Translate.vc / Portuguese → Turkish / Colonial
Colonial translate Turkish
383 parallel translation
O lugar de honra era preenchido, muito alegremente, pelo major Duvall, da infantaria colonial.
Koloni Piyade Birliği'nden Binbaşı Duval şeref koltuğunu fazlasıyla dolduruyordu.
Adoptei o garbo e o carácter de um bispo colonial a coleccionar decalques de Igrejas durante as férias.
Bu nedenle, tatilini, ülkedeki kiliseleri dolaşıp pirinç kabartma koleksiyonu yaparak değerlendiren bir piskopos karakterine büründüm.
A Sra. Salma recebe o vestido e o chapéu colonial.
Madam Salma bir güneş kaskı ve bir elbise giyiyor.
Ele estava no serviço colonial.
Kocası koloni yönetimindeymiş.
Lembram-se da casa dos hóspedes, estilo colonial, portadas verdes.
Misafirhaneyi hatırlarsınız, koloni evi tarzında, yeşil panjurlu. Geçmeye çalıştığımız o ev değil mi?
- Sr. Bradshaw, do ministério colonial.
Efendim Cecil Bradshaw koloniler bürosundan.
Assinadas pelo ministério colonial e rubricadas pelo general Sutherland.
Hem koloniler bürosu, hem de General Sutherland.
Bradshaw, do ministério colonial.
Koloni bürosu tarafından hazırlamışlar.
E nunca vi tais ordens do ministério colonial.
Koloni bürosundan öyle bir emir de gelmedi.
Recebi instruções do ministério colonial, de Londres.
Londra'daki koloniler bürosundan emirler aldım.
Acabo de receber uma mensagem do Ministério Colonial, que diz :
Koloni bürosundan biraz önce bir mektup aldım.
Tenho um primo em terceiro grau que serve lá no governo colonial.
Uzak bir kuzenim orada görev yapıyor.
Esta é a diplomacia colonial.
Bu sömürge politikası.
Adoro o teu humor colonial cru.
Senin bu saf espirilerine bayılıyorum.
Encontramo-nos na casa colonial.
Koloni Evi'nde görüşürüz.
Padre Pierre, porque ficou nesta terra Campari colonial, onde o tilintar dos copos se mistura com o zumbido dos mosquitos, onde cascatas de uísque arrastam para longe as preocupações de um whicker cansado do mundo?
Peder Pierre, bu kolonyal Campari diyarında niye kaldınız? Bardak çınlamalarının sinek vızıltılarına karıştığı viski şelalelerinin bezgin kişneme kaygılarını yıkadığı bu yerde?
Padre Pierre, porque ficou nesta terra colonial Campari, onde o tilintar dos copos se mistura com o zumbido dos mosquitos, onde cascatas de uísque arrastam para longe as preocupações de um whicker cansado do mundo?
Peder Pierre, bu kolonyal Campari diyarında niye kaldınız? Bardak çınlamalarının sinek vızıltılarına karıştığı viski şelalelerinin bezgin kişneme kaygılarını yıkadığı bu yerde?
Mais de 16 milhões de jovens americanos ressuscitam uma tradição americana de 300 anos, o recrutamento, através do qual, desde os primórdios da época colonial, os cidadãos aptos se sujeitavam a servir na defesa nacional.
16 milyondan fazla genç Amerikalı sömürge zamanlarından kalma 300 yıllık askere alma geleneğini yeniden canlandırıyor. Eli silah tutan herkes ulusal güvenliği sağlamak için göreve çağrılıyor.
Era coloridol e colonial e jogava olhares.
Rengarenkti ve koloniye aitti, ve ışıltı saçıyordu.
Os soviéticos seriam tratados como meros nativos no império colonial alemão.
Sovyet halkına bir Alman koloni imparatorluğu içerisinde sıradan yerliler gibi muamele edilecekti.
Não é possível impor a lei colonial por meios militares.
"Eski sömürge düzeninizi, askerî yöntemlerle kabûl ettirebileceğinizi düşünmüyorum."
Ao abrigo da lei de 7 de Julho de 1900, sobre a organização do exército colonial... e o decreto de 7 de Fevereiro de 1912, e de decretos subsequentes... sobre o recrutamento do exército... e à luz de certas indicações da existência de guerra... entre a França e a Alemanha... e devido à responsabilidade em que fui investido... Eu, sargento Auguste Bosselet... faço o apelo a todos os homens de nacionalidade Francesa... com residência permanente ou temporária... em Fort Coulais da África Equatorial Francesa... a se submeterem às minhas ordens.
