English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Portuguese → Turkish / Collin

Collin translate Turkish

172 parallel translation
Estamos-lhe muito agradecidos, Sr. Collin.
Hepinize minnettar olması gereken çok şey var Bay Cole.
Collins... James Collin
Collins, James Collins.
- A minha arma, Collin.
- Git tüfeğimi getir, Colin.
Então, minha senhora, diz-me que o senhor Michael Collin Gallagher é a causa do que aconteceu ao falecido senhor Diaz?
Yani saygıdeğer Bay Diaz'ın ölümünden... Michael Colin Gallagher'ın sorumlu olduğunu söylüyorsunuz.
Collin. Está guardando uma mesa na área VIP para nós.
Zamanla alışıyor musun?
O Marinheiro Collins está de volta.
Dikkat et! Kaptan Collin geri döndü.
A orientação sexual de Mr. Collin não tem nada a ver com este caso.
Bay Collin'in cinsel tercihinin bu dava ile hiç bir ilgisi yok.
O médico ia lá uma vez por mês.
Doktor Collin ayda bir gelirdi.
Colin, o que farias acerca disto?
- Collin, sen olsan ne yapardın?
Mm-hmm, e o nome dele é Colin.
Evet, adı da Collin.
Mostra-lhe, Colin.
- Göster! Göster ona, Collin.
Sou amigo do Collin.
- Ben Colin'in dostuyum.
Collin, 25 microlitros.
Asetilkolin- - 25 mikrolitre.
Arranje reagente Collin.
Bana vitamin bileşeni hazırla.
Qual reagente Collin?
Hangi vitamin bileşenini?
Collin. 25 microlitros.
Asetilkolin- - 25 mikrolitre.
Se olharem atrás de mim verão Joe Blake e Terry Collins.
Joe Blake ve Terry Collin. Hâlâ bankadalar.
E o corte de cabelo á Collin Powell.
Kısacık Colin Powell saç kesimli uyuz herif!
- Sou o agente Collins do FBI.
- Ben FBI'dan Ajan Collin.
- Eu sou a Ellen Macdermott a mãe do Collin
Adım Ellen McDermott. Colin'in annesiyim.
- Obrigado O Collin também é muito querido
- Teşekkürler. Colin de çok tatlı.
Sou o Collin Mcdermott.
Colin McDermott.
Lá vai o secretário do ódio, Collin Kapow!
Ve işte Nefret Genel Sekreteri Ölümcül Colin Powell geliyor!
Collin Flakes vai matar-me de tanto tédio!
Collin Flakes. Canımı sıkıyor.
Mas desta vez esta super cheio porque o Ashton Kutcher está a desafiar o Collin Farrel para um braço de ferro... e o vencedor recebe um shot de tequilla do peito da Paris Hilton.
Bugün ekstradan dolu çünkü Ashton Kutcher... Colin Farrell ile bilek güreşi yapacak... ve kazanan, Paris Hilton'un göğsünden bir kadeh tekila içecek.
"Control Freaks" é o filme. E Colin Farrell, que é só amigo dela...
Filmin adı "Control Freaks" Collin Farrell ile arkadaş.
Colin Farrell... deixou-me outro recado estranho.
Tüyler ürpertici Collin Farrell yine tüyler ürpertici bir mesaj yollamış.
Colin, é uma boa oferta, mas esquece.
Collin, iyi bir teklif ama boş ver. Başkan salağın teki.
- Allen!
Collin!
A angariação de fundos da Caitlyn na noite passada foi em Rev, o novo clube na Collin Street.
Caitlyn'in bağış toplantısı dün gece Collins'teki yeni gece kulübündeydi.
Quando derrubei o Steve Collins... caiu uma chávena de café ao chão.
Steve Collin'i yere düşürdüğümde bir fincan kahve yere döküldü.
Um amigo gerencia a melhor boate na Av. Collin. Está guardando uma mesa na área VIP para nós.
Bize bir masa ayırmış.
O nome dele é Collin Nevin.
Adı Collin Nevin.
Que é o que eu tenho medo que o Collin ande a fazer.
Ben de Collin'in tam olarak böyle işler yaptığından korkuyorum.
O Collin vive de um fundo.
Collin, dayanışma fonlarıyla geçimini sağIıyor.
Julie, porque suspeita que o Collin ande a fazer alguma coisa?
Julie, neden Collin'in bir işler çevirdiğinden şüpheleniyorsun?
O dinheiro não é suposto ter importância por isso fiz com que o Collin pense que sou uma rapariga de classe média.
Paranın konu olmaması gerek. Bu yüzden Collin'in orta sınıftan biriymişim gibi düşünmesini istiyorum.
Ele está na oitava volta e eu a caminho do Starbucks tenho a dizer-te que espiar o Collin é um pouco aborrecido.
Sekizinci turunda ve ben de şimdi Starbucks'a gidiyorum. Çünkü, söylemeden duramayacağım, Collin'i gözetlemek biraz sıkıcı.
O que andas a fazer, Collin?
Neyin peşindesin, Collin.
Em primeiro lugar, o Collin não está a jogar ténis.
İIk olarak, Collin tenis oynamıyor.
Muito bem, Collin, dá-me o que procuro.
Pekala, Collin. Gelmeme değecek bir şeyler göster bakalım.
E por falar em homens que não consegui seduzir hoje, está na altura de ver o que o Collin costuma fazer com o computador.
Ve konu erkeklere gelmişken bugün cazibem sınıfta kaldı. Bakalım Collin neleri araştırıyor.
"Portal de Genealogia Pesquisa - Julie Bloch" A Julie tem tanto medo de contar ao Collin sobre o dinheiro de família.
Julie, Collin'e ailesinin parasından bahsetmeye çekiniyordu.
Depois de uma minuciosa investigação o Collin parece ser um namorado leal e de confiança, sem registo criminal os amigos e ex-namoradas falam muito bem dele.
AyrıntıIı bir incelemeden sonra bile Collin sadık, eşine bağIı, sabıkasız biri gibiydi. Arkadaşları ve eski sevgilileri bile hakkında çok iyi şeyler anlattı.
Julie, o Collin fez as pesquisas há 5 dias.
Julie, Collin'in ailen hakkında yaptığı araştırma beş gün öncesine ait.
Tudo o que o Patrick Collin Nevin disse, é verdade.
Patrick Nevin Collin'in sana anlattığı herşey doğru.
O meu próximo namorado será do tipo Jude Law ou Colin Farrel?
Tamam, yeni erkek arkadaşım, Jude Law ya da Collin Farrel tipinde mi olsun?
Operação Q... o programa de testes atómicos da Agência Federal de Defesa Civil segundo a repórter, Joan Collin.
Q Operasyonu İç İşleri Sivil Savunma Başkanlığı'nın bir atomik test programı olup araştırmacı gazeteci Joan Collin tarafından yerinde incelenmiştir.
- Olá, Collin. Como estás?
- Nasılsın, Collin?
Vou dizer ao Delegado Cullen qual foi o tipo de carro que alugou.
Müdür Collin'e nasıl bir araba kiraladığını söylemeyecek değilim.
Colin...
Collin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]