Translate.vc / Portuguese → Turkish / Cecil
Cecil translate Turkish
428 parallel translation
D. W. Griffith, Cecil B. DeMille e Max von Mayerling.
D W Griffith, Cecil B DeMille ve Max Von Mayerling.
Tippie, estás a ficar gorda e preguiçosa.
Tasarımı Sör Cecil Pack tarafından 1783'te yapıldı.
QUEM vir O filme - realizado POR CEClL B. DE mille -
CECIL B. DE MILLE'İN YÖNETTİĞİ - BU FİLMİ İZLEYENLER -
- Sr. Bradshaw, do ministério colonial.
Efendim Cecil Bradshaw koloniler bürosundan.
Cecil Beaton.
Cecil Beaton.
Cecil Jacobs fez-me esquecer.
Cecil Jacobs'un yüzünden unuttum.
Foi o Cecil Jacobs.
Cecil Jacobs dedi.
Aposto que é o Cecil Jacobs a tentar assustar-me.
İddiaya girerim ihtiyar Cecil Jacobs beni korkutmaya çalışıyor.
Cecil Jacobs é um medricas!
Cecil Jacobs koca ıslak bir tavuk.
Cecil Folly Hardwicke.
Cecil Ffolly Hardwicke.
- E o Cecil Yorke.
- Cecil York. - Jacqueline.
- Jacqueline. - O Cecil tem uma casa aqui perto.
Cecil'in buraya yakın çok güzel bir evi var.
- Finalmente, conhecemos a Teresa.
Cecil sayesinde, sonunda karınla tanışabildik.
Cecil Falling Leaf, sente-se na cadeira!
Cecil Falling Leaf, kürsüye gelin!
Cecil B. DeMille.
Cecil B De Mille.
Devo ter morto mais homens que o Cecil B. De Mille.
Kovboy filmi yönetmenlerinden daha fazla adam öldürmüşümdür.
Querida, olhe, é Cecil Roebuck.
Şuraya tarafa, sevgilim.
Cecil Schoen, lá.
Cecil Schoen de orada.
Lembra-se do Cecil Powell, de quem eu falava tanto?
Sürekli bahsettiğim caz aşığı Cecil Powell'ı hatırladın mı? Pekala.
- Lembra-se do Cecil Powell?
Cecil Powell'ı hatırladın mı?
É o Cecil.
- Ne var?
- Cecil quê?
- Cecil. - Hangi Cecil?
Cecil B. DeMille.
- Hadi dostum. - Cecil B. DeMille.
Cecil Beaton ganhou o Oscar de Guarda-Roupa.
Cecil Beaton en iyi kostüm dalında Oscar kazandı.
Cecil, olha bem para ti!
Cecil, şu haline bak.
Cecil, este é que é um bom rabo.
Cecil, Bu hoş bir kıç.
Vamos ao bar do Cecil.
- Kavga etmek için neden yok.
Larga-me!
- Cecil'in evine gideceğiz.
- Estupor!
Cecil'e ne dersin?
- Gostas do Cecil's?
Cecil'den hoşlanır mısın?
Cecil, que se passa contigo?
Cecil, senin derdin ne?
- Sabes que Cecil chegou a pedir-me permissão, mas quando chega a altura, não o consegue fazer sem mim.
- Aslında Cecil benden izin istedi, ama işe gelince ben olmadan halledemiyor.
Caro Cecil, que alegria!
Sevgili Cecil, bu ne mutluluk!
Será que dariam muito pela nossa falta se o Cecil e eu fossemos dar um passeio?
Cecil ve ben yürüyüşe çıkarsak yokluğumuz çok farkedilir mi?
O quê, Cecil?
Ne, Cecil?
Bem, claro que pode, Cecil.
Şey, tabi öpebilirsin Cecil.
Cecil... querido.
Cecil... sevgilim.
São amigos do Cecil.
Çünkü kendileri Cecil'in arkadaşları.
- Cecil?
- Cecil mi?
Cecil, que se passa com os novos inquilinos do Sir Harry?
Cecil, Sir Harry'nin yeni kiracıları konusu nedir?
Depois de todo o tabalho que tive com as Miss Alans.
Cecil, Bayan Alanlar için girdiğim onca sıkıntıdan sonra.
Culpo-o a si.
Cecil, seni suçluyorum.
E na única vez que ela conheceu o Cecil em Rome, ela deixou-o muito agitado.
Cecil'le tanıştığı zaman, onu epey delirtmişti.
Há algum problema com o Cecil?
Cecil'in bir sorunu mu var?
O Cecil não deseja ser incorrecto.
Cecil kaba davranmak istemiyor.
E tu não estás satisfeita com o Cecil.
Ve sen de Cecil'den memnun değilsin.
Cecil, dá-me esse soverano.
Cecil, altını bana ver.
Conosco, Cecil Powell.
Bay Cecil Powell.
Põe-te direito, Cecil.
Hemen bu kapının ardında! Kendine gel.
Que tal irmos ao Cecil's?
Sen ve ben.
- Cecil?
- Cecil? !