Translate.vc / Portuguese → Turkish / Cobain
Cobain translate Turkish
144 parallel translation
Perguntei o que fazia quando o Kurt Cobain morreu e disse que estava a ver cartoons.
Kurt Cobain öldüğünde ne yaptığını sordum ve çizgi film izlediğini söyledi.
Não foi nada de grave.
Cobain gibi değil.
Como o Jim Morrison ou o Kurt Cobain.
Jim Morrison veya Kurt Cobain gibisin.
- É o Cobain?
- Cobain mi?
E se o Kurt Cobain tivesse desistido?
Kurt Cobain de bıraksaydı ne olurdu?
Esta canção é do Kurt Cobain. Aquele puto tem futuro!
bu şarkı bay Kurt Cobain'in idi, şimdi çocuk zirvede, ha?
- O Kurt Cobain, filho.
Kurt Cobain, dostum.
Kurt Cobain!
Kurt Cobain!
A última vez que estive numa igreja, foi quando morreu o Kurt Cobain.
En son bir kilisede Kurt Cobain öldüğü zaman bulunmuştum.
Estão um pouco dormentes, mas fiquei com calos à Kurt Cobain.
Sadece biraz hissizleştiler. Ama artık Kurt Cobain'in nasırlarına sahibim, güzel değil mi?
O grunge morreu muito antes do Kurt Cobain.
Grunge, Kurt Cobain'den çok evvel öldü.
Para falar a verdade, foi o último concerto dos Nirvana antes do Kurt Cobain...
Aslında Nirvana'nın son konseriydi, Kurt Cobain'in ölümünden önce...
Kurt Cobain.
Hadi ama, duymak istiyorum, Kurt Cobain.
Passei por isso e não me matei como o Kurt Cobain.
Neler çektim, ama Kurt Cobain gibi intihar etmedim.
Já se escreveram tantas músicas boas depois do Cobain, mas o Zack não acredita.
Cobain'den sonra bir sürü güzel şarkı yazıldı.
O Kurt Cobain, sim, queria fazer mal a ele próprio.
Kurt Cobain kendine zarar vermek istemişti.
O Kurt Cobain. Ele levou-me o grilo.
Kurt Cobain, o böceğimi aldı.
Olhem para mim, a tomar copos com o Ernest Hemingway, o Van Gogh e o Kurt Cobain.
Bana bak, Ernest Hemingway, Van Gogh ve Kurt Cobain ile takılıp içiyorum.
O corpo de Kurt Cobain foi encontrado de um tiro disparado pelo próprio.
Kurt Cobain'in cesedi evinin bitişiğindeki garajda kendi kendine ateş edildiği anlaşılan bir silah yarasıyla bulundu.
O Kurt Cobain matou aquela cabra maluca da Courtney Love, cortou a sua pila, comprou umas mamas, e ele agora é a Courtney Love.
Kurt Cobain, çatlak o.rospu Courtney Love'ı öldürdü, kendi aletini kesti, ona göğüs satın aldı, ve o Courtney Love'dır.
Vives em Seattle e a tua filha nunca ouviu falar do Kurt Cobain?
Seattle'da yaşıyorsun ve çocuğun Kurt Cobain'i daha önce duymamış.
E de Kurt Cobain?
Ve Kurt Cobain?
Eu adoro o Kurt Cobain.
Kurt Cobain'e hayranım.
Além de que acho que namorava contigo porque és parecido com o Kurt Cobain.
Hem, sanırım seninle sadece biraz Kurt Cobain'e benzediğin için çıkıyordum.
Eu mudo, fico mais parecido com o Kurt Cobain.
Değişebilirim. Kurt Cobain'e daha çok benzeyebilirim.
A maioria foi feita entre a meia noite e o amanhecer na casa de Kurt Cobain, em Seattle, Washington.
Çoğu, gece ile şafak vakti arasında Kurt Cobain'in Seattle, Washington'daki evinde gerçekleşmiştir.
Um ano depois destas entrevistas Kurt Cobain suicidou-se. ( alegadamente! )
Son konuşmalardan birinden bir yıI sonra Kurt Cobain intihar etti.
Ele tinha o charme de rancor do Kurt Cobain e a destreza com os media do Donald Trump.
Kurt Cobain'in çekiciliğine ve Donald Trump'un medya kavrayışına sahipmiş.
Cresce. Se estiver que esperar que sejas o Kurt Cobain, nunca vou ser mãe.
Senin Kurt Cobain olmanı beklemem gerekirse, hiçbir zaman anne olamayacağım.
Estou a dizer que o Cobain não queria deixar este mundo, só tentava deixar a Courtney.
Cobain bu dünyadan ayrılmak istemiyordu. - Sadece Courtney'den ayrılmak istiyordu.
Coleridge ou Kurt Cobain fazendo seu melhor trabalho,... sem pressões.
- Coleridge yada Kurt Cobain etki altında, en iyi işlerini yapıyorlardı.
Bela camisa Kurt Cobain.
Güzel gömlek, Kurt Cobain.
Foste melhor que o Kurt Cobain.
Kurt Cobain'den daha iyiydin.
Parecias o Cobain "Ferido".
Hurt Cobain gibisin.
Tem alguma coisa a ver com Kurt Cobain?
Bu işin içinde Kurt Cobain mi var?
E aquele maricas do Cobain tinha que vir e estragar tudo.
- Kurt Cobain pısırığı geldi ve her şeyi yok etti.
Excepto o Kurt Cobain, meu Deus eu amo-o.
Kurt Cobain dışında, aman tanrım onu seviyorum.
Melhor que o teu Kurt Cobain.
Senin Kurt Cobain'den daha iyi.
Jesus, aprovo-te como o único homem fixe para além do Kurt Cobain.
İsa, seni Kurt Cobain dışındaki tek müthiş adam olarak kabul ediyorum.
Ele não é tão fixe como Jesus ou o Kurt mas...
O tabii ki İsa ya da Kurt Cobain gibi müthiş biri değil.
Marvin Cobain.
Kuzenin, Marvin Cobain!
E aquele maricas do Cobain tinha que vir e estragar tudo.
- Sonra o Cobain korkağı çıkıp işleri piç etti.
O Kurt Cobain tocou com ela. A Courtney deu-ma.
Bu gitarı Kurt Cobain çaldı.
Dás-me a guitarra do Kurt Cobain porque comeste a Mia?
Mia'yı siktiğin için bana Kurt Cobain'in gitarını mı veriyorsun?
Não, dou-te a guitarra do Kurt Cobain, porque... És o meu único amigo e eu desiludi-te.
Hayır, Kurt Cobain'in gitarını veriyorum çünkü sen benim tek dostumsun ve...
O Kurt Cobain tocou nesta guitarra.
Kurt Cobain bu gitarı çalmış.
Parece uma guitarra em que o Cobain teria tocado.
Sanki Kurt Cobain çalmış gibi.
O corpo do Kurt Cobain foi encontrado num quarto por cima da garagem da sua deslumbrante casa na Lake Washington Boulevard
Kurt Cobain'in cesedi, Washington Gölü yakınındaki evinde garajının üst katında bir odada bulundu.
O Kurt Cobain... - Ele morreu. - O quê?
Kurt cobain ölmüş.
Ela não me conhece muito bem, mas improvisará umas quantas coisas. Não venhas com essa... coisa de ser um incompreendido, à Kurt Cobain.
- Kurt Cobain'in "yanlış anlaşılıyorum" tavırlarını takınma bana.
Kurt Cobain morreu hoje.
Bugün Kurt Cobain öldü.