English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Coker

Coker translate Turkish

389 parallel translation
O "joker" deu-me uma sequência.
Coker elimi güçlendirdi.
Esta é a segunda vez que tiras o "joker".
Şu anda ikinci kez coker çekiyorsun.
Somos unha com carne, o "joker" e eu.
Biz sırt sırta, aynı soydanız, coker ve ben.
Escute. O CO2 está muito baixo.
- Dinle CO2 aşağı çöker, yerde birikir
Os esquilos prostrar-se-iam
Sincaplar önümde diz çöker
Está com você?
Fazla uzatma, yoksa yönetmen ensene çöker.
Ou ajoelha-se perante Dagon ou morre perante ele.
Ya Dagon'un önünde diz çöker ya onun önünde ölür.
Tal como estão agora, se uma cair todas caem, incluindo o tecto.
Bu haliyle bir taş oynasa tavan dahil her şey çöker.
É preciso ser-se boa cozinheira para fazer queques de mirtilo, para impedir que os mirtilos assentem no fundo.
Yaban mersinli kek yapmak için iyi aşçı olmak lazım, Yoksa yaban mersini kekin dibine çöker.
Tentarei, com turvados pensamentos, dormir um pouco para que amanhã o plúmbeo sono não me derrube quando montar devia com as asas da vitória.
İçim rahat olmasa da ben biraz uyumaya çalışacağım. Yoksa yarın, zafer kanatlarıyla uçacağım yerde, uyku kurşun gibi çöker üstüme, kımıldayamaz olurum.
Bem cedo, o pedestal balança. E depois desmorona.
Çok geçmeden, taban sallanır ve sonra da tavan çöker.
Porque falo eu tanto?
Diz çöker misiniz lütfen?
Senão, o telhado ainda cai.
Tüm tavan başımıza çöker.
Sam... alguns homens envelhecem sem se tornarem cobardes.
Sam bazıları erken çöker.
Aquilo explode, o tecto cai-lhe em cima... Ele segura-o com os ombros, pois é muito forte...
Bomba patlar ve mahzen üzerine çöker.
Então, a idade pesa-lhe de repente.
Sonra tüm yaşlılığı bir hamlede üstüne çöker.
A madre está certa, se você desistir, eles irão pra casa.
Bırakırsan herkes gider. Duvarlar çöker.
- Assim que escureça.
- Karanlık çöker çökmez, efendim.
Se me visse na rua, se ajoelharia aos meus pés?
Beni sokakta görseniz, önümde diz çöker miydiniz?
Sim, à noite fica mais escuro.
Evet, buralarda gece olunca karanlık çöker!
Assim que escurecer, eles aparecem.
Karanlık çöker çökmez... buraya geleceklerdir.
Eles faziam todos os esforços para recuperar os tanques deles mal caía a noite.
Fakat onları daha iyi değerlendirir görünüyorlar ve akşam karanlığı çöker çökmez tamir etmek için, var güçleriyle çalışıyorlardı.
Tranca-se, fecha-se e este é o tempo em que um invasor poderia tomar o país pelo telefone. Se ele pudesse arrumar alguém para responder isto.
Sis çöker ve hayat felç olurdu... ve bu zamanda koca bir memleketi telefonla fethedebilirsin... tabii eğer telefona cevap verecek birisini bulabilirsen.
Se ela creditar o que investir, vai desabar tudo.
Eğer nakit ödeme yaparsa, herşey çöker.
Apesar de todo o nosso esplendor mecânico, se não fosse esta corrente contínua de impulsos motores, cairíamos por terra que nem um molho de brócolos.
Muhteşem mekanizmamıza rağmen motor iletilerin bu devamlı akışı olmasaydı çöker giderdik tıpkı bir tutam brokoli gibi.
- Estou a perceber. - Deve cair lá para a hora do almoço.
Muhtemelen öğle yemeğinde çöker.
Vamos pedir a opinião de um perito. Acha que vai cair até à hora do almoço, Sr. Stubbs?
Öğlen çöker mi sizce, Bay Stubbs?
- É asfalto. Estalava todo.
- Çatı asfalt kaplı, çöker.
Em breve vai anoitecer e já está a ficar frio.
Böbürleniyor muyum? Birazdan karanlık çöker ve hava birden soğur.
O sol nasce, a noite cai
Gün doğar, gece çöker
É então que o aparelho digestivo entra em colapso, acompanhado de descargas incontroláveis da flatulência.
Bu aşamaya gelince bütün sindirim sistemi çöker ve ardından kontrol dışı gaz çıkarma başlar.
Toda a gente vem abaixo de vez em quando.
Herkes ara sıra çöker.
Mas umas semanas depois, a água afunda-se na areia do Kalahari.
Ama birkaç hafta sonra su, Kalahari kumunun dibine çöker.
E quando se retira uma única pedra desse edifício, todo o edifício desmorona.
# Bu gösterişli binadan tek bir taş çekilip çıkarılırsa, tüm bina çöker.
Quando se começa a perder?
Nasıl tozlar çöker üzerine? Yitip gittiğinde mi?
- Quando está deprimida, fica maníaca.
- Holly'i bilirsin. Morali bozuldu mu çöker.
Podes ajoelhar-te?
Şimdi diz çöker misin?
Eles tem que te aceitar ou a estrutura social desmorona.
Seni kabul etmek zorundalar yoksa bütün sosyal yapı çöker.
Sem a lei, só há escuridão.
Kanunlar olmaz ise karanlık çöker.
Ou seja, se ela se levantar e não vir ninguém, as hormonas deslocam-se para os pés e vão pelo ralo quando toma duche.
Ayağa kalkar ve çevresinde kimseyi göremezse hormonları ayaklarına çöker ve duş alırken atık suyla beraber düşer.
"pois o chão cede sob os seus pés e o sonho começa..."
Çünkü altındaki yer çöker. Ve rüya başlar.
Punha-se de joelhos, agarrava-se ao estômago do outro, e apertava até...
Dizlerinin üstüne çöker ve birisinin karnından tutabildiği kadar parçayı tutar ve pes edene kadar sıkardı.
As linhas belas do modelo antigo perdem a sua elegância.
Eski modellerin güzel hatları zamanla zarafetini kaybeder. Onu yıkarsınız, cilalarsınız ama yine de işe yaramaz. Tamamen çöker ve donuklaşır.
O sacerdote caiu de joelhos, a dizer...
Rahip dizlerinin üstüne çöker ve şöyle der ;
As acções não valem nada, o mercado caiu a pique.
Tahvil bittiğinde, borsa çöker, ben harap oldum!
Aquele que reza deve sempre ficar de joelhos antes de dar o golpe.
Peygamberdevesi saldırmadan önce hep tek dizi üzerine çöker.
Incêndios, derrocadas, trabalhadores que...
Yangın çıkar, bina çöker, isçiler...
Robert Siodmak, Edgar Ulmer, Andre De Toth.
Hoşça kal. Tren istasyonuna soğuk bir gerçeklik çöker.
Só subsidiamos escolas privadas, quando deixarmos de acreditar no ensino público.
... Hükümet özel okullara sınırlama getirirse eğitim sistemimiz çöker.
A lama irá ser depositada onde quer que a corrente que a transporta, abrandar.
Çamuru taşıyan suyun hız kestiği yerde çamur dibe çöker.
Vou falar novamente, desligue apenas uma coisa, não será problema, mas se tirar tudo de uma vez, o sistema entra em colapso, e... olhe em seu redor, cara!
Tek bir şeyi çıkarırsan sistem bunu telafi edebilir. Ama bir seferde her şeyi çıkarırsan sistem çöker. Etrafına baksana.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]