English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Coleman

Coleman translate Turkish

678 parallel translation
Va, va, benditos sejam meus olhos. Vejam só, se não é Breck CoIeman!
Bu gelen Breck Coleman değilse ne olayım!
CoIeman, geralmente eu passo bem o inverno.
Kışlar çoğunlukla bana yarıyor, Coleman.
Ted, Eu te falei deste garoto, Breck Coleman?
Hey Jack, sana bahsettiğim Coleman bu işte.
É Breck Coleman.
O Breck Coleman.
- Ola, Coleman.
- Selam, Coleman.
Coleman vai ser o guía da caravana.
Coleman konvoya rehberlik edecek.
Coleman sabe que tú es o chefe da caravana.
Konvoyun patronunun sen olduğunu biliyor.
Sr. Cameron, o Sr. Coleman.
Bay Cameron, bu bay Coleman.
- Prazer, Sr. Coleman.
- Merhaba Bay Coleman.
Sr. Coleman, podería dar uma olhada em nossa carreta?
- Bay Coleman, bizim malzemeleri kontrol edermisiniz?
Sr. Coleman, minha irmã Ruth.
- Bay Coleman, bu kız kardeşim Ruth. - Robert Gray.
- Ola, Sr. Coleman.
- SelamColeman.
Não gosto deste homem, Coleman.
- Bu Coleman denen herifi sevmiyorum.
Quánto tempo ficará fora?
Geri dönmen ne kadar sürer, Coleman?
Estou começando a entender por qué razão não gosta do Coleman.
Coleman'dan neden hoşlanmadığını şimdi anlamaya başlıyorum.
Coleman se foi ha dois días.
Coleman gideli 2 gün oldu.
Perguntam se Vc. pode Ser sua india.
Coleman'ın seni eş olarak istediğini söylüyor.
- mas é Breck Coleman.
- Bu Breck Coleman!
Disseste para não me sentar na poltrona quando Breck se foi.
Evet. Ayrıca Breck Coleman etraftayken sallanan sandalyeye oturmamamı söylemiştin.
Voce sim é que é um velho mentiroso. Esse indio está comprando sua irmã para Coleman.
Zeke, seni yalancı düzenbaz o kızılderililer Coleman'a eş olsun diye Cameron'un kızı kardeşini satın alıyor.
Coleman não pode encontrar uma india solteira?
Yani Coleman kendine bir eş satın alıyor diyebiliriz, ha?
- E voce, Coleman?
- Nasıl gidiyor, Coleman?
Flack, esta lembrado de que Coleman te disse que se López ou Thorpe se afastassem do acampamento não voltariam nunca mais?
- Hey, Flack. - Evet? Coleman sana eğer Lopez veya Thorpe çalılıkların arasında başı boş dolaşmaya giderlerse...
Éle e Coleman se encontraram perto do río e Coleman o matou. - Tem certeza?
- O ve Coleman ormanda kapıştılar ve Coleman onu vurdu.
E vi o Coleman junto ao cadáver.
- Silah sesini duydum ve Coleman'ın adamın başında dikildiğini gördüm.
- Coleman matóu Thorpe perto do río.
- Coleman, Bay Thorpe ile ormanda karşılaşmış ve onu vurmuş!
Breck Coleman não pode ter matado o Thorpe.
- Coleman Thorpe'u öldürmüş olamaz.
Coleman e Bill Thorpe eram rivais.
Coleman ile Thorpe arasında Bayan Cameron yüzünden anlaşmazlık vardı.
Se não foi Coleman, quem foi?
Coleman yapmadıysa, o halde Thorpe'u kim vurdu?
Mente, porque é amigo de Coleman.
Coleman bu adamın arkadaşı.
Coleman não será o rastreador, nem o guía enquanto eu for o chefe.
Bundan böyle ben bu konvoyun lideri olduğum sürece Coleman izcilik falan yapmayacak.
Coleman, os colonos querem continuar.
Coleman, göçmenler devam etmek istiyor. Seni takip edeceğiz.
Chapi esta morto, Coleman.
İhtiyar Charlie öldü, Coleman.
Eu os levarei ao vale de que nos falou Coleman.
Sizi Coleman'ın bahsettiği vadiye götüreceğim. Coleman, ha?
E não quer pedirlhe que cuide tambem de Breck Coleman?
Tanrıdan Breck Coleman'ı korumasını istemeyecekmisin?
Dizem que Breck Coleman sabe cuidar-se sozinho.
Zeke, Breck Coleman'ın kendini koruyabileceğini söylüyor.
Não ha nenhuma duvida, rapaz.
- Ne yaptılar, Coleman?
O que fizeram, Coleman?
- En iyi arkadaşımı öldürdüler.
Coleman, nossas esperanças se realizaram.
Coleman, hayallerimize ulaşmamızı sağladın.
Segui-lo até o final. Voce é um homem que sempre segue seu caminho até o final.
Coleman, sen peşinden gidilecek adamsın.
Breck Coleman não voltou e voce vai busca-lo.
Breck geri dönmedi. Onu aramaya gidiyorsun.
Va onde for Breck Coleman sabe se cuidar.
Breck Coleman şu an her neredeyse kendi başının çaresine bakıyordur.
Que é? Esse rapaz, Breck Coleman, o deu pra mim
Bizi bırakıp giden Breck Coleman adındaki genç...
Mr. Coleman!
Bay Coleman!
O senhor, Mr. Stewart, Mclntosh, Coleman, Byrne e eu näo nos amotinámos.
Siz, Bay Stewart, Mclntosh, Coleman, Byrne ve ben isyancı değiliz.
Este é o Sr. Coleman, o secretário do pai.
Bu da Bay Coleman. Babamın sekreteridir.
- Coleman.
- Coleman.
Wild Bil jogava pôquer com Coleman... e, de repente, entrou McCal, magro, feio e bêbado... e disparou no Bil pelas costas.
Bir gün yine salonda oturmuş poker oynayıp içiyoruz Jack, McCall'a pislik yaptı, o whiskey şişesi ile burnumu kırdı ve ben de onu salonun zeminine çiviledim.
- Ola, Coleman. - Afaste-se.
- Merhaba, Coleman.
Coleman não vem. Fica aquí.
Onu geride bırakıyorum.
Chegou a tempo, Coleman.
Tam zamanında geldin, Coleman.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]