English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Cliche

Cliche translate Turkish

427 parallel translation
Essa teoria já se tornou num cliché freudiano bastante gasto.
O teori, sıkıcı, Frödyen bir klişe oldu.
Há um cliché nos filmes americanos que você usou no guiao.
Amerikan filmlerinde bir klişe vardır, ama senaryoda kullandınız.
- O velho cliché da sala com fumo.
Eski duman dolu oda deyişi.
Citando o cliché, parece que quem fez "foi o mordomo".
Klişe bir alıntı olacak ama bu durumda "kâhya yapmış olabilir."
É um cliché que se utiliza neste tipo de situação.
Bu tür durumlarda, bazen böyle klişeler kullanılabilir.
Eu sei que é um cliché terrível, mas a lua é lindíssima, não acha?
Romantizmin en berbat klişesi belki ama, ay çok güzel, öyle değil mi?
Ser simpática é um cliché enfadonho!
Tatlı olmak da ne?
Não se cansa de agir como um cliché? Um rufião da polícia sul americana?
Tipik bir cani Güney Amerikalı polisi oynamaktan bıkmadınız mı?
- Não use o seu velho cliché de cavalgar para o salvamento mesmo no último momento.
- Sakın ola ki, tam zamanında kurtarmaya gelme klişesini kullanayım demeyin.
Não é nada, é um cliché.
Hayır. Bir klişe.
Acerca destas coisas é muito difícil falar e pode soar como cliché mas é um risco inerente à nossa profissão.
Böyle konular hakkında konuşmak hiç kolay değil. Bu, klişe gibi görünebilir fakat bu mesleki bir tehlikeydi.
É um cliché, um psiquiatra com uma fraqueza por mulheres infelizes.
Deli doktorunun mutsuz kadına zayıflığı malumdur.
Não acha isso um cliché?
Bu basit bir klişe değil mi?
Ah – mas um cliché está cheio de verdade, caso contrário não seria um cliché.
Her klişenin içi gerçekle doludur yoksa klişe olmaz.
O que é ele próprio um cliché.
Aslında bu da bir klişe.
Isso é um cliché. E não me surpreende.
Her zaman klişeyi tahmin et, asla hayal kırıklığına uğramazsın.
Esta mulher não é um cliché.
Bu kadın bir klişe değil.
Isso é um cliché.
Ne klişe!
Como é que um cliché se torna um cliché?
Bir klişe nasıl klişe oluyor sanıyorsun?
Como é que nasce um cliché?
Klişeler nasıl klişe oluyor ki?
É um cliché, eu sei, mas... Vinho?
Biraz daha alır mısın?
Se tivessem o mínimo de auto-estima, de autovalorização e autoconfiança... Ainda que seja um cliché, a beleza é mesmo superficial.
Bir gram bile öz saygınız ya da öz güveniniz olsaydı güzelliğin sadece cilde kadar olduğunu rahatça anlardınız.
É um cliché, mas dá uma ideia...
Bir klişe ama iyi bir örnek : John Wayne.
Por horríveis que pareçam, as histórias que as raparigas contaram são comuns, cliché.
Kızların bu dehşet verici hikâyeleri, olağan hatta klişe gibi görünüyor.
Isso parece-me um cliché e óbvio.
Çok sıradan.
Não, na verdade eu estava a usar um cliché que...
Hayır, aslında ben, bir klişe kullanıyordum.
Teal'c, o cliché é :
Teal'c, kalıp şudur :
É um cliché tão velho.
Bu faydasız bir çırpınış!
É um cliché atrás do outro.
Bir biri ardına klişelerle dolu.
Rouba a jóia da coroa da alma de um homem e a sua única desculpa é um cliché saído de um postal?
Bir adamın ruhunun tacını çalıyorsun ve tek özürün basmakalıp duygular mı?
E admito que aquele "O quê?" era banal, um cliché, resposta seca.
.. ve kabul etmeliyim ki "Ne" cevabı oldukça banal, klişe ve renksiz.
Ah, isso é um cliché, Armin.
Ah, bu bir klişe, Armin.
Sabe, esse... cliché não..... resulta sempre.
Bilirsin, o belirli... kalıp her zaman..... işe yaramaz.
Um cliché comum.
Çok basmakalıp.
Pela primeira vez ultrapassei o cliché... e gostei de ser Rainha do Colégio.
İlk kez, klişe yapmayı geçebildiğimi görebildim ve aslında mezuniyet kraliçesi olmaktan zevk aldım.
Isso é um cliché, não achas?
Bu klişe değil mi sence de?
- Quem diz que é uma piada? - Estás a repetir um cliché.
- Bunun şaka olduğunu kim söyleyebilir ki?
Não estou a repetir cliché nenhum.
Adamım, benim numara çektiğim falan yok.
Sou assim tão cliché?
O kadar demode birine mi benziyorum? Hey bana bakmayın.
Um cliché.
Çirkin lider.
Possívelmente até a morte é um cliché, neste sítio.
Belki de son anın bile bir klişe olacak.
Este é o cliché número 13?
- Bu 13. fotoğraf mı?
A desfrutar do cliché.
Patron-Sekreter aşkı yaşıyor.
Cliché.
Klişe.
Vou abraçar o cliché.
Klişeyi gerçekleştireceğim.
Que cliché.
Ne klişe ama.
Haverá maior cliché?
Ne klişe değil mi?
- Família disfuncional é cliché... - Vamos aos factos, gente.
Bozuk aile ilişkilerinin bir klişe olduğunu biliyorum ama ihtimaldir.
- Essa fotografia é um cliché.
- O resim çok klişe.
O velho cliché!
Her zamanki olay.
Eu sei que vai parecer piroso e um cliché, mas eu tenho que dizer
Modasi gecmis ve basma kalip gibi gelecek ama ben...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]