English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Chocolate

Chocolate translate Turkish

5,910 parallel translation
Quem estreou o teu chocolate?
Senin o çikolata kaplı masumiyetini kim aldı bakalım.
Comprei-te um chocolate.
Sana çikolata aldım.
É outra coisa boa do Halloween. - Chocolate.
Cadılar Bayramı'nın bir başka güzelliği işte.
Está à minha secretária, a beber uma água com gás e a comer um chocolate que guardava para algo especial.
Masamda, elinde içeceği ve özel durumlar için sakladığım çikolatayla birlikte eğleniyor.
E mesmo a tempo de bolo de aniversário de chocolate.
Ve çikolatalı doğum günü pastasının da tam zamanı.
Mas a cobertura de chocolate tem o poder de mudar um homem.
Ama çikolata sosu insanı değiştiriyormuş.
Mas ele deu chocolate ao miúdo.
Ama çocuğa çikolata verdi.
" A história do chocolate assenta muito ao meu pai, diz a minha mulher.
"Eşim çikolata hikayesinin babamın yaptığına çok benzediğini söylüyor."
Não, esse era o Chip de Chocolate.
Hayır, onun adı Çiko Hık'tı.
É a única forma de manter o xilofone de chocolate.
Çikolata ksilofonunu bu şekilde zinde tutuyorum işte.
Acho que o chocolate branco com sinfonia de framboesa.
Bence beyaz çikolatalı frambuazlı pasta olabilir.
Trazes-me um chocolate?
Bana Baby-Ruth getirdin mi?
E os únicos pratos deixados no lava-loiça são de chocolate.
Ve lavaboda kalan tek tabağın çikolatadan yapıldığı.
Eu sei, Tommy, eu sei que gostas de chocolate.
Tommy, biliyorum çikolataları seviyorsun. Al bakalım.
- Calda de chocolate, por favor.
Çikolata sosu, lütfen.
A propósito, a torta de creme de chocolate é a melhor! Tudo bem.
- Bu arada, çikolata kremalı pasta en iyisidir.
- Cereal ou chocolate?
- Yulaf ezmesi mi çikolatalı cips mi?
Num momento de fraqueza, comes chocolate ou beijas o rapaz errado.
Bir anlık zayıflıkla çikolata yersin ya da yanlış çocukla öpüşürsün.
Quando algo novo aparece, nós vamos atrás como sal marinho em chocolate amargo.
Yeni bir şeyler piyasada patladığında, biter çikolatanın üstündeki deniz tuzu gibiyizdir.
Não aceitou bem e iniciou um ciclo interminável de choro e chocolate.
İyi karşılamadı. Sona ermeyen bir ağlama ve çikolata döngüsüne girdi.
Não se diz apenas que ele mastigava uma barra de chocolate. Diz-se que ele mastigava uma barra de chocolate de nogado.
Şeker yiyordu denmez sadece nugalı bir şeker yiyordu denir.
E depois? Não comes chocolate com o papel, pois não?
Yoksa sen hiç ambalajıyla birlikte çikolata yemedin mi?
Chocolate.
Çikolata.
Por que tens tanto chocolate?
O kadar çikolatayı neden aldın?
Dá-me um chocolate.
Çikolatadan versene.
leite com chocolate nos bebedouros.
Çeşmede çikolatalı süt.
Chocolate. Fá-lo conversar.
Onu konuştur.
Chocolate coberto com flocos de biscoito?
Çikolata kaplı graham mısır gevrek krakerleri mi?
"Quanto chocolate tem uma caloria?"
"Bir kaloride ne kadar şekerleme vardır?"
E acho que isto seria mais fácil de lutar se eu tivesse um chocolate quente e vários marshmallows.
Bol kremalı sıcak çikolatam olsa mücadelesi daha kolay olurdu galiba.
Podes ter chocolate quente, não um cachorro.
Sıcak çikolata alacaksın, yavru köpek değil.
Outro chocolate quente?
Yine mi sıcak çikolata?
Eu vou esguichar leite de chocolate dos mamilos.
Ben de mememden çikolatalı süt fışkırtacağım.
Sim, e leite com chocolate vai esguichar dos meus mamilos.
Evet, ben de mememden çikolatalı süt çıkartacağım.
Foi por isso que te trouxe um chocolate quente.
Bu yüzden sıcak çikolata aldım.
É como dormir ao lado de um chocolate.
Yanımda tarçınlı kurabiye yatıyor hissi veriyor.
Vamos perguntar quando é que... quando é que o avião de papel do Mike muda para rato as chávenas de chocolate.
Ne zaman mikrofonun, kağıt kapaklarının şey olarak değiştiği... şey..... çikolata fincanındaki fare olarak değiştiğini soracağız.
Temos a tarte de chocolate que tanto gosta.
Sevdiğin çikolatalı kekten var.
Morderam tudo como se fosse chocolate.
Twix hastası şişko çocuklar gibi her şeyi ısırıp duruyorlardı.
Apetece-te um chocolate quente?
Sıcak çikolata alabileceğini düşünüyor musun?
Este é nosso bilhete dourado para a fábrica de chocolate.
Çikolata fabrikasına giriş için kendisi altın biletimiz.
- Com chocolate e menta!
Naneli ve çikolata parçacıklı olanından!
A nossa tradição é convidar as crianças para a área da piscina para o nosso famoso buffet africano só para crianças, e a nossa fonte de chocolate floresta tropical de 3 metros!
Geleneklerimize göre çocukları, havuzların olduğu yere, sadece çocuklara özel en ünlü açık büfemize ve dize kadar çikolatayla kaplı yağmur ormanlarına davet ediyoruz.
Queres um chocolate quente ou assim?
Şey, senin sıcak çikolataya falan ihtiyacın var mı?
Assim que se passa os fabricantes de velas e as lojas de chocolate, é mesmo um sítio lindo para viver, o tipo de lugar que não muda assim muito.
Şekercileri ve çikolata dükkanlarını saymazsak, yaşamak için muhteşem bir yer, değişimin çok olmadığı bir yer.
Isso não é revestido de chocolate.
Bu şekerleme kaplı çukulata değil.
O Advice também segue no final do grupo junto com o Chocolate Candy, o Summer Bird, Advice e, por último, o Mr.
Advice da grubun arkasında, yanında Chocolate Candy ve Summer Bird var.
Chocolate Candy começa a acordar e chega a oitavo, por fora.
Chocolate Candy hızlandı, şu anda sekizinci sırada.
Chocolate.
- Çikolata.
Fiz-te panquecas com pepitas de chocolate.
Sana çikolatalı krep yaptım.
O melhor do chocolate quente é podermos ficar com a caneca.
Bardağın bizde kalmasına izin veriyorlar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]