7 Temmuz 1900 tarihli, koloni ordusu kanunu ve 7 Şubat 1912 ve müteakip tarihlerdeki askere çağırma emirleriyle ve Fransa ve Almanya arasında çıkmış olması muhtemel savaşa dayanarak bana verilmiş olunan sorumluluklar dâhilinde ben, Astsubay Auguste Bosselet böylelikle, Afrika'daki Fransız Kolonisi olan Fort Coulais'deki tüm Fransız vatandaşlarını askere çağırarak emrim altına almış bulunuyorum.
Glória da França colonial...
Fransız Kolonisi zafer ve maceraları..
A perseguir víbora Colonial,
Koloni Viperını kovalıyoruz,
Víbora colonial mudou de direcção.
Koloni Viperı kaçtı.
Um guerreiro colonial, um capitão! E, meu Deus, uma pistola laser.
Ve bu, gözlerime inanamıyorum, bir lazer silahı.
- Que o teu pai era um guerreiro colonial.
- Babanın bir Koloni savaşçısı olduğunu.
Cylon, o Olho Vermelho, está a usar uma pistola colonial.
Cylon, Kırmızı Göz... Koloni silahı taşıyor.
Se sabem que sou um guerreiro colonial, vão procurar a minha nave.
Eğer benim Koloni savaşçısı olduğumu öğrenirlerse gemimin peşine düşecekler.
Não quero que saibam que sou um guerreiro colonial.
Herkesin bir Koloni Savaşçısı olduğumu bilmesini istemeyiz.
Diga-nos quando foi a última vez que aterrou aqui um caça Colonial.
Bize buraya en son ne zaman bir Koloni şilebinin geldiğini söyle.
É um contrabandista mentiroso. Sou um Guerreiro Colonial.
- Ben bir Koloni savaşçısıyım.
Os nossos batedores encontraram as naves da frota colonial.
- Sürüklenen sivil Koloni gemilerini bulduk.
Não quiseram entregar os despojos ao Comandante Colonial.
Koloni komutanına pay vermemişler.
E se o guerreiro colonial foge da nossa patrulha?
Ya koloni savaşçısı devriyemizden kaçarsa?
Capturámos um guerreiro colonial.
Bir koloni savaşçısı yakaladık.
E o guerreiro Colonial?
Ya koloni savaşçısı?
- E o guerreiro Colonial?
- Ya koloni savaşçısı?
O guerreiro Colonial ficou ferido na colisão.
Koloni savaşçısı kazada yaralanmıştı.
Onde está o guerreiro Colonial?
Koloni savaşçısı nerede?
Lamento informar que o guerreiro Colonial... terminou.
Koloni savaşçısının öldüğünü üzülerek bildiriyorum.
Colonial Viper no quadrante. lntercetando.
Çeyrek dairede, koloniye ait bir engerek.
Oh, claro, agora... mas quanto tempo pensas que leva para ser um verdadeiro guerreiro colonial?
Şimdilik öyle. Ama, deneyimli bir pilot ne kadar zamanda yetişir, biliyor musun?
Como guerreiro colonial, primeira classe... tens direito ao primeiro daggit que aparecer.
Savaş pilotluğunda ilk seviyeye geldiğinde....... ilk daggitine sahip olmaya hak kazanacaksın.
Tenente Starbuck, receio que é meu dever acusá-lo da morte do Sargento Ortega da Frota Colonial.
Teğmen Starbuck maalesef benim görevim sizi Uçuş Çavuşu Ortega'yı öldürmekle suçlamak.
Se alegar autodefesa, deve, sem dúvida, deixar o Serviço Colonial mas deverá apenas receber uma pena suspensa.
Nefsi müdafaa olduğunu söylerseniz koloni servisinden uzaklaştırılacaksınız ama cezanız tecil edilecek.
E agora está na altura deste Coronel colonial tomar um copito.
Şimdi bu Koloni Albay'ı için küçük bir içki zamanı.
Se tem entre 16 e 46 yahrens e não tem presentemente uma ocupação civil extremamente crítica, deve considerar tornar-se um guerreiro colonial.
'Eğer 16 ve 46 yaş arasındaysanız've sivil hayatta önemli, ciddi bir işiniz yoksa, 'Koloni savaşçısı olmayı düşünün.
Era difícil imaginar um guerreiro colonial dependendo de Cylons para sobreviver mas aqui estava eu
Bir koloni savaşçısının yaşamak için Cylonlara bağlı olduğunu hayal etmek zor olmalı ama ben öyleydim.
Tenente Primeira Classe da Frota Colonial Eu, pôr este meio lhe dou a vida.
Koloni filosunun Birinci Sınıf Teğmeni olarak....... sana hayat veriyorum.
Ele ainda não tem o direito de usar um chapéu colonial. Daqui a 2 ou 3 meses, talvez ele seja iniciado, quando pedir... mas, por enquanto, só faz uma apresentação simples.
İki ya da belki üç ay içinde, yapması gerektiğinde üyeliğe kabul edilecek.