo Gambino bu olaydan "tüm mafyanın lideri" olarak çıktı. Sonra, komisyon bir daha toplanmadı, bugüne kadar.
Se me fizer mais uma, seu filho da mãe... ... capo-te os tomates!
Bir daha bana karşı harekete kalkışırsan aletini keserim.