Translate.vc / Portuguese → Turkish / Cem
Cem translate Turkish
5,260 parallel translation
Cem milhas de estradas rurais traiçoeiras, com um bebé prestes a nascer.
Güvensiz yüz mil yol boyunca herhangi gün nedeniyle bir bebekle birlikte
Este documento foi assinado por todos os diretores presentes e determina umas tréguas de cem anos.
Bu evrakta bu odadaki her bir müdürün imzası var. Yüz yıllık bir ateşkesi belgeliyor.
Isso são mais de cem mil.
- Hesaplarsan... - Yüz bin dolardan fazla eder.
10.000 dólares em notas de cem.
10.000 $ yüz dolar faturaları.
Havia uma nota de cem enrolada com um bilhete dentro.
Içinde bir not ile dolarlık fatura yüz haddelenmiş-up oldu.
Pedi-lhe que fizesse cem pontos.
Sizden 100 dikiş istemiştim.
Mas como ainda tinha tempo, fiz mais cem.
Sonra baktım hâlâ vakit var 100 dikiş daha yaptım.
O Hagen estava à procura de um tesouro perdido que o Mosconi escondeu há cem anos.
Hagen, Mosconi'nin yüz yıl önce sakladığı kayıp hazineyi arıyordu.
Só têm de fazer mais cem vezes, mas a outras pessoas.
Sadece bunu 100 kere daha yapmanız gerekecek. Ama diğer kişilere.
Podes estar um pouco sem prática, mas quando menos esperares estarás a cem por cento.
Alıştırma yapamamış olabilirsin ama bir bakmışsın % 100 oranında iyileşmişsin.
Até agora, Mercy Lewis sangra por cem feridas...
Şimdi bile Mercy Lewis'in 100 yarasından kan akıyor.
Gonzalez foi o cérebro do roubo de mais de cem milhões de números de cartões de crédito e ATMs, a maior fraude deste tipo na história.
Gonzalez, 100 milyon kadar kredi ve banka kartı numarasını ele geçirmişti, ki bu tarihin en büyük vurgunuydu.
Mas quando o Aaron faz um programa que diz "descarregar", cem vezes num segundo,
Fakat Aaron saniyede 100 defa "İndir. İndir. İndir."
Ver congressistas e senadores a mudar de lado lentamente ao longo do dia do apagão foi inacreditável. Houve uma mudança de lado de cerca de cem.
Meclis üyeleri ve senatörlerin sitelerin karartıldığı gün içerisinde yavaşça taraf değiştirmelerini izlemek mükemmeldi. 100 kadar temsilci taraf değiştirmişti.
Podemos estar a falar de cem.
Yüz kişiden bahsediyor olabiliriz.
A primeira mulher que aparece aqui em cem anos... é uma agente do FBI.
Yüz yıl sonra buraya bir tane kadın geliyor, o da federallerden.
Cem por cento, prioridade máxima na minha cabeça.
Yüzde bin ile aklımdaki ilk öncelik o.
... todos os livros das cem escolas do pensamento serão queimados, todos os que usam a história para criticar o presente verão as suas famílias serem executadas.
Yüz Düşünce Okulu'nun tüm kitapları yakılacak bugünü eleştirmek için tarihi kullanan herkesin ailesi idam edilecek.
Foram precisos cem anos de pensamento, interrogação e pesquisa para decifrá-la.
Bu kodu çözmek için 100 yıllık bir düşünme, sorgulama ve araştırma süreci geçecekti.
O governo manteve a tecnologia de Fraunhofer para fazer vidro ótico em segredo de estado por mais cem anos.
Hükümet, Fraunhofer'in mükemmel optik cam yapımına ilişkin teknolojisini yaklaşık 100 yıl daha devlet sırrı olarak sakladı.
Não pode ser só o meu tio, isto já acontece há quase cem anos.
Bu sadece dayım olamaz. Bu neredeyse 100 yıldır devam ediyor.
Cem metros.
100 metre ileride.
Os que ficaram para trás foram para bem fundo no subsolo, mais de cem anos.
Geride kalanlar yerin derinliklerine indiler. Orada 100 yıl kaldılar.
Isto são relatórios da polícia num raio de cem milhas desde que chegou, tudo das últimas 48 horas.
indigin yerin 160 kilometre çapindaki, tüm polis raporlari bunlar son 48 saatteki her sey.
Cem por cento.
- Hepsi doğru.
Que a faca encontrada no nosso jardim tem mais de cem anos?
Bahçemizde bulunan bıçağın yüz yaşından fazla olduğunu mu?
Temo que seja de cem por cento.
Korkarım yüzde yüz.
Tive de ler cem livros com a minha mãe para o ganhar.
Onu kazanmak için annemle 100 kitap okumak zorunda kalmıştım.
O Teddy até já pode saber contar até cem.
Teddy şimdiye 100'e kadar saymayı öğrenmiş olabilir.
Tem uns cem anos de pena pela frente. Ameaçar o FBI não vai ajudar.
Seni 100 yıl ceza bekliyor zaten FBI'a şantaj seni kurtarmaz.
A cem por cento.
- % 100. - Biraz şaşırdığımı söylemem gerek.
Quanto custam cem rosas de pé alto?
Evet, 100 adet kırmızı gül ne kadar?
É de conhecimento comum que o meu meio-irmão Cem é o favorito do meu pai, o Sultão.
Herkesin bildiği gibi sultanımızın en sevdiği oğlu üvey kardeşim Cem'dir.
O Cem foi abençoado durante toda a sua vida.
Cem ömrü boyunca hiçbir olumsuzluk yaşamadı.
Talvez devêssemos abordar o seu pai ou quem sabe, talvez o Cem.
Babanızla ya da Cem ile konuşsak daha iyi olacak galiba.
Daqui a cem anos, ninguém vai querer saber de Donnie Hendrix, exceto como nota de rodapé nesta experiência.
Bundan 100 yıl sonra kimse bu deneydeki rolü dışında Donnie Hendrix'i umursamayacak.
- Não fui só eu. Eu esforcei-me para caraças, treinei cem vezes mais do que qualquer outro da equipa.
Bu takımda olabilmek için sizlerden 100 kez daha fazla, eşek gibi çalıştım.
O que acha que vai comprar com cem dólares?
100 doların sana ne alacağını sandın? Çünkü bak ne diyorum :
Acabaste de ganhar cem dólares.
Az önce yüzlerce dolar kazandın.
Já cá andam há cem milhões de anos.
100 milyon yıldır etraftalar.
E avançar sem medo uns cem metros, pois eu sou bastante ágil debaixo de água.
100 metre falan yüzebilirim. Su altında çok atiğimdir.
Há cem anos que a minha família mantém esta cidade em segurança.
Benim ailem bu kasabanın yüz yıldır güvende kalmasını sağladı.
Mais de cem guerreiros.
Yüzden fazla da savaşçı.
Mais de cem guerreiros.
Yüzden fazla savaşçı.
Um militar morto vale cem mil rúpias.
Militanın ölüsü yüz bin rupi değerinde.
- Já cá vim umas cem vezes!
Buraya her zaman geliyorum!
Cem milhões de wons.
100 milyon won.
Cem milhões wons no dez.
On numaraya 100 milyon won.
- Cem milhões no seis.
- Altıya 100 milyon won.
Cem mil por ponto, está bem?
Puan başına 100.000 won. Tamam mı?
- Cem milhões, no total.
- Toplam 100 milyon